- "Efendim , Allah'la olmak ne güzel. Lakin O'nu nasıl bulacağız?" - " insan kaybettiğini bulur, bizler O'nu kaybetmedik ki! Zira O ki kaybolmayandır. Ne yana baksak O'nu görürüz, ne söylesek O'nu söyler, ne işitsek O'nu işitiriz. Lakin yaşamak gözlerini kör, kulaklarını sağır eder insanın. Gördüğüne bakmaz, baktığını bilmez, bildiğine gidemez . İşte biz dahi dünya ile ne denli boyamışsak gözlerimizi apaçık olanı göremeyiz. Evvelâ kendimize dönmeli, kendimizi bilmeliyiz . O vakit görürüz ki düşman kendi içimizde ve o ölmeden gözlerimizde perde, kulaklarımızdan sesler ve gönlümüzden mühür kalkmayacaktır. Amma ki illa maksat bulmaksa O'nu o vakit aramak gerek. Bulana kadar değil ölene kadar aramak gerek."
Benim gönlüm gözüm aşkdan doludur Dilim söyler yari yüzüm suludur Öd ağacı gibi yanar vücudum Tütünüm göklere seher yelidir ... Yunus sen Tapduk'a kılgıl dualar Aşıklar meydanı Arş'dan uludur
Reklam
Melek Gibi Güzel
Her anne ve baba bebekleri için aynı şeyi söyler: “Melek gibi güzel!” Aşıklar da sevdikleri için,”Tanrısal güzellikte!” derler. Ama kim meleklerin yüzlerinin nasıl olduğunu ya da Tanrının maaş istiyorum neye benzediğini bilebilir ki? Tabii ki, kimse bilemez… Ama zaten bu tartışılmazdır. Bir tanrı, bir melek mutlaka çok çok güzeldir. Patlak gözleri, dişsiz bir ağzı, akan bir burnu, sarımsı bir teni olan şeytandır. Yani, kötüdür. Masallarda da kötü canlılar asla güzel değildir, eğer kendilerini güzel gösteriyorlarsa, bunu başkalarını iyi olduklarına inandırmak için yapıyorlardır mutlaka. Kötü birini çizmek istiyorsak, işimiz kolaydır-Çirkin birini çizeriz, olur biter. Oysa, güzelliğin iyilikle, çirkinliğin de kötülükle hiçbir ilgisi olmadığını pekala biliriz. O halde, biri iyi bir şey yaptığında, neden güzel bir hareket yaptığını, güzel bir davranışta bulunduğunu söyleriz? Peki ya, biri kötü bir şey yaptığında, neden çirkin bir şey yaptığını, çirkin bir davranışta bulunduğunu, hatta o kişinin çirkin biri olduğunu söyleriz?
Sayfa 14 - Günışığı Kitaplığı
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Eskiler kasideler sunarlarmış, adına "Raazaniyye" dedikleri kasideler. İrfan ehli ilahiler söyler, Ramazan ilahileri derlermiş. Âşıklar mani düzermiş.
Kimse görmemiştir aşkı, gizlidir aşk gözlerden Uzaktır bu âşıklar böyle bomboş sözlerden Herkes bir şeyler söyler aşka dair kendi aklınca Uzaktır aşk her zaman "şöyledir"den, "böyledir"den
Reklam
-"Allah'la olmak ne güzel. Lakin O'nu nasıl bulacağız?" -"İnsan kaybettiğini bulur, bizler O'nu kaybetmedik ki! Zira O ki kaybolmayandır. Ne yana baksak O'nu görürüz, ne söylesek O'nu söyler, ne işitsek O'nu işitiriz. Lakin yaşamak gözlerini kör, kulaklarını sağır eder insanın. Gördüğüne bakamaz, baktığını bilemez, bildiğine gidemez. İşte biz dahi dünya ile ne denli boyamışsak gözlerimizi apaçık olanı göremeyiz."
Sayfa 126Kitabı okudu
En iyi aşıklar Afazililerden çıkıyormuş diyolla :P
Tehlikeli İlişkiler 'de Marteuil Markizi Valmont Vikontu'na mektup yazdığında, Markiz Vikont'u mektuplarının mükemmel olduğu gerekçesiyle eleştirir, gerçek bir aşığın o denli tutarlı olamayacağını, sahici aşıkların ancak darmadağın cümleler kurabileceğini söyler. Dil aşkın çalımına takılır, arzu güzel söz söyleme yeteneğinden yoksundur (oysa o andaki kabızlığımı Vikont'un sözcük dağarcığıyla değiştirmek için neler vermezdim.)
Sayfa 38
Bir gün, birisi bir Meczuba: -Ey sevdalara gark olan, dedi, Cennet'i mi istersin, yoksa Cehennem'i mi? Meczûb ak çiçekli dallar gibi nazla safa ile titredi de dedi ki: -Ey Adam! Bana öyle suâl sorma... Rabbim benim için ne dilerse ben onu severim!... Şeyh Sadî ne hoş söyler: -Âşıklar su içmezler demem. Hayır, içerler. Fakat Nil kenarında olsalar bile, içtikçe susuzlukları artar!...
Sayfa 130 - (e kitap)Kitabı okudu
" İnsan kaybettiğini bulur, bizler O'nu kaybetmedik ki! Zira O ki kaybolmayandır. Ne yana baksak O'nu görürüz, ne söylesek O'nu söyler, ne işitsek O'nu işitiriz. Lakin yaşamak gözlerini kör, kulaklarını sağır eder insanın. Gördüğüne bakamaz, baktığını bilemez, bildiğine gidemez. İşte biz dahi dünya ile ne denli boyamışsak gözlerimizi apaçık olanı göremeyiz. Evvela kendimize dönmeli, kendimizi bilmeliyiz. O vakit görürüz ki düşman kendi içimizde ve o ölmeden gözlerimizden perde, kulaklarımızdan sesler ve gönlümüzden mühür kalkmayacaktır. Amma ki illa maksat bulmaksa O'nu o vakit aramak gerek. Bulana kadar değil, ölene kadar aramak gerek"
Reklam
••• Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum Bana seni gerek seni Aşkın âşıklar öldürür Aşk denizine daldırır •••
Destek YayınlarıKitabı okudu
Âşıklar yalnız gözleriyle neler söyler birbirlerine... Bozuşur, barışır, yalvarır, anlaşırlar. Sadece birbirlerinin gözlerine bakmaları yeterlidir.
Sayfa 135 - İskele yayıncılıkKitabı okudu
Güzel âşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Yemeyenler kalır naçar Gözlerinden kanlar saçar Bu bir demdir gelir geçer
Sayfa 121Kitabı okudu
160 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.