-Aşk acısı acıların içinde en fasulyeden olanı...
-Nasıl yani?
-Sen anneni kaybettin mi?
-Aman Allah korusun.
-Değil mi? Allah korusun. Peki sana şöyle sorsaydım: Irmak seni hiç terk etti mi? Aman Allah korusun demezdin.
-Hiç bir şey anlamıyorum. Fazla kaçırdın rakıyı...
-Rakıyla alakası yok insanların hayatındaki insanları hep yanlış
Eserin en ilginç yönü, anlattığı aşk değil, hayal dünyasında yaşayan, yalnız ve kendini sosyal hayattan soyutlamış gencin, bu aşk ile kaçırdıklarını fark etmesi, gerçek hayat-hayal dünyası karşılaştırması yaparak, bilinçli olarak tercih ettiği hayal dünyasının tahlilini yapmış olmasıdır. Bu tahlilde kahramanımız şunları der:
“…şimdiye kadar
Bir Sarah jio klasiği. ..Eğer yazarın bir kitabını okuduysaniz diğer kitapların sonunu siz yazabilirsiniz ve büyük ihtimal yanilmazsiniz...gizemli ev, bu ev de bulunan gunluk,beklenmeyen mektup,ilginç akraba ilişkileri ...karakterler :ressam ,yazar,aşk acısı çeken kadın vs...veee MUTLU SON
Mart MenekşeleriSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201622,4bin okunma
Tarih her zaman bilinmezlerle dolu bizim için. Ve tarihle ilgili romanlar yazan her yazar gibi bu yazar da kendi hikayesi, kendi bakış açısıyla yazmış bu kitabı. Yaşam da bir de bu bakış açısı varmış dedirten bir anlatım.
Tanrıça serisinin üçüncü kitabı , Işık Tanrıçası.Serinin ikinci kitabını pas geçmiştim.Benim gibi yapmayın , üçüncü kitabın başında ikinin sonuna dair çok bilgi vardı.Sırasıyla gidin , ne olur ne olmaz.
Bu seferki tanrımız Apollo ve kadın karakterimiz Pamela Grey.Apollo , liri , kehanetleri , hekimliği ve , bu kitapta , yakışıklılığıyla ön
Cümlelerden (sayfa 31- 33) :
—Hiç kimseyle kendimle bile yaşlanmak istemiyorum.
—Sağlıklı kalmak için koşamam. Soluk alayım yeter.
(...)
—Ben, belli bir ülkesi olmayan insanlardanım.
—Son bireye kadar savaşmak, kendini feda etmek, yanlış bir kahramanlıktır.
—Aşk acısı çekmedim hiç, çünkü dünyanın verdiği acı her zaman güçlüydü.
—Dünyanın acısı olmasaydı taze yeşil yapraklar üzerindeki güneş ışınlarının anlamı olmazdı.
—Uzandığımda her şey üzerime yığıldı. Tavana kadar uzanan çini soba, duvar kâğıtları, kentler. Yorgunum.
—Gece, gündüzün devamı değildir.
—Asalet ve rütbe ile ilgili kavramları hiçbir dilde öğrenmeyi başaramadım.
—Meyhanelerde umutsuz bir bekleyiş vardır –kendi kendini bekleyiş.
—İnsanın kendi dünyası dışında yaşayacağı bir dünya yoktur.
—Herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda yaşamım bitti. Bilmiyorum, nerede, ne zaman. Ve işte o bittiği yerde başladı. Acının sonunda. Acı ile.
—Bittim, yaşamımı kapattım.