“Mezun oldukları liselerin pilav günlerinde, genelde çok tanımadıkları birine, bazen de eski erkek arkadaşlarına aşık olan çok insan tanıdım. Çoğu bu kişilerle evlendi. Bu evliliklerin bir kısmı başarılı oldu, bazıları ise felaketle sonuçlandı. Ben bu kişilerin çoğunun çağrışımla aşık olduğuna inanıyorum. Onların asıl sevdiği, gençliğe özgü neşeydi, okul günleriydi, önlerinde uzanan o heyecan dolu yaşama atılmak için duydukları sabırsızlıktı. Gerçekte, belli bir kişiye aşık değillerdi. Söylemek istediğim, Sergey de sizin gençliğinizin rüya gibi bir döneminin parçasıymış. Sırf bundan dolayı, ona sevgi aşılıyorsunuz. Yani ona aşkı yakıştıran sizsiniz.”
Baba'nın parti verme konusundaki düsturu şuydu: Bütün dünyayı davet et, aksi halde bu bir parti olmaz. Doğum günüme bir hafta kala davetli listesini tararken, bana armağan getirecek ve on üçüncü yaşımı kutlayacak olan dört yüz küsur Kaka'yla Hala'nın en az dörtte üçünü tanımadığımı fark ettim. Sonra, aslında benim için gelmediklerini anladım. Benim doğum günümdü, ama gösterinin asıl yıldızının kim olacağını çok iyi biliyordum.
Hazırlıklar günlerce önceden başladı; ev Baba'nın geçici olarak işe aldığı hizmetlilerle doldu.
Peyami Safa'nın bilhassa dil devrimi ve Türkçe'nin mevcut durumu ile ilgili gazete yazılarının kronolojik olarak yer aldığı güzel bir kitap.
Türkçe'nin başarısız özleşme adımları neticesinde köksüzleşmesi ve mevcut dili muhafaza düşüncesi ile de milletlerarası bilimsel dilden mahrum oluşu arasında soysuzlaştığını belirten şair; halkın nazarında kabul görmüş kelimelerin kullanılmaya devam edilmesinin gerekli olduğunu, ortak bilimsel kavramların anadile dâhil edilirken tereddüt edilmemesinin lüzumunu; eski -Arap alfabesi- harflerin lise düzeyinde talimini tavsiye eden yazar, Türkçe'nin geleceğinden endişe duymaktadır ve hazindir ki bugün o meşum hâlleri yaşıyoruz. Asıl üzücü olan ise her şeyin yarın daha kötü olmamasının önünde hiçbir engel bulunmaması, âkıbetimiz hayrola...
Kitabı an itibari ile 2 dakika önce bitimişim. Kısa özet isteyenler için birkaç cümle aktarıp devamında uzun incelememe devam edeceğim.
Kitap ilk bölümlerde hatırı sayılır bir sıkıcılıkla ilerliyor. Devamında asıl olayların başladığı bölümde güzel devam edip bir tempo yakalıyor. ve hızlanarak artıyor ufak bir düşmeden sonra neredeyse son 30