Yağmur gelmeden güneşin, kış gelmeden baharın tadı bilinmez," diyen şarkıyı hatırladı. Ölüm olma­dan hayatın kıymeti anlaşılmazdı. Şairin dediği gibi: Sevmenin ve beraber uyumanın hazzı Bütün aşıklar söyler bunu Ölüm de hayata öyle sevdalıdır Ölüm de hayata öyle sevdalıdır
Reklam
- "Efendim , Allah'la olmak ne güzel. Lakin O'nu nasıl bulacağız?" - " insan kaybettiğini bulur, bizler O'nu kaybetmedik ki! Zira O ki kaybolmayandır. Ne yana baksak O'nu görürüz, ne söylesek O'nu söyler, ne işitsek O'nu işitiriz. Lakin yaşamak gözlerini kör, kulaklarını sağır eder insanın. Gördüğüne bakmaz, baktığını bilmez, bildiğine gidemez . İşte biz dahi dünya ile ne denli boyamışsak gözlerimizi apaçık olanı göremeyiz. Evvelâ kendimize dönmeli, kendimizi bilmeliyiz . O vakit görürüz ki düşman kendi içimizde ve o ölmeden gözlerimizde perde, kulaklarımızdan sesler ve gönlümüzden mühür kalkmayacaktır. Amma ki illa maksat bulmaksa O'nu o vakit aramak gerek. Bulana kadar değil ölene kadar aramak gerek."
Sevmenin ve beraber uyumanın hazzı Bütün âşıklar söyler bunu Ölüm de hayata öyle sevdalıdır Ölüm de hayata öyle sevdalıdır
Kimse görmemiştir aşkı, gizlidir aşk gözlerden Uzaktır bu aşıklar böyle bomboş sözlerden Herkes bir şeyler söyler aşka dair kendi aklınca Uzaktır aşk her zandan, şöyledir böyledir'den
Reklam
En iyi aşıklar Afazililerden çıkıyormuş diyolla :P
Tehlikeli İlişkiler 'de Marteuil Markizi Valmont Vikontu'na mektup yazdığında, Markiz Vikont'u mektuplarının mükemmel olduğu gerekçesiyle eleştirir, gerçek bir aşığın o denli tutarlı olamayacağını, sahici aşıkların ancak darmadağın cümleler kurabileceğini söyler. Dil aşkın çalımına takılır, arzu güzel söz söyleme yeteneğinden yoksundur (oysa o andaki kabızlığımı Vikont'un sözcük dağarcığıyla değiştirmek için neler vermezdim.)
Sayfa 38
İnsanlar aşık olunca, "Kalbim pır pır ediyor" derler kelebeklerin kanatları da öyle. insanlar "Aşk kısa sürer" derler, kelebeklerin hayatları da öyle. İnsanlar, "Evlilik Aşkı Öldürür "der; insanlar akıllarına ne gelirse söyler. Ancak sözün önünü arkasını, sağını solunu nadir düşünürler. Aşk vardır altı ay sürer, aşk vardır elli yıl. Farklı aşklar vardır çünkü ve farklı aşıklar. Bir raf ömrü hayat boyu,uzun ömürlü sütler misali eskimeyen, içtikçe çoğalan tükenmeze benzeyen aşklar vardır ve bunları hayat boyu yaşayan çiftler. Bu aşklara "tükenmeyen aşk demeli. Bir de kelebek kanatları gibi pır pır eden, kelebek ömrü gibi kısa süren, her rüzgardan etkilenen, ilk fırtınada kaybolan aşklar vardır. Bunlara da kelebek aşkı demeli.
Şol zaman kim ben ol dostdan ayrı düşdüm oldum ırak Hasret ü derd ü âh ile çok ağladım tutdum firak İstedim yedi iklimi ne Rûm'u kodum ne Şâm'ı Gezdim yürüdüm tamamı başım açık yalın ayak Yer mi kodum istemedik âdem mi kodum sormadık Aç u susuz halvetlerde zârî kılar idim yavlak Kimse hâlim bilmez idi derdime em kılmaz idi Derdim
Sayfa 80
Melek Gibi Güzel
Her anne ve baba bebekleri için aynı şeyi söyler: “Melek gibi güzel!” Aşıklar da sevdikleri için,”Tanrısal güzellikte!” derler. Ama kim meleklerin yüzlerinin nasıl olduğunu ya da Tanrının maaş istiyorum neye benzediğini bilebilir ki? Tabii ki, kimse bilemez… Ama zaten bu tartışılmazdır. Bir tanrı, bir melek mutlaka çok çok güzeldir. Patlak gözleri, dişsiz bir ağzı, akan bir burnu, sarımsı bir teni olan şeytandır. Yani, kötüdür. Masallarda da kötü canlılar asla güzel değildir, eğer kendilerini güzel gösteriyorlarsa, bunu başkalarını iyi olduklarına inandırmak için yapıyorlardır mutlaka. Kötü birini çizmek istiyorsak, işimiz kolaydır-Çirkin birini çizeriz, olur biter. Oysa, güzelliğin iyilikle, çirkinliğin de kötülükle hiçbir ilgisi olmadığını pekala biliriz. O halde, biri iyi bir şey yaptığında, neden güzel bir hareket yaptığını, güzel bir davranışta bulunduğunu söyleriz? Peki ya, biri kötü bir şey yaptığında, neden çirkin bir şey yaptığını, çirkin bir davranışta bulunduğunu, hatta o kişinin çirkin biri olduğunu söyleriz?
Sayfa 14 - Günışığı Kitaplığı
167 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.