Kitaba bir anda başladım ve bitirene kadar bırakamadım. Öncesinde kitap hakkında hiç bir fikrim yoktu. Beni ne beklediğini asla bilmiyordum.
Kitap iki zaman diliminde geçiyor. Tate’n bakış açısıyla günümüzü okurken Miles ile 6 yıl öncesini okuyoruz.
Öncelikle Rachel ile olan ilişkisinden hiç hoşlanmadım. Bu kadar büyük aşkla sevmesi, onunla ilgili düşünceleri rahatsız etti beni. Günümüzde olanlar sanırım daha çok olmasını istediğim zaman dilimiydi.
Miles’ın Tate ileyken çekinceli davranması, bazı şeylerde düşünceli olması ama tutuk davranması geçmişin yarattığı travmaydı sanırım. Günümüzde olanları keşke Miles’ın da bakış açısıyla okusaydık başından. Çünkü geçmişte duyduğu aşkı okumak güzeldi ama karşılığının o kadarda olmadığını düşünüyorum. Miles’in Tate’e olan davranışları sinir etti bu yüzden de ama hak verdim de :( Tate ise bu hikayede asla kızmadığım kişi, evet kendini kaptırdı ama aşk işte..
Kitap beni paramparça etti. Muhtemelen yine okusam yine aynı şeyleri hissedeceğim. Kap ve Ian mükemmel yan karakterler olmuş kitaba. Her ikisini de sevdim.
Livaneli’nin kaleminden okuduğum en akıcı kitaptı. Aslında bu kitapla birlikte yazarın karakterleri ne kadar fazla özümsediğini fark ettim. Karakterin gözünden bakmayı bir yana bırakıp tamamen karakter oluvermiş.
Konusuna gelince içerisinde tarih,trajedi, el değmeyen masum bir aşk var. Ülkemizin, özellikle de İstanbul’un bilinmeyen geçmişini bir bir anlatmış Livaneli.
Detay vermek istemiyorum ama şunu da söylemeden geçemem. Kitabı bitirdikten sonra dışarıya çıkıp hafif esen rüzgara saldım ruhumu. Ancak bu şekilde öğrendiğim gerçekleri sindirebildim. Etkileyici demek çok az kalır.
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020135,2bin okunma
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar
Yeni bir ateş söndürür başkasının yaktığını,
Yeni bir acıyla hafifler eski bir ağrı, Başın döndü mü öbür yana döndür başını,
Başkasının güçsüzlüğüyle iyileşir umutsuz keder,
Gözlerine yeni bir zehir bul ki,
Yok etsin ötekinin zehrini.
Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Âşık dilsiz olur.
Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Hâlbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!