İstanbul yeniden kurulurken, Rönesans büyük bir yanılgıyı yaşıyor, sabit bir noktadan ve tek bir bakış açısından bütün varlığın kavranabileceği yolundaki düşünceyi mimarîden resme, felsefeden bilime kadar bütün insan faailiyetlerinin temeline yerleştiriyordu. Bu görüş şehirleri dondurmuş ve sanatı yaşanan değil, seyredilen faailiyet hâline getirmiştir.