1- Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı,
Gitgide alışıyorum sana.... Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz... Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin... Yanımda olduğun zamanlar; sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun... Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan... Alışkanlıklar daima korkutur beni... Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın
Reklam
Alışkanlık Gitgide alışıyorum sana. Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin Yanımda olduğun zamanlar; sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun Durmadan başım döüyor verdiğin hazdan Alışkanlıklar daima korkutur beni Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın
YİNE HAYAL DÜNYASINDA YAŞAYip !!! OLUR OLMADİK YERDE hayalini GÖRÜCEM, Olur olmadık yerlerde kokun gelicek bana , Olur olmadık yerlerde sesini duyup irkilip etrafimi boş gözlerle seyre dalıp etrafa bakicam, - Sen hayaller görüp Etrafı seyre daldiginda ben emir altında olucam .. Ben ızdırap içinde hayalinle yaşayıp ,istemsizce emir komuta zincirinin bir parçası olucam . Aslında bunların hepsi gelir geçerde Asıl içime atıp ,sensizligi ve sensiz zaman nasıl gecicek..? Bu fani bir dünya da bir yurdum olduğuna hiç inanmadım.,taki senin esmer tenin içinde, gece gibi parlayan gözlerine denk gelene denk.. ismi Duyulmamış bir din gibi çıkı verdin karşıma.. bütün ruhumla sana iman etmiş buldum kendimi. Benim ile İçtiğin son sigaranın dumanına binlerce ayet indirmiş tanrı. Her nefesi içine çektiğinde ,binlerce hadis yazılmış ,her biri şimdi mıh gibi aklımda . Milyonlarca amin ile birlikte dolanmış dilime Sahi hangi isimsiz dinin rahmani oldun da Adın gibi ............degil de zemheri gibi düştün yüreğime ?..
Sınıfta kaldığım o sene - Nihat Genç
Sınıfta kaldığım o sene (hikaye).......... (dikkat yazı çok uzundur) BİR
Akıl hastanesinin bahçesinde sigara içiyordum. Merakımdan sanırım, bir şekilde orada buldum kendimi. Kendi halinde, oldukça normal davranan, yüz çizgilerinden kırklarında olduğunu düşündüğüm bir adamla göz göze geldik. Ben bir kaç kafamı çevirsem de, o gözlerini üzerimden hiç çekmedi. Kıyafetlerinden anladığım kadarıyla misafirdi orada, hasta demeye dilim varmıyor şimdi. Önce biraz çekindim, sonra cesaretimi toplayıp küçük adımlarla yaklaştım yanına. ‘Sigara versene’ dedi hemen. Sigarayı uzatırken 'neden buradasınız?’ demiş bulundum. Sigarasını yaktı, tekrar gözlerini dikti üzerime. Kırpmıyordu bile, ürkmedim desem yalan olur. 'İyi günler’ dileyerek uzaklaşmaya karar verdim. 'Belki de yanlış bir soru sormuşumdur. Belki canını sıkmışımdır ya da ne bileyim adam deli işte!’ diye geçirdim içimden. 'Sen neden burada değilsin?’ diye bağırdı arkamdan. Öyle bir bağırdı ki, arkamı dönmeye korktum. Cinnetle bağırır gibi.. Döndüm yüzümü, olduğum yerde, yaklaşmadan baktım yüzüne. Bu sefer sesini daha da yükselterek, tekrarladı; 'Sen neden burada değilsin? Onca sahtekarın, onca vicdansızın, onca ihanetin içinde durabilmeyi nasıl başarıyorsun ? Çocukların vurulduğu, çiçeklerin koparıldığı, sevgilerin harcandığı, umudun tükendiği, renksiz, yapay bir dünya var dışarıda. Uyuşmadan uyum sağlayamadığım, gürültüsünden uyuyamadığım. Kirli, kibirli, kaba bir dünya var. Çıkarları uğruna seni çakıyla son model bir arabayı çizer gibi çizecek binlerce insan var. Kanını emecek bir sürü vampir. Sana kullanılıp, köşeye atılmış pis bir mendil gibi hissetirecek bir sürü katil. Sen neden burada değilsin?
Reklam
673 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.