İbn-i Hazm'ın aşk tarifi.
Çok sevgili dostum, aşk göz açtırmayan bir derttir. Bu derdin ilacı acısıyla oranlı olmalıdır. Bu öyle bir hastalıktır ki, hasta zevk alır. Öyle bir acıdır ki dert sahibi arzu eder. Bu derde kim uğrarsa artık iyileşmek istemez. Acı çeken ise, bu acıdan kurtulmayı dilemez. Aşk insana, vaktiyle iğ­rendiği şeyleri süslü püslü gösterir. Kendisine zor gibi gö­züken şeyleri kolay gösterir. Doğuştan olan huyları ve do­ğal eğilimleri değiştirecek kadar ileri gider.
Her ne kadar, benim zihnimde, ruhumda yaşayan derviş tarifi, babamların amcamların şeyhi olan Zeynelâbidin Efendi'nin sözlerinde şekil bulan bir cazibe, bir felsefe ile ruhuma hâkimdi... Kendilerine, "Derviş nedir?" diye sorulduğunda, "Hazır askerdir." cevabını vermişlerdi. Evet, derviş bir kelime ile "hazır asker"di. Derviş, kendisini cemiyete, insanlığa vakfetmiş, adamış insan demekti. Derviş, herhangi bir cemiyet meselesinde, en ağır vazifeleri gönüllü ve karşılıksız olarak yapmaya hazırdır. Derviş, Allah'a varlığını, benliğini teslim etmiş; Allah'ın rızasında fâni olmuş; bu aşk ile bâki olmuş kimsedir.
Reklam
_Az yemek, az uyku, az konuşmak ve herkesle düşüp kalkmamak. İşte doktora ihtiyaç olmaması için yapılması gerekenler bunlardır. _Az ye! Yedikten sonra hazmoluncaya kadar başka bir şey yeme! Zira şifa yemeğin hazmolunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır. Ve söylemenin güzeli de kısa
Aşkın tarifi
Seha dedi ki: "aşk gelince, dil lâl kesilir. En evvel gözler konuşur sonra ruhlar anlaşır ve kalpler kaynaşır da lisan kelama gelirmiş..."
Sayfa 278
Aşk tarifi :)
'' Çünkü aşk bir ağaç gibidir, kendi kendine büyür,köklerini bütün varlığımızın en derinliklerine kadar uzatır ve genellikle yıkıntıya dönmüş kalpte yeşermeye devam eder.''
Reklam
Hars ve Tezhib
Fransızca "culture" kelimesinin iki ayrı manası vardır. Bu manalardan birini "hars", diğerini "tehzib" tabiriyle tercüme edebiliriz. Hars hakkındaki bü tün su-i tefehhümler, Fransızca "kültür" kelimesinin böyle iki manalı olmasındandır. o halde biz lisanımızda bu iki manayı "hars" ve
Yuvanın temellerini oluşturan en önemli esaslar şunlardı: • Aşk ve