Askin orta yolu yoktur; ya mahvolur, ya kurtulur.İnsanlığıntun yazgısı bu ikilemde gizlidir.Hiçbir yazgı, bu kayboluş-kurtuluş ikilemini aşk kadar acımasızca ortaya koyamaz.Aşk ölüm değilse, hayattır.
Bir gün Resulullah(a.s.m.) mescitten hızla çıkan birini görür.O kişi'"mescit kuşu"diye bahsedilen, herkesin sevdiği sahabe Salebe'dir. Resulullah(a.s.m.) yanına çağırır ve sorar:"Salebe,nedir bu telaşın?Neden namaz biter bitmez mescidi terk edersin?
Salebe cevap verir:"Ya Resulullah!Bizim evimizdeki kıyafet sadece bu üzerimde bulunan çaputtur ve ben mescide geldiğimde eşime giyecek çaput kalmaz."
"Mescit kuşu"diye bahsedilen sahabenin yaşadığı hayat İslamiyet'te zirve bir hayattır.O konuşma esnasında da Resulullah'tan(a.s.m.) ısrarla dua ister:"Ya Resulullah!Ne var Allah'a dua et sende bana mal-mülk verse?"
Resulullah(a.s.m.):"Etme salebe!İsteme bu duayı.Bak benim de bir günüm aç,bir günüm tok geçiyor.Ama Allah'ın verdiği mala şükredebiliyorsa ve daha fazlası verilince de o malın şükrü unutabiliyorsa bu nimet değil,nikmet olur.Boşver Salebe...İsteme..."
Umut ekmek gibidir.
Umut su gibidir.
Umut toprak gibidir.
"Ya gelirse"dir, bütün illüzyonun sırrı . . .
Her gün umut'la beslenir insan, umudu içer kana kana, umudu çeker ciğerlerine. Umut hayattır, Umut aşktır, aşk umuttur insana.
Aşkın orta yoku yoktur; ya mahvolur, ya kurtulur. İnsanlığın tüm yazgısı bu ikilemde gizlidir. Hiçbir yazgı, bu kayboluş-kurtuluş ikilemini aşk kadar acımasızca ortaya koyamaz. Aşk ölüm değilse, hayattır. Hem beşik hem tabuttur. İnsan yüreğinde “evet” ya da “hayır” diyen aynı duygudur. Tanrı’nın yarattığı varlıklar arasında insan yüreği kadar ışık ama ne yazık ki aynı zamanda karanlık saçan başka bir şey yoktur.