Hesaplayamayacağın bir sırdır aşk çemberi.Yaşam dediğin ise çemberin içinde mi dışında mı kalacağını seçme sanatı.
Reklam
Aslında, empati çemberinden çok haklar çemberi genişliyor; genişleyen, bize çok uzak da olsa ve bize hiç benzemese bile diğer canlı varlıkların zarar görmemesi ve sömürülmemesi yükümlülüğüne bağlılığımız. Empatinin gözlerden kaçmış gruplardan bireylerin ansızın farkına varılmasını tetiklemede tarihsel bir rol oynadığı açık. Ama böyle aydınlanma anları yeterli sayılamaz. Empatinin önemli olması için, bu gruplara ait insanlara karşı davranışları belirleyen politikaların ve normların değişmesini teşvik etmesi gerek. Böyle kritik anlarda kazanılan duyarlılıklarla alışılmış uygulamaların insani bedelinin farkına varılmasından, elitlerin kararları ve kitlelerin geleneksel sağduyusu etkilenebilir. Ama akıl yürütme üzerine bölümde göreceğimiz gibi, empatiyi kısıtlayıcı yapısal engellerin üstesinden gelmek için, soyut ahlaki tartışmalar yürütülmesi de gerekli. Nihai hedef ikinci doğamıza dönüşmüş politikalarla ve normlarla empatiye gerek kalmaması olmalı. Tıpkı aşk gibi, empati de yetmez.
Sayfa 653Kitabı okudu
“Bir daire, yaşamımdaki gizli dönüşümlere göndermeler yapıyorsa, kendine özgü, ruhsal diyebileceğimiz bir yaşarlık taşıyor demektir” diye cevapladı. “Beni tutsak ediyorsa o daire, düşüncenin kısır döngüsüdür. Ancak bütün kısır döngüler zaman girdaplarına işaret eder. Onları yabana atmamak gerek. Onlar da yaşamın doğal bir gerçeği. Daire bana mutlaklığı çağrıştırıyorsa bir aşk simgesidir. Hem aşkı hem ölümü çağrıştırıyorsa ona ‘Felek Çemberi’ demek daha doğru olur. Daire usul usul dönüyor ve birtakım duaları düşündürüyorsa tanrısallığa açılan küçük bir kapıdır. Bütün bunların hepsi o dairede bir arada varoluyorsa o daireyi bir tür benlik çekirdeği olarak düşünebilirsin. Bilirsin, biz Doğulular benliğimizin tanrısal özünü hiçbir şeye değişmeyiz. O öz indirgenemez. İstesek de bu elimizden gelmez. Biz doğulular kendimizi Tanrı ile doğa arasında bir berzah gibi algılarız. Berzahın dokunulmazlığı vardır. Hepsinden önemlisi kutsaldır.”
Şeytanın arzusuna uydum sen gelene kadar Çünkü aşk geçici sanıyordum Ya da kurgulanmış bir oyun. Sonra sen yükseldin şeytan çemberi içinden Alay ettim çılgıncasına ama sen geldin üstesinden Ve kırdın zincirimi, çözdün bileklerimi. -W.B. Yeats
... yatağın içinde okumayı sürdürüyormuş gibi yapıyordu. Başını ne denli kitaba ederse, kaçınılmaz bir biçimde Bayan Lynch'in batağına, onun gizli ormanının buğusuna, ölüm yatağına o denli gömülüyordu yavaş yavaş; o zaman ertesi gün öğleden sonra saat beşe beş kaladan, onun, çılgın Jamaika etekliğinin altında, karanlık gür romanıyla yatakta kendisini beklediğinden başka hiçbir şey düşünemiyordu: bir cehennem çemberi.
Sayfa 313Kitabı okudu
Reklam
İnsan anlam bulmadan yapamaz. Anlamı yani varoluşu açıklayacak bir kalıp ve açıklaması olmayan bir hayat içi bomboş bir çemberi andırır. Çemberin kenarından içeriye şöyle bir göz atar. Kayıtlardan azade, kalıba girmeyen bir dünyanın içindeki çukuru görür. Boşluğu, boşluktaki kasveti görür. Anlamsızlık boşluk demektir. Anlamsız bir varlığın varlığıyla yokluğu arasında hiçbir fark kalmaz. O çukur o kadar ürkütücüdür ki, kişi çılgınca bir anlam arayışına girer. Şunu aklından hiç çıkarma Doktor. İnsanın anlam arayışı, aslında bir var olma arayışı, yokluktan kurtulma çabasıdır.Bir kere tadıldı mı hayat, varolma bir kere ruha bulaştı mı, bir daha yakasını bırakmaz insanın.
