Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir Kaç Naçizane Tavsiye
Ben ne istediğini bilen, ne istemediğini gizlemeyen ve benden istenilene de kendi nezdimde red veya onay verebilen bir kadınım. Benim tutarsız, Aklından, kalbinden ve ağzından ne çıktığı belli olmayan, saygısız ve toksik hiç bir sevgiye, ilişkiye, arkadaşlığa, dostluğa, insanı ilişkiye ihtiyacım yok olamazda. Kıymet vermeyi de öğrendim kıymet
“Asıl büyük kafalar, kartallar gibi yükseklerde, yalnız yaşarlar.”
Sayfa 162 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Onur yaşamın üstündedir" diye bağırıldığında, aslında bu, "Var olmak ve esenlik içinde olmak bir hiçtir; asıl önemli olan, başkalarının hakkımızda ne düşündükleridir" anlamına gelmektedir. Bu söz, olsa olsa insanlar arasında yer alabilmemiz ve varlığımızı sürdürmemiz için, onurun çoğu zaman kaçınılmaz bir biçimde gerekli olduğu soğuk gerçeğinin bir abartılması olarak geçerli olabilir...
“Ya delireceksin ya öleceksin. Ne heybetli bir ölüm ne asil bir delilik. Öylesine çirkin öylesine yaşanmaya değmez. Ne yazar yazardı beni ne ressam çizerdi. İnsandım ben,ölsem de delirsem de bir fayda arıyordum. Bir heybet. “
"Kadınlar," diyor bir ses zihninin derinliklerinden. "Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun."
Sayfa 1 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
"insanlar arasındaki münasabetleri tanzim eden amiller ne kadar gülünç, ne kadar dıştan, ne kadar boş ve bilhassa asıl insanlıkla ne kadar az alakası olan şeylerdi..."
Reklam
Ömer Haybo: Attila İlhan’ın ta kendisidir.. ;)
halbuki ömer haybo,iç cebinde,neuilly(seine) damgalı mektuplar;birbiri ardınca bitmez tükenmez cıgaralara biniyor,gecenin sabaha bulaştığı yerde asıl kaybettiğini,yani kendisini arıyordu:çirkin,tutkulara tutkun ve en önemlisi ulaşılmaz hergele!
"Asıl zor olan, insanlarla birlikte yaşamak değil onları anlamak."
Sayfa 303Kitabı okudu
Her insan kendi hissesine düşen bir, iki kişilik saadet payı için kavga etmeli. Hiç olmazsa bu kavgayı yapmalı ki, asıl hakikat dünyasını bulsun.
“Şafak hep çok uzaklarda. Şafağın atmasını mı arzuluyorum, yoksa asıl aradığı gecenin daha da derinine mi dalmak, bilmiyorum. Evet, belki de aslında her şeyi bitirmek istiyorum.”
Reklam
Aşkta herkes "ne çok sevdiğiyle" ilgilenir, kendinin ya da karşıdakinin ne çok sevdiğiyle; oysa önemli olan ve ilişkiyi asıl yaşatan nasıl sevdiği değil midir? Çok aşk, yalnızca çok aşktır. "Çok"luk hızla ya da usulca yokluğa akabilir, ama "Nasıl" orada durur, yaşar, bir bilgi olarak o ilişkiyi olmasa bile hayatı ayakta tutar. Sizdeki hayatı.
83 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Hayatı olması gerektiği gibi mi yaşıyoruz?
1886 da yazılmışbir kitap, 138 yıl sonra bile aynı taze hislerle olunabiliyor. Bu muhteşem bir şey. Tevekkeli söz uçar, yazı kalır deniliyor. Tolstoy'un kısacık ama oldukça etkileyici kitabı İvan İlyiç'in ölümü. Kitapta ölüm bilgisi ilk sayfada verilmiş, sonrasında ise ölüme nasıl gidildiği bilgisi yavaaş yavaaş yedirilmiş. Okudukça ölümden çok ölüm korkusunun kendisi peyda oluyor satırlar arasında. Okuyucuya da kendini sorgulatıyor. Tam ölmek üzereyken, ölüme yürürken adım adım, hayatı "olması gerektiği gibi" mi yaşadım düşünce gelip yerleşiyor karakterimize. Yahut eğer öyleyse asıl sorun bu mu? dedirtiyor. Oldukça sorgulatıcı bir eser ve hayatın doğal akışı içerisinde bir anlatım görüyoruz. Kısacık bir kitap olsun ama beni çok etkilesin istiyorsanız, okumadan geçmeyin derim.
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202244,9bin okunma
Zehirli pedagoji, yalnızca -çocukken sürekli cezalandırılma korkusuyla yaşadıkları için- takmak zorunda oldukları maskeye güvenebilen aşırı derecede iyi uyum sağlamış bireyler yetiştirir. “Senin iyiliğin için seni böyle eğitiyorum" cümlesi bu yaklaşımın arkasındaki asıl ilkedir. "Seni döversem ya da sana acı çektirecek ya da seni küçük düşürecek sözler söylersem, bu tamamıyla senin iyiliğin içindir."
Bayan Fisher'a dik dik baktı ve ne olursa olsun düşündü; asıl önemli olan bir şeylere tutunmak, bir şeyleri sımsıkı yakalamak, sürüklenip durmaya bir son vermekti.
“Eğitimin asıl amacı düşünen ve düşündüğünü rahatça söyleyebilen kişiler yetiştirmek olmalıdır.”
1.500 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.