"Bir konuda tamamen cahil iki kişiden biri sanki çok şey biliyormuş gibi yapıyorsa hangisi daha akıllıdır sence ? " "Asıl bildiğinden daha fazlasını bilirmiş gibi yapmayanın daha akıllı olduğunu kabul etmek zorundaydım."
Ne kadar çok insanı seversek asıl sevdiğimizi de o kadar kuvvetli severiz; Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir..
Reklam
Rüzgar
Bir dürbünün ters tarafı gibi bu dünya En büyük şey,en asil şey küçülür burda. Burda yalan para eden biricik iştir, Burda her şey bir yapmacık,bir gösteriştir. Kimi coşar din uğruna geberir, yalan! Kimi gider vatan için can verir, yalan! Bir filozof yetmiş eser yazar, yalandır; Bir kahraman istibdadı ezer, yalandır. Şairlerin büyük aşkı fâni bir kızdır, Bu dünyada herkes sinsi, herkes cılızdır Ne hakikf aşktan burda bir çakan vardır, Ne de onu görse dönüp bir bakan vardır Her büyüklük cüzzam gibi dökülür burda En muazzam ölüm bile küçülür burda
Sayfa 59
Siz asla olmadığınız bir şey olamazsınız ve asıl mesele budur. Siz ancak siz olabilirsiniz, o kadar.
Asıl ihtiyaç duyduğunuz şey bağ kurmak. Oysa bizim kültürümüzde çeşitli eşyalara ve daha yüksek bir statüye ihtiyaç duyduğunuz söyleniyor ve gerçek ihtiyaçlarınız karşılanmadıkça -kendinizden ve toplumdan gelen- bu iki sinyal arasındaki uçurumda depresyon ve kaygı boy gösteriyor. Hayatınızda neyi neden yaptığınıza rehberlik eden tüm değerleri bir pasta gibi düşünmeniz gerek, diyor Tim. "Her değer o pastanın bir dilimi gibi. Yani maneviyat diliminiz var, aile diliminiz var, para diliminiz var, hedonizm diliminiz var. Bu dilimler hepimizde mevcut." Materyalizm ve statüyü saplantı haline getirdiğinizde o dilimin boyutu artıyor. Ve "dilimlerden biri büyüdüğünde, diğer dilimlerin küçülmesi gerekiyor". Yani eşya almaya ve daha yüksek bir statüye kafayı taktığınızda, pastanın ilişkilerinizle, anlam bulmakla ya da dünyayı daha iyi bir yer haline getirmekle ilgili dilimleri küçülüyor.
Sayfa 123Kitabı okudu
Ahmet Cemil için bu felaket öyle bir beklenilmeyen darbeydi ki bir müddet bütün beyni donmuş gibi şaşkınlık içinde kaldı. Onda şiirle uzun süre uğraşmak hastalıklı bir hassasiyet meydana getirmişti. Öyle bir hassasiyet ki, o illete tutulanları başkaları için anlaşılmaz, mantıklı olduklarına kesin bir hüküm verilemez, hareketlerinde, fikirlerinde,
Reklam
İçindeki güzelliklere ve yaratma ihtirasının sancılarına rağmen, asıl mücadelesi Ruth'a ulaşmaktı. Öncelikle ve daima onun âşığıydı. Diğer her şey aşkın yanında ikinci plandaydı. Martin'in aşk macerası, düşünce dünyasındaki macerasından daha büyüktü. Karşı konulmaz kuvvetlerin itici gücü uyarınca atomlardan ve moleküllerden oluşan dünya, sırf bunun için hayranlık duyulacak bir yer değildi; onu güzel yapan, içinde Ruth'un yaşamasıydı. Hayatında bildiği, sezdiği veya hayal ettiği her şeyin en muhteşemiydi o.
Sayfa 113 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
İyi de affa değer olanı zaten herkes affeder. Asıl af, affa layık olmayanı da affetmek değil mi? Tıpkı vicdan gibi. Onu kaybetmeye en fazla hakkımız olduğu anda koruyabildiğimiz şey değil miydi vicdan?
İnsanların asıl tahammül edemediği de budur zaten -kesin olduğu iddia edilen bilgilerin kesin olmadığının gösterilmesi. İnsanlar, kesin bir şey görmek, belirli bir tabuya bağlanmak ve putlar yaratmak istiyorlar. Agnostikler ise, belirsizliğe ve olasılıklara, potansiyellere inanıyorlar. Tanrı var da olabilir, yok da olabilir ama kabulümüze göre, O, varlığın da yokluğun da ötesindedir. Bu sebeple var diyenler de hatalıdır, yok diyenler de hatalıdır.
Sayfa 40
''İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne. İşte asıl cinayet bu… Utanılacak bir cinayet… Bir takım silahlar çıkartıyorlar, insanları öldürüyorlar ve bunu yapanlara devlet diyorlar. Evlerine, sosyal statülerine ve paralarına hiçbir zarar gelmesin diye garip insanları harcıyorlar. Anlıyorsun beni değil mi anne? Halkın ruhunu kurutuyorlar ve hiç bir şey anlamaz hale getiriyorlar.''
Reklam
Domino
Hiçbir şeyin birbirini tutmadığı ve her şeyin en şaşırtıcı şekilde birbirine bağlı olduğu bir dünyada, bilmediğimiz bir yerde kopan bir fırtınanın getirdiği enkazdan yapılmış bir panayırda inmişim gibi yaşamaya başladım. Bu fırtına nerede kopmuştu? Hangi tuhaf ve zıtlıklarla dolu alemleri yağma etmiş yahut nasıl karmakarışık bir armadayı didik didik böyle savuşturmuş ki bize kadar getirip önümüze yığdığı şeylerin hiçbirini asıl kendi çehrelerinde tanımamıza imkan yoktu. Her şey bir hokkabaz şapkasından çıkar gibi birbirinin peşinden, birbirine takılı geliyordu. Bu yaşanırken çok rahat, sonradan üzerinde düşünülünce bir kabus gibi sıkıcı bir şeydi.
Sayfa 138 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Neden ölümden korkacakmışım? Asıl korktuğum şey yaşamak.
"Şu yaşamda en kolay iştir ölmek. Asıl güç olan yepyeni bir hayata başlamaktır."
“Bir dürbünün ters tarafı gibi bu dünya En büyük şey, en asil şey küçülür burda. Burda yalan para eden biricik iştir, Burda her şey bir yapmacık, bir gösteriştir.”
Sayfa 59 - YKYKitabı okuyor
Gerçek asil adamlar, acıma ve şefkat hislerini aşmış insanlardı. Acıma ve şefkat kölelerin yeraltında hapsedildiği koğuşlarda ortaya çıkmıştı; sefalet ve zaafiyet içinde yaşayan kalabalıkların çektiği ıstırap ile döktüğü terden başka bir şey değildi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.