Sen aşkın ne demek olduğunu bilir misin adaşım, sen hiç sevdin mi?... Çooook desene! Sevgilin güzel miydi bari? Belki de seni seviyordu... Ve onu herhalde çok kucakladın... Geceleri buluşur ve öperdin değil mi? Bir kadını öpmek hoş şeydir, hele adam genç olursa... Yahut sevgilin seni sevmiyordu... O zaman ne yaptın? Geceleri ağladın mı?... Ona sararmış yüzünü göstermek için geçeceği yolda bekledin, ona uzun ve acındırıcı mektuplar yazdın değil mi?... Fakat herhalde ikinci bir aşka atlamak senin için o kadar güç olmamıştır. İnsan evvel' kendi kendisinden utanır gibi olur ama, bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kafi mazeretler tedarik etmiştir. Ha, sonra bir üçüncü, bir dördüncüye sevdin, ve bu böyle gidiyor. Peki ama, bu sevmek midir be adaşım, bir kadını öpmek, onu istemek sevmek mi dir?... Çırılçıplak soyunarak şehrin sokaklarında koşabiliyor musunuz?... Bir bıçak alarak kolundaki ve bacağındaki adalelere saplamak ve böylece bir nehre atılarak yüzmek elinden geliyor mu? Bir şehrin adamlarını öldürmek cesareti sende var mı? Bir minareye çıkarak bütün dünyaya işittirecek kadar kuvvetle bağırabilir misiniz? Aşk sana bunları yaptırabilir mi? İşte o zaman sana seviyorsun derim...
“Kadınla erkek arasında aşk dedikleri, bir mevsim. Ve bu mevsim çiçeklenme döneminde nasıl bir yeşillikler şöleniyse, solma döneminde de bir yığın çürüyen yapraktan başka bir şey değil.”
Reklam
Çocuk ve Evlilik Üzerine Gençsin ve çocuk sahibi olmak, evlenmek istiyorsun. Ben de soruyorum sana : Bir çocuk istemeye layık bir insan mısın ? Muzaffer misin, kendi kendine boyun eğdiren misin, duygularına hükmeden misin, erdemlerinin efendisi misin ? Bunu soruyorum sana. Yoksa arzularında dile gelen, hayvan ve ihtiyaç mı ?
... fakat herhalde ikinci bir aşka atlamak senin için o kadar güç olmamıştır.İnsan evvela kendi kendisinden utanır gibi olur ama, bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır.Vicdan azabı dedikleri şey ancak bir hafta sürer.Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kafi mazeretler tedarik etmiştir. Ha, sonra bir üçüncü , bir dördüncüyü sevdin ve bu böyle gidiyor.Peki ama bu sevmek midir be adaşım, bir kadını öpmek onu istemek sevmek midir?Çırılçıplak soyunarak şehrin sokaklarında koşabiliyor musun?Bir bıçak alarak kolundaki ve bacağındaki adalelere saplamak ve böylece bir nehre atılarak yüzmek elinden geliyor mu?Bir şehrin adamlarını öldürmek cesareti sende var mı?Bir minareye çıkarak bütün dünyaya işittirecek kadar kuvvetle bağırabilir misin?Aşk sana bunları yaptırabilir mi?işte o zaman seviyorsun derim.Sen sevgiline ne verebilirsin sanki?Kalbini mi?Pekala ikincisine?Gene mi o?Üçüncü ve dördüncüye de mi o?Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?Hem biliyor musun, bu aptalca bir laftır.Kalbin olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana veriyorsun...Göğsünü yararak o eti oradan çıkarır ve sevgilinin önüne atarsan o zaman kalbini vermiş olursun.
207 syf.
·
Puan vermedi
Ahmed Aif'in Leyla Erbil'e yazdığı mektupların kitaplaştırılması sonucu biz okuyuculara sunulun harika bir eser.Evet saplantılı bir kişilkle karşı karşıya kalıyoruz neredeyse her mektupta ama saplantının da böylesine güzelini ben görnedim daha önce. Okuduğum her mektupta durmadan kendime sorular sordum. Bu kadar mı derinden yaşanır bir aşk ? Bu kadar mı saf , temiz ve hiçbir karşlık beklmeden sevilir ...? 'Seni anlatabilmek..kime ama? bu bok düzenin, bu dört boyut zindanın, kainat, sonsuzluk falan dedikleri bu ölümlü şakalar kaos'unun nesine, neresine anlatmak?' 'Oysa seni düşünmek, bu kokmuş erdemlerin çok uzağında.onlarla hiçbir ilişiği sebepliliği yok, belki de mutluluk bu..' Satırları bence her şeyi anlatmaya yetiyor. Eğer ki kitaplığınızda okunmak için sırasını bekliyorsa en öne alın , yoksa da bir yerlerden edinin de okuyun ..
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,4bin okunma
Zararlı şeydi şu aşk dedikleri. İnsanları bir hayalle zehirliyorlar. Aşk diye hayal mahsulü bir şey yaratmışlar; herkes onu arıyor, bulduğunu sanıyor. Bulanların hali de ortada. Evlenirler hayatları kayar. Evlenmeyenler? Kendisi gibi ortada dımdızlak kalanlar? Bir yerlerde başka türlü yaşayanlar var. Şu entel muhitlerindekiler evlenmiyorlar. Onların da canı cehenneme !
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.