Dün bitti, hikâyen devam ediyor. Yolu sana çıkmayanların yolundan ayrıldığında iyileşmeye başlayacaksın. İnsanın acılı yaraları vardır ve yaralarını yine insan sarar. Asıl olan, doğru tercihleri yapabilmek ve zor kararları gözetebilmektir. Olmayana değil, olana sahip olmak; gidene değil, kalana sarılmak ve yüreksizlere değil, her koşulda senin için yüreğini ortaya koyanlara tutunmak iyileştirecek seni. Gidenlerden kopamadıkça verilen ruh, şifasını yanında duran ve asla gitmemiş olanları farkettiğinde bulur.
Buzdolabı, televizyon ve çamaşır makinesi aynı anda çalışırken bir de elektrik sobasının düğmesini çevirirsek evimizin elektrik sistemi aşırı yüklenir ve sigorta atar, hatta elektrikler tümden kesilebilir. Bu duruma "aşırı yükleme" denir. İnsan beyni de karmaşık bir elektrik şebekesidir, aşırı bilgi ve uyarımla yüklendiğinde kısa devre yapar. Böyle durumlarda genellikle bağlantılar yeniden kurulur ve beyin işlevlerini sürdürebilir. Ama bazı durumlarda ağır ve kalıcı bir hasar da söz konusu olabilir. Günlük yaşamımızdaki aşırı yüklemelerin bazılarını hepimiz biliyoruz. Radyo, televizyon ve gazeteler her gün istesek de istemesek de bize bunları iletiyor. Ancak bizi asıl yoran, günlük yaşamımızda farkına varmadan maruz kaldığımız bilgi ve uyarım bombardımanları. Yasaların ve vergilerin içinde bulunulan dönemin koşullarına göre sık sık yeniden düzenlenmesi, oynak petrol fiyatlarının ve yüksek enflasyon düzeyinin sürekli bütçe ayarlamalarına neden olması ve bireyin sistemle olan ilişkisindeki bürokratik süreçlerin giderek karmaşıklaşması gibi değişikliklerin ilk şaşırtıcı etkisi geçtikten sonra yeni duruma uyum sağlayabilsek de kısa bir süre sonra yeniden uyum sağlamamız gereken bilgilerle karşılaşıyoruz. Trafiğe çıktığımızda yalnızca çok sayıdaki kural ve işarete dikkatimizi vermekle yetinmeyip her an ortaya çıkabilecek beklenmedik durumlara karşı tetikte olmamız da gerekiyor.
Reklam
Aklımızla giremediğimiz içimizde, kilitli kapılarımızın önünde oturur, zamanın geçmesini beklerdik. Eskiden içimizde rengârenk çiçeklerle dolu bahçelerimiz vardı. Yağmur önce içimize yağar, sonra da yemyeşil vadilere, ışıklı sokaklara… Sokakların alacakaranlığını içimizdeki ışıklar aydınlatırdı… İçimiz bayram yeri gibiydi. Konuklar önce içimize
Fiziksel zayıflığın tartışma götürür bir yanı yoktu. Yaban doğada hayatta kalabilen hayvanların fiziksel üstünlükleri yadsınamazdı. Ancak asıl şaşırtıcı olan, insan beyninin zayıflığıydı. Dünyanın tutsağı olmaktan asla vazgeçmeyen beynimizin nafile arzuların etkisi altında bir o yana bir bu yana savrulan biçimsiz bir et parçasına dönüşmesine engel olmak için bir şeyler yapılması gerekiyordu. Ona biçim vermeli, her türlü içgüdüsel yükten kurtararak hafifletici meselelere yönlendirmeliydik. Her insan bir zanaatkar olarak nitelendirilebilirdi. Görünmez yapılar inşa eden ruhsal inşaat işçileri. Ortaya koydukları yapı ise; kendileri.