Sayfa 69
Bir kadın sana âşık olduğunda, ruhunu ele geçirene kadar tatmin olmaz.
Bir kadın sana âşık olduğunda, ruhunu ele geçirene kadar tatmin olmaz. Zayıf olduğu için tahakküme düşkündür ve daha azı onu tatmin etmez. Aklı kıttır ve kavrayamadığı soyutluğa hınç duyar. Maddi şeylerle meşguldür ve idealleri kıskanır. Erkeğin ruhu evrenin en uzak köşelerinde dolanır ve kadın onu hesap defterinin çemberi içine hapsetmek ister. Karımı hatırlıyor musun? Blanche'ın da ufak ufak benzer hi- lelere başvurduğunu gördüm. Sonsuz bir sabırla beni köşeye sıkıştırmaya ve kendine bağlamaya çalışıyordu. Beni kendi düzeyine indirmek istiyordu; benim varlığımı ve hayallerimi hiç düşünmüyordu, sadece ona ait olmamı istiyordu. Benim için dünyadaki her şeyi yapmaya hazırdı; bir tek şey hariç: beni yalnız bırakmak. Oysa benim tek istediğim buydu."
Sayfa 155 - İş Bankası Kültür Yayınları, Çev: Bülent DoğanKitabı okudu
Kalp♡
(...)Ama şimdi sevmekle de kalmadım, belki vücudumun her zerresi onu istiyordu. Hele gövdemin ortası. Çünkü gerçek duygularımı aşk gibi, alaka gibi, ilâhiyat gibi mevhum örtülerin arkasına saklamak istemiyorum, edebiyat oyunları tat vermiyor bana. Sanıyordum ki, peygamberlerin başları etrafına çizdikleri hâleler gibi bir hâle veya ışık çemberi, gövdemin ortasında çepeçevre titreşimler yapmaktadır, bir çember de onun gövdesinin ortasındadır ve benim sağlıksız, hasta ışık çemberim, onunkini istiyor, var gücüyle onu kendine çekiyordu.
Sayfa 49
••• ⬤ ╰┈➤ İnsanın kendiyle vakit geçirmesi yalnızlık değil. Kendiyle vakit geçiremeyendir bana göre yalnız kalan... Gitmesi kendimle fazlasıyla kalabalık bırakmıştı beni. Kendimle konuşmayı, düşünmeyi, iç dökmeyi öğrendim. “Belki beni çok sevdiği için almıştır onu benden” diyorum. Belki rüyamda bana bunu söylemiştir, ben unutmuşumdur kim bilir. Onu seviyor olmam, yanımda olup olmamasıyla hiç ilgili değil... “Hesaplayamayacağın bir sırdır aşk çemberi. Yaşam dediğin ise çemberin içinde mi dışında mı kalacağını seçme sanatı.” Bir Çemberdir Aşk, 22. Sır
Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dora'nın hikayesi Oidipal çözüm ile eşzamanlı ise, bu sevgisinde bir artışa işaret etmektedir, yani babası ne kadar yaralı ve yetersizse onu daha fazla sevmektedir. Öyleyse sakatlanmış babasına duyduğu sevgi babasının statüsündeki düşüş ile doğru orantılıdır. Bu şu şekilde genelleştirilebilir: Kişinin sahip olmadığı hediyeden daha büyük bir hediye yoktur. Gerçek aşk, sahip olunmayanı vermektir. Fakat Lacan bu noktada hediyenin asıl kültürel anlamının simgesel yasa çerçevesince sağlandığını unutmamaktadır. Sosyologların da katıldığı gibi, hediye sürekli olarak dolaşımda olan bir şeydir; verilen hediye daima alınan hediyedir de. "İki özne arasındaki hediye söz konusu olduğunda, hediye çemberi başka bir yerden gelmektedir, çünkü sevgi ilişkisini kuran hediyenin, sözgelimi, karşılıksız veriliyor oluşudur."
Sayfa 129 - Lacan'ın Dora Üzerinden Duras'a Saygı Duruşu, Jean-Michel RabatéKitabı okuyor
“Her insan aşkı ister. Ama unutmamalıdır ki aşk da insandan bir şey ister. Bu aşk çemberi ancak aşkın bedelini ödeyebilenlere açar kendini. Nedir bu bedel? Sahip olduğun tüm kötülükleri iyiye dönüştürmektir. Bu bazı insan için ölmekten de beterdir...”
sebebi olan aşk...
✓ İnsanın ömür dediği şey çemberi kat edebilme sanatıdır. Ömür sanatını güzelleştirecek en büyük güç ise çemberin özü, sebebi olan aşktır.
479 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.