Uzun ve dikkatli bir okuma gerektiren bir kitap. Ve bir süre sonra tekrar okumak lazım. İnce ince örülmüş bir ağ gibi düşünmek lazım Devlet’i. Asırlardır tüm insanlığın yaşadığı devlet deneyimlerinin, aslında çok önceden tasarlandığını görüyoruz.
İnsanlığın ilk şehir devlet deneyimlerini ve güneşin batmadığı imparatorluklara kadar tüm tecrübelerinin temel kodlarını bulabilirsiniz. Günümüz emperyal zihniyetin de aslında ilkçağlarda düşünüldüğünü görüp şaşırmamak elde değil.
Nazilerin “üstün ırk” teorisinin çıktığı düşünceyi, köleliğin asırlarca sürdürülme ve meşrutiyetini sağlayan mantığı, kapitalist sömürgeciliğin sebeplerini çok uzakta aramaya gerek olmadığını, bunların ilk asırlarda konuşulup meşru görüldüğünü görebilirsiniz.
Egemenlerin kendi hayallerinde ki devletini kurmak için soykırımı meşru görmelerinin kaynağında Platonun fikirleri olduğunu görünce şaşırmamak lazım. Devlet kavramının olmadığı bir asırda devleti düşünüp tasarlarken konuşulan şeyleri okuyunca; insanoğlu değişmez,değişmeyecek deyip durursunuz.
Velhasılı kelam, meraklılarınca okunması gereken bir kitap.
Enes Tuncer sayesinde okuduğum bu kitaba inceleme yazmamak mümkün değil. :)
Böylesine güzel bir yazı diline sahip olmak, her daim ezilen kesimin sesi olmak, yarattığı eserlerle çoğu kez başı derde girmiş dahi olsa da asla ideallerinden vazgeçmemek her
