Divanı Kebirin mukaddemesi:
Bize doğru yolu bulduran, bizi bu nimetlere kavuşturan Allah'a hamd olsun. Eğer Cenab-ı Hakk, bize doğru yolu göstermeseydi, biz, bu yolu bulamazdık. Allah'ın rahmeti, peygamberi ve peygamberlerin en büyüğü, efendisi Muhammed(s.a.v.)'e ve onun kerem sahibi olan ve keremlere mazhar bulunan soyuna, sopuna olsun. Bundan sonra şunu iyi biliniz ki, bu Dîvan-ı Kebîr'de bulunan sözler rühanî sırlardır. Hakk'a gönül verenler için Nüh'un gemisidir. Kutsal nefeslerdir. Ruha hoş gelen esintilerdir. Rabbanî ilhamlardır. Seher vaktindeki feyzlerin gönül gözünü açan keşfleridir. Noksanlardan münezzeh olan Allah'tan gelen varidattır. Eşi bulunmaz işaretlerdir. Şaşılacak ibarelerdir. Bahr-ı ehadiyetin nürlandır. Gayb denizinin iri incileridir. Bu Dîvan Aşıklar Dîva-nı'dır. Manevî zevklerin kaynaklarıdır. Gönüllerin ışığıdır. Aşıklara, ariflere makbul olan gerçek sözlerdir. Huzur ehlinin anahtandır. Gayb alemindeki hür kişilerin makamlandır. Kalb sahiplerinin kalplerinin kalbidir. Gönül bahçelerinin çiçeğidir. Bu Dîvan'daki sözler, has kulların meclislerine feyizler ve manevî zevkler getiren akar sulardır. Velîleri anan ve andıran haberlerdir. Olgunlaşmış kişilere sa'adet kimyasıdır. Yakîne erişmiş kardeşlerin hutbesidir. Allah'ı seven, kötülüklerden sakınan erlerin boyunlarına gerdanlıktır. Bu sözler, münafıklara Hakk'ın Zülfikar'ıdır. Büyük ve hayırlı kişilerin rühlarına iksirdir. Hakk yolunda sefere çıkanlara bir yolculuk armağanıdır. Ceberut kuşlannın dilidir. Meleküt alemindeki meleklerin tesbîhleridir. (Divan-ı Kebîr, c. I, sahife 2)
İşte; kırmızı banklarda oturan bir yığın insan ve pencerelerde muhabbet kuşları gibi tüneyen aşıklar ... Burada hiçbir şey değişmedi. Sıkılmıyorum. Mutsuz değilim. Siz benim olduğunuz sürece. Uzakta bile olsanız. Mutsuz olmam söz konusu olamaz.
Sayfa 82
Reklam
Nicelerin varlığı
Kem durur yoksulluktan nicelerin varlığı Bunca varlık var iken gitmez Gönül darlığı.. Batmış dünya malına bakmaz ölüm haline Ermiş Karûn malına,zehî iş düşvarlığı. Bu dünya kime kaldı, kimi berhûdar kıldı? Süleyman'a olmadı,onun berhûdarlığı. Süleyman zembil ördü, kendi emeğin yerdi, Onun ile buldular onlar berhudârlığı. Gel imdi miskin yunus, nen var yola harc eyle, Gördün elinden gider bu dünyanın varlığı..
Sayfa 270 - AtlantisKitabı okudu
İnsan Sevgisi
Yetmiş iki millete kurban ol âşıksan Tâ âşıklar safında İmam olasın sadık Yetmiş iki milletin hem mâ'şûkı oldurur Âşkını a'şukından ayırmaktır fâl değül Yetmiş iki millete, suçum budur hak didûm Korku iyânetedûr,ya ben niçûn korkaram Cümle yaradılmışa bir göz ile bakmayan Halka müderris ise hakikate âsidûr..
Sayfa 113 - AtlantisKitabı okudu
Au ! Au ! Au !
Allâh'ı koruma edinen sakınanlar nerededir ki, Hak onların zâhirleri oldu. Yânî onların zâhir olan sûretlerinin "ayn"ı oldu (51). Hakk'a bağlanmış olan âlem sûretlerinin kötülenmişi ve övülmüşü vardır. Kötülenmişlerde nefsini Hakk'a koruma edinip onları nefsine bağlayan ve kemâlât ve övülmüşlerde, Hakk'ı kendi nefsine koruma edinerek onları Hakk 'a bağlayan sakınanlar nerededir? Bunların zâhir vücûdları kalmamıştır ki, on lar için mekân olsun! Beyt: "Sekâhüm Rabbühüm" şarâbın içen âşıklar ey Nakşî Erer ma'şûkuna onlar mekândan lâmekân söyler. Çünkü onların benlikleri Hakk'ın benliğinde mahvolup salt kul olmuşlar dır. Nitekim Şeyh Nizâmî (k.s.) buyurur. Beyit: Tercüme: "Bu taayyün etmiş vücûdumdan "Sensin" dedikten sonra, bir de dönüp "benim" demeyi sana karşı câiz görmem".
Aşıklar Hakk'ta yok olurlar.Hak deryasına gark olurlar.
Bu acının lezzetini ancak kalbinde taşıyanlar bilir. Bu acıyı taşıyanlar,her şeyde Hakk olduğunu ve her şeyin Hakk'a götürdüğünü görürler.
Reklam
529 öğeden 421 ile 430 arasındakiler gösteriliyor.