Sayfa 15 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
1161. Sa'd İbni Ebû Vakkâs radıyallâhu anh şöyle dedi: Bir gün Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ile beraber Medine’ye gitmek üzere Mekke’den yola çıkmıştık. Azverâ denen yere yaklaştığımızda Resûl-i Ekrem bineğinden indi. Sonra ellerini kaldırarak bir süre dua etti. Sonra secdeye kapandı, uzunca bir süre secdede kaldı. Tekrar ayağa
Artık büyük adamı yalnızlığa ittikten sonra, ona ne yaptı- ğını unuttun. Hemen yeni bir saçmalık konuştun, yeni bir alçaklık yaptın, onu tekrar derinden yaraladın. Sen unutursun. Ama büyük insanın özelliğindendir unutmamak, kin gütme- mek, ama senin niçin böyle bayağı davrandığını anlamaya çalışmak. Bu da senin için yabancı, biliyorum. Ama inan
Reklam
96 syf.
9/10 puan verdi
Bugün yalnızca ruhumuzu besleyelim; sevgiyle, sevdiklerimizle.
Çok sade ve akıcı bir dille yazılmış, ve her birinden ayrı ayrı dersler çıkarılabilecek 6 hikayeden oluşan çok kıymetli bir eser. Ben, incelememi; hikayelerden çıkardığım ana fikirleri yazarak yapmak istiyorum. ANA FİKİRLER 1. Hikaye: Bir insana, bir çiçeğe, bir hayvana olan yardımımız, ilgi ve alakamız, merhametli bir birey olduğumuzu
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019190,1bin okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bismillah... Duygu karmaşasının, git gellerin, akranlarının basit ve gereksiz hayatlarının içerisinde kendini arayan genç için dünya fazla gürültülü değil mi? Kendi sesimizi işitmekte zorlandığımız bir asırda gelecekten bir ses işitiyoruz. "Ben de bu dönemden geçtim." diyor bu ses. "Anlıyorum seni, duyuyorum sesini." Yazarımız
Gençlerle Hasbihal
Gençlerle HasbihalCihan Bozaba · Dua Yayıncılık · 011 okunma
İnsana verilen en büyük ceza nedir sizce? Düşünmek, fazlaca düşünmek olabilir mi? Farkında olmak. Hayatın farkında olmak. Bu katlanılır şey değil sahi! Deli sıfatı konulan insanları daha iyi anlamaya başlıyorum sanırım. İnsanlar için yaşam bir ceza, bir sınav mahiyetinde hüküm sürdüğünde kimileri düşünür, kimileri delirir, kimileri ise yaşamazdı. Zamanın tik tak atışına karşı yaşamı ciddiye almayan bu insanlar yaşamın ne anlam ifade ettiğini dâhi düşünmezler. Ertelemenin kuyusuna düşerler. Bir gün ne yaptın bu dünyada denildiğinde yaşadım bile diyemezler. İşte farkında olmak ne demek, hayatı yaşamak ne demek, insan olmak ne demek anlamadan geçip gider. Deliren insanlar, neden delirirler? Onların delirmesine sebep olan asıl şey nedir? Bir kitapta okumuştum şöyle diyordu: " delirmenin insanı yaşattığı söylenir, en azından bilinç kaybolduğu için daha az acı çekilir ölü gibi uyunur. " Bilinç yok mu olur gerçekten? İnsanın kendi varlığını sıradanlaştırması, herkes gibi olmayanı dışlayışı... Ama herkes birbirine benzerse nerede kalırdı özelliğimiz, bizi biz yapan değerleri yitirdiğimiz de ürettiğimiz seri makinlerlerden robotlardan ne farkımız kalırdı? Kimse hiç yoktan delirmez, kimse delirmek için doğmaz. Belki de en büyük ceza hayatı aklı başında yaşamaktır. Delirmenin insanı yaşattığı söylenir sözü kanıtlanmış bir söz olsa gerek.
240 syf.
