Dikkat spoiler içerir!
İhsan Oktay Anar'ın yazmış olduğu 'AMAT' diğer adıyla 'gerçek', lanetli bir mürettebat ve onların yaşadıkları son deniz seferini anlatmakta.
Kitabı okumaya başlamadan önce bir inceleme görmüştüm, orada kitap 'Osmanlı Karayip Korsanları' olarak adlandırılmıştı. Bu söze bende aynen katılıyorum. Kitabı okurken gerçekten o havayı veriyordu.
AMAT'ın yapımında 247 meşe kullanılıyor (kişi başı 1 meşe), uğursuz günde (salı) gemi yola çıkıyor, zarlar 2221 atılıyor, lanet baykuş ötüyor... Bu ne garip tesadüftür ki açgözlü ve günahkar mürettebatın sonuda yaklaşıyor.
Kitapta mürettebatın konuşma dili, birbirleriyle laf dalaşına girmeleri bazı yerlerde bana komik geldi. Kırbaç Süleyman ve Kaptan Diyavol'un ölüm, ölümsüzlük, zaman, sonsuzluk konuşmaları benim için kitabı ilgi çekici hale getirdi. Başlarda tam ısınamadığım kitap, sonlara doğru gerçekten çok iyi kurgulanmış dedirtti.
Kitapta eleştirebileceğim yerler; bence aşırı denizcilikle alâkalı terim kullanılmıştı (şahsen ben başlarda bazı yerleri anlayamadım). Yine başlarda karakterleri tam anlayamayabilirsiniz bu yüzden kitap sıkıcı gelebilir ama benim tavsiyem okumaya devam edin, o kısımları geçince kitap gerçekten ilgi çekici hale geliyor.
Amat ne kadar gerçekse bu hikâye de o kadar gerçek. Kitabı okuyup okumamak size kalmış. Herkese keyifli okumalar.
......
İlk kez öldürdüğünde bir değil, sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. İkinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişi öldürmüşsündür. Üçüncü kez ise, kimseyi öldürmüş sayılmazsın.
.......