Aşk ve narsistlik
Freud yazısında, aşık olma durumunu, hipnozu ve grup oluşumunu incelemiştir. Aşık olma durumunda, aşık olunan nesne idealizasyona uğramakta ve ego idealinin yerine konulmaktadır. "Nesneye, kendi egomuza olduğu gibi davranılmaktadır. Böylece aşık olduğumuzda, önemli bir miktarda narsisistik libido nesneye akmaktadır. Nesne seçiminin birçok biçiminde, nesnenin, erişilemeyen kendi ego idealimiz için bir yedek olarak hizmet ettiği açıktır. Biz onu, egomuz için ulaşmaya çalıştığımız ve dolambaçlı yolla narsisizmimizi doyunnak için elde etmek istediğimiz mükemmelliklerden dolayı sevmekteyiz." Freud'a göre, hipnoz yapan, öznesiyle ilişkisi açısından, aşık olunan nesneyle aynı konumdadır. Hipnoz yapan, ego idealinin yerine konulmaktadır. Freud, hipnotik ilişkinin, gruptaki bir bireyin lidere bağlanmasına benzer olduğunu belirtir.
"Freud'a göre, aşk durumu ile hipnoz arasında da çok uzaklık yoktur. Aynı boyun eğme, aynı alçakgönüllülük, sevileni olduğu gibi hipnotize edeni de eleştirememe. Hipnotizmacı tek nesnedir, tıpkı aşık olunan gibi. Hipnotizmacının söylediklerini benlik bir düşteymiş gibi yaşar."
Reklam
Rabıta; Sözde bu öze ermişlerle kurulan mana alemi ve mana kanalı ile kurulan bağa deniyor. Etrafımızı saran Televizyon radyo kanalları örneği bu frekans alanlarını anlamamızda yardımcı olmaktadırlar. Kimin alıcısı ne kadar kuvvetli ise aynı frekans alanında birleşiyorlar ve beraber içiyorlar aşk şarabını! Oysa bu kanallardan nasiplenenler akıllarını ipotek edip kendilerini o boyutlara hapis etmektedirler. Kısaca birbirlerini Kendi zanlarıyla kendi zanlarında kendi kendilerini hipnoz etmektedirler. "Allah, akıllarını kullanmayanların kalpleri üzerine manevi pislik yağdırır."(Yunus100) Yaşarken kalbi ölülerin varlığından, yani hakikatten perdeli kişilerin varlığından bahseder kitabımız.
Aşk ve hipnoz Değişken isteklerde bile, dilin kullanımı bir tür gerçekliğe sadık kalır. Böylece "aşk" adını, teorik olarak sevgi şeklinde bir araya getirdiğimiz çok duygusal ilişkiye veriyoruz, ama yine de bu sevginin gerçek, doğru, asıl sevgi olup olmadığına dair şüphe duyuyor ve bu yüzden aşk olgusu kapsamındaki olasılıkların tümüne işaret ediyoruz. Aynı keşfi deneysel olarak yapmakta zorluk çekmeyeceğiz. Âşık olma vakalarının bir sınıfında, doğrudan cinsel doyum, yani bu amaca ulaşıldığında sona eren bir kateksis, bu yaygın bir şekilde şehvetli aşk olarak adlandırılır. Fakat bildiğimiz gibi libidinal durum nadiren bu kadar basit kalıyor. Zaman aşımına uğramış ihtiyacın canlanması üzerine kesin bir şekilde hesaplama yapmak mümkündür ve bunun şüphesiz, kalıcı bir kateksisi cinsel nesneye yönlendirmek ve tutkusuz aralıklarla "âşık olmak" için ilk sebep olacağından hiç şüphe edilmemelidir.
Aşk & Hipnoz
Aşık olmakla hipnozda olmak birbirine oldukça benzer.İkisinde de boyun eğme ve söylenene uyma söz konusudur. Ayrıca sevilenin eleştirilmemesi gibi hipnozcu da eleştirilmez. Sigmund Freud
Sayfa 138Kitabı okudu
Aşk;
Bilindiği gibi Freud, “Aşık Olma Durumu ve Hipnoz" (1921b) makalesinde bu süreçte benin uğradığı yoksullaşma üzerinde durur: "Nesne giderek daha muhteşem ve değerli hale geldikçe, benin kendi için duyabileceği sevginin tümünü kendisine çektikçe, ben gittikçe daha az talepkâr, daha mütevazı hale gelir; bunun doğal sonucu benin tümüyle feda edilmesi olabilir. Nesne beni soğurur, deyim yerindeyse, yutar. Âşık olunan her durumda bir tevazu eğilimi, narsisizmin sınırlanması, sevilen kişi karşısında kendini silmeye yönelik bir eğilim görülür."
Reklam
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.