Son bir aydır her şey değişti gibi. Beni terk edişinin bir yılı oldu diye belki, belki seninle geçen iki senemizin ardından sensiz geçen bir seneden dolayı böyle hissediyorum bilmiyorum. İşte sorunda bu hiç bir şeyi bilmiyorum bu sıralar. Düşüncelerimi susturduğum kitaplar da artık beni rahatlatmıyor. Hiç bir sayfayı açmak gelmiyor içimden, gülmek gelmiyor, konuşmak gelmiyor içimden. Seninle incir reçelini izlemiştik o günü hatırlıyor musun? Gerçi hatırlaman gerek unutman mümkün mü? Ne diyordu ikinci filmde “yolu uzun süre aşka düşmemiş bir adama denk gelirse yüreğiniz, çalkalayın, zira dibine çökmüş olabilir seven yanları…” İnan benim seven yanım kalmadı tüm sevgimi sana vermişim sanki. Ölüyorum ama elimden hiç bir şey gelmiyor. Beni bu derinlikten sadece sen kurtarabilirsin. Her şeye rağmen gel ve beni kurtar sevgilim.
318 syf.
·
Puan vermedi
Yediveren Kışı
Herkese merhaba Nabersiniz? 1800’lerin başına gitmeye hazır mısınız? Emily, yatalak kardeşine bakan genç bir mürebbiyedir. Sessiz sakin ilerlerken günler, bir gün çalıştığı malikane satılır. Emily'nin yapacağı, gideceği bir yer olmadığı için belki bir umut malikanenin yeni sahipleri onun orada çalışmasına izin verirler diye bekler Emily. Ama o umudu yeni ev sahiplerini tarafından yıkılır. Özellikle yeni ev hanımı olan Hannah... O tam bir kibirlik abidesi, küstah ve psikopat biridir. Oysaki eşi Arthur onun tam tersidir. Hannah Emily'nin çabucak gitmesini istese de Arthur yeni bir yer bulana kadar kalmasına izin verir. Ki Arthur'un sayesinde Emily yeni bir yer bulur. Ama tam ayrılacağı zaman annesinin yadigarı olan kardeşini kaybeder. Yeni bir başlnagıç umuduyla artık çalışacağı malikaneye doğru yola çıkar. Yeni patronları ona çok iyi davranıyordur. Sadece tek bir sıkıntısı vardır o da patronlarının kardeşi... Emily'nin peşini bırakmayıp her gördüğü yerde ona asılır. Bu böyle devam ederken malikaneye bir mektup gelir. Arthur'dan... Onunla buluşmak istediğini yazar mektupta. Böylelikle görüşmeler başlar, artar da artar. Peki sizce Hannah'ın bundan haberi olacak mıdır? Olursa tepkisi ne olacaktır? Aşk galip gelecek midiR? İşte bu soruların cevabını kitapta bulacaksınız. Ben tarihi kurgu okurken zorlanırım normalde ama bu kitapta böyle bir şey olmadı. Hemen evrenin içine girdim. Önyargılarımı yıktı diyebilirim. Benim gibi tarihi kurgu okumakta zorlanan herkese tavsiye ederim. Mutlaka okuyun.
Yediveren Kışı
Yediveren KışıYağmur Kutsal · Kumran Yayınları · 202410 okunma
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Zamanın yankısı
Herkese Merhabalar benim sevgili dostlarım Muazzam beni derinliklere götüren bir eserle geldim Aslında ilk okuduğum gibi yorumlamayı çok istedim ancak daha sonrasında beni etkileyen Bu eseri hafızamı kazımak adına bir kere daha okudum. Serdar Bey'in kalemi ile ilk kez tanışmama rağmen sanki yıllardır insana ruhuna hükümetmiş cümlelerle
Zamanın Yankısı
Zamanın YankısıSerdar Çatak · Martı Yayınları · 202420 okunma
Aşk böyle bir şey mi ya
Karşısında yaşamaya değer bir şey vardı işte; kazanmak için savaşmaya, mücadele etmeye ve evet, uğruna ölmeye. Kitaplar haklıydı. Dünyada böyle kadınlar da vardı. Karşısındaki onlardan biriydi. Gencin hayal gücünü kanatlandırmıştı; gözlerinin önünde açılan kocaman aydınlık tuvallere saçılan devasa ve belirsiz şekillerde aşk, romans ve bir kadının uğruna girişilen kahramanlıklar vardı artık; solgun bir kadının , bir altın çiçeğinin narına.Karşısında konuşup edebiyattan, resimden bahseden gerçek kadina bu titreşen görüntülerin arasından bakıyor, sanki araya giren bir serabin içinden görüyordu onu.