10/10 puan verdi
Nefis aldanır; ruhun uyanışı bir anda olmaz. Telafisi mümkün olmayan fırsatlar elden kayıp gittiğinde; derin yaralar bırakır geride. Allah'a ve ahiret gününe iman ise sadra şifa olur. Zira iman; en büyük tesellisidir kulun. Musibet anında Allah'a ve ahiret gününe iman teselli ve teskin eder kişiyi. Kişi Allah'ın razı olmadığı bir iş
Înâs
Înâsİyad Kunaybi · Minber Yayınları · 202326 okunma
Reklam
Nihilizm Felsefesi Üzerine
Dionsysos hazzı temsil eder. Ve Nietzsche kendisinin hazzın havarisi olduğunu söyler. O bütün hazlara kucak açarak aslında beraberinde gelecek olan bütün acılara da çağrıda bulunur. Hazza evet diyerek, gelecek olan acının da buna ortak olmasını ister. Bizi öldürmeyen her acı bizi güçlendirir ve Nietzsche'nin tek amacı her şeyin ötesine geçmektir. İyinin ve kötünün, hazzın ve acının, aşağının ve yukarının çok daha ötesine geçerek üstinsana ulaşmaktır onun niyeti. Yani insan-ı kâmil olmak için kendi de dahil ommak üzere her şeyden sıyrılıp hakikatin için kaybolmaktır amacı. Çıkışı olmayan bir labirent inşa eder bize Nietzsche. Kaybolmak ve oraya hapsolmak için değil, sahip olduğumuz her şeyi kaybetmek ve aslında hiçbir şeye sahip olmadığımızı anlamamız için. Ve bu koca labirentte kendimizi de kaybederek asıl olana ulaştırmak için vardır onun var ettiği hiçlik.
154 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Ne olursa olsun, zaman en kötü günü de sona erdirir
Shakespeare’in geçen 500 yıla rağmen, hala Dünya Edebiyatı’nın en önemli isimlerinden biri sayılmasının nedeni, muhakkak tartışılmıştır, tartışılmaya da devam ediyordur. BBC’nin yaptığı “1000 Yılın Dâhileri” anketinde Newton, Churcill gibi isimleri geride bırakan Shakespeare, tüm bu tartışmaların üzerinde büyük bir sonuç olarak durmaktadır.
Macbeth
MacbethWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922,2bin okunma
129 syf.
·
Puan vermedi
·
34 saatte okudu
"İnsan dedikleri bu nankör, kan dökücü, cimri, unutkan" diyor ismet özel şiirinde. arttırıyorum ben daha fazlasını söylüyorum. insan dedikleri yalancı, aldatıcı, sahtekar, kırıcı, kalpsiz, bencil... ve daha birçok şey. güzel hiç mi bir şey yok insana dair diye soruyorum kendime. sonra güzel olan her şeyin geçici olduğu asıl gerçekliğin ve kalıcılığın kötülük olduğunu anımsıyorum. (keşke anımsamasam) şiir seviyorum, ismet özel seviyorum ama bu kitaptaki şiirler yani özellikle son kısımdakiler okurken biraz sıktı diyebilirim. ama buna rağmen bi şiir okumuş olmak bile bana kendimi iyi hissettiriyor dizelerdeki o uyum zekice yazılmış o sözcükler ve hepsinin birleşiminden ortaya çıkan o sanat... muhteşem. eğer dinlemediyseniz ismet özel'in şiirlerini kendi sesinden dinlemenizi tavsiye ederim. ve ek olarak kimseye güvenmemenizi de bi hayat tavsiyesi olarak vermek isterim
Bir Yusuf Masalı
Bir Yusuf Masalıİsmet Özel · Şule Yayınları · 20002,092 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İlk defa bir kitap hakkında incelemede bulunuyorum... Her bireyin okuması gereken ve okullarda bile okutturulması gereken bir kitap.. Her insan içinde iyilikle doğduğuna inanıyorum. Hayat tarzımız, ailemiz, okul hayatımız ise bizi nasıl bir birey olacağımızı belirler. Hayatta ki seçimler bize aittir. İyi ve kötü olmak tamamen bizim seçimlerimizden doğar. Bu kitap ise, insanlara artık güveni kırılan ve iyilikle davranınca kalp kırıklığı yaşayan insanlara bir umuttur. Aslında hayatta ne ekersek onu biçeriz. Yani insanların davranışları bizi ilgilendirmiyor, asıl önemli olan bizim nasıl davrandığımız. Herkesi kendin gibi sev diyor Froester. Ne olursa olsun ne kadar kötülük görürsen gör, eğer sen iyi olursan bu alışkanlığı doğuracaktır ve bence en güzel alışkanlık iyi olmaktır. Hayatınızı değiştirecek bir kitap, keyifli okumalar dilerim. Bendeki baskısı 1954 ve eski bir kitabı okumanın keyfini her sayfada yaşadım...
İyi İnsan İyi Vatandaş
İyi İnsan İyi VatandaşFr.W. Foerster · Kültür Bakanlığı · 199311 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.