derin bir okyanustum;
yavaş yavaş çekildi sularım.
bir zamanlar balıklarım vardı oynaşan;
kayıklarım sularımda salınan..
bir şarap lezzetinde yalnızlığım;
sarhoşluğum efkarıma ilişiveren küçücük bir leke..
gece baş döndürücü cazibesiyle
dilimden ısırıyor beni;
naralarım birikiyor kalem uçlarında;
hiç bilmediğim küfürler...
haykırışa dönüşüyor sustuğum yerde.
korkarım yine
dengesini kaybetmiş yürüyüşlerden
payıma aşk var bu gezegende...
Kendi sürgünlüğümü anımsatıyor şimdi
Ne zaman bir gemi yanaşsa rıhtıma
Ve bir bırakılmışlık duygusu salıyor içime.
Kıyıdan uzaklaşıp giden her yelkenli.
Sesin değişik,
Kokun değişik,
Tanımaz olurum ellerini,
Kafam karışık,
Kapım aralık,
Dağıtıp dağıtıp birleşirim.
Bir an için olur ya,
Arayıp bulamaz,
Hislerini,
O an için hatırla,
Bağıra çağıra,
Özle beni.
Suyundan hiç içmeyeceğim pınarı gösterdin,
Hiçbir zaman benim olmayacak, biliyorum,
O uzaktaki kadın…
Ne yaptın bana?
O uzak pınarın tadını duyurdun
Ama ben, hiçbir zaman
Susuzluğumu gideremeyeceğim o pınardan.
-
Menekşe, bir hayalkırıklığı oldu benim için. Bir kitabı yarıda bırakma âdetim olsaydı eğer çoktan okumayı bırakırdım. Yine de kitapların hatırını gözettim. İçerik olarak o kadar bayağı ki bilemedim. Acaba bu öyküyü sevebilen birisi var mıdır?
Şu ana karakter beni aşırı sinirlendirdi. Evli ve bir kız çocuğu babası olan Bülent bey bir yazar. Kitapta kendisinin birçok edebi açıklamalarını okuyoruz. Bu sözde koca müsveddesi, hem eşini aynı anda birden çok kişiyle aldatıyor hem de eşine karşı bir vefa ve sadakat beslediğini söylüyor. Yahu bu delinin zoru ne? Ya boşan ya aldatma ey rezil herif!
Beyimiz kendisini kimseciklere yakıştıramıyor ama bir bakıyoruz ki yolda tesadüf ettiği her kadınla, düşüncesinde eşini aldatıyor. Şıpsevdi!
Ay bir de bu yaptıklarına aşk kılıfı giydirmiyor mu tam rezalet. Bir karakter ancak bu kadar sevilmezdi benim tarafımdan.
Ay hiç sevemedim, hiç. Kimseler de okumasın bir şey kaybedilmez.