Sayfa 11 - İş bankasıKitabı okuyor
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,964 okunma
Elif mı noktadan,yoksa nokta mı eliften çıktı?
- Pekålå, "an" dediğin nedir? Sırf inkårdır, sırf yokluk. İkrarda zamansızlık demektir. İk. rarla inkârı ayırmak da mutlak zaman demektir. - Peki, Elif-ba ne demek? - Käinattaki realiteler...
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Bu ne büyük doyumsuzluk! İşte aşk böyle bir şey! Çığlık atmak, bağırmak, sımsıkı sarılıp, hayvan gibi inlemek.
Her ne kadar buna engel olmaya çalışsa da kasıklarındaki sıcaklık her geçen saniye artıyor, bu dokunuşlarla vücudu her an daha da hassaslaşıyordu. Nihayet dürtüleri kontrolü ele aldığında artık kimin ne hissettiğini umursayamaz bir hale gelmişti. Az önce Anthony'nin çok geç olduğunu söylerken ne demek iste- diğini bütün şiddetiyle
Sayfa 365
Mensup olduğum millet, istiklâlini tarihin en asil ve zor bir ateş imtihanından sonra kazanmıştı. Fakat, diğer bir ideale de kavuşması gerekti. Böyle bir ideale kavuşmak için, insanlar tarihte sehpalarda, zincirler içinde ölüp giderler, sürgünlerde ömürlerini geçirirler. Onların imtihanını yalnız çekenler bilir. Onların savaşını hiçbir zaman alkış takip etmez. Alelade, mütevazı askerler gibi gelip geçerler. Bu, tek başına kazanılmak için mücadele edilen gaye hürriyet imtihanıdır. İstiklal Savaşı'nın imtihanında en başta telakki edilen ve sembol olan Mustafa Kemal Paşa vardı. İşte bundan dolayı onun devrinde eziyet çekmişlerin bile, kalblerinde daima bir yeri verdır. O, sonu gelmeyen hürriyet alanındaki çabalamaların bir sembolüdür. Türk milleti de diğer hür dünya milletleri gibi hür olacaktır. Burada Henry W. Nevinson'un şu sözlerini alıyorum: ''Hürriyet denilen şey, biliyoruz ki, tıpkı aşk gibi her gün yeniden kazanılması gereken bir şeydir. Nasıl her gün aşk istersek ve aşkı kaybedersek, hürriyeti de öyle ister ve kaybederiz. Hürriyet kavgası hiç bir zaman bitmez, alanı hiç bir zaman sükûn bulmaz.''
Sayfa 128Kitabı okudu
Spoilercı Alejandro
Bonzai
Bonzai
Alejandro Zambra’nın okuduğum 2. kitabı. (İlki #evedönmeninyolları idi) 2 kitapta da ilgimi çeken şey ;olayın en başında yazarın spoiler vermesi. Okuyucu psikolojisi çoğu zaman olay giriş-gelişme-sonuç şeklinde ilerlesin istiyor. “Sonunda ne olacak acaba?” diye bir merak duygusuyla kitabı okuyor. Karmaşık zaman sarmallarını da okumak keyifli elbette ama genelde filmin başında biri “katil Mahmut!” diyince keyifler kaçar ya, işte ondan!😆 Mesela aşk hikayesi nereye gidecek diye okurken karakter zaten ölecek diyor. Ben hemen “haydaaaa” diye gözlerimi bovling topu gibi deviredurayım aslında böyle olmasının da güzel tarafları yok değil. Bu sefer olay nereye varacak telaşesinden sıyrılıp kitabın ve karakterin duygusuna daha çok odaklandığımı hissettim. Bazen olayın gerçekleşmesindense nasıl gerçekleştiğidir ya, işte o şekil. Alejandro Zambra’yı bu tarzından ötürü sevdim, başka kitapları da okunur diyorum. 🍀🌲🌴
Reklam
336 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
#Okudum #KitapYorum #HikâyeHırsızı #JeanHanffKorelitz #AltınKitaplar #Roman #336Sayfa Merhaba arkadaşlar, Bugün sizlere Altın Kitaplar'dan çıkan, çevirisini Çiğdem Öztekin'in yaptığı, Jean Hanff Korelitz'e ait "HİKÂYE HIRSIZI" isimli romanla geldim. Jean Hanff Korelitz, Amerikalı romancı, oyun yazarı, tiyatro yapımcısı
Hikaye Hırsızı
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024238 okunma
Bu ne büyük doyumsuzluk! İşte aşk böyle bir şey! Çığlık atmak, bağırmak, sımsıkı sarılıp, hayvan gibi inlemek...
352 syf.
1/10 puan verdi
·
26 günde okudu
Merhabalar. Biraz ağır olacak ama bu, incelemeye bile değmeyecek rezil kitap için birkaç şey yazmak istedim. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki, kitaplarımı topluca aldığım için bu boş kitabın bir wattpad kitabı olduğunu bilmeden sepetime ekledim. Fark ettiğimde ise neyse biraz çerezlik olur ruh halime iyi gelir dedim ama demez olsaydım her
Ötanazi Okulu
Ötanazi OkuluMaral Atmaca · Ephesus Yayınları · 20223,902 okunma
Kadınlar şiirlerle dolu aşklar hayal ederler, evet, yüzde bilmem ne kadar, her halde çoğunluğu oluşturacak kadın beyinlerinin içinde böyle açık lâcivert bir gökyüzünün üstünde altın gülüşlerle sevda rüyaları vardır; fakat bu rüya işte yalnız oraya, o mini mini beyinlerin bulutlarına özgüdür. Hayatta, aşk hayatında, kadınlara şiirden bahsederseniz ne yaparlar, bilir misiniz? Gülerler ve içlerinden, hatta belki açıktan açığa «Ahmak!» derler... Şiir? Lâkin azizim, bu senin dediğin şey on beş yaşında pek iyidir. O zaman ağaçlarının arkasından parça parça güneşler akan sık ormanlarda gezintiler düşünülür, mehtap gecelerinde sandalın kürekleri bırakılarak denizin ezgileriyle gökyüzünün çiçekleri arasında sonsuzluk kadar uzayacak kendinden geçmeler hayal olunur...Fakat aşk, asıl aşk, gerçek hayatta aşk, bunların hiç biri değildir. Bunlar kadınları bir müddet belki aldatır, bir kere, iki kere, nihayet üç kere, bu rüyalarla eğlenirler ama dördüncüsünde asla...Bütün o şiirine asılıp kalan kadınlar, sonunda onu bulamıyarak, çünkü o mümkün değil bulunamaz, bulamamak hüsranını ve hatta ihtimal bir gün bulmak ümidini saklamakla beraber aşkta asıl bulunan şeyi ararlar: Gerçek...Evet, bütün maddiliğiyle, o şiirlerden, hülyalardan, çiçeklerden soyutlanmış gerçek!. .
Romanlara, şiirlere, çoğu klasiklere bakıyorum da bu mutluluğumu tamamıyla tarif etmeye bunların hiçbirini yeterli bulamıyorum. Aşkı bir kadeh içine sığdırmaya kalkışmak gibi "aşk kadehi" tabiri ve "bir içim şerbet" gibi bir nitelemelerle ne kadar küçültmeye kalkışıyorlar. Oh! Ben bunu öyle görmüyorum! Bizim aşkımız böyle değildir. Pek büyüktür, pek geniştir. Öyle kadehler içine sığacak, bir yudumda bitecek şey değildir. Nasıl anlatayım! Bu bir derya gibidir. İşte sanki ben de onun içine düşmüşüm de boğuluyormuşsun gibi bir hâlde bulunduğundan bu hâlimi de anlatmaya gücüm yokmuş. Ancak boğulduğum hâlde ben ölmüyorum, o beni öldürmüyor. Bilakis yudum yudum hayat veriyor. Demek ki ben abıhayatta boğulmuşum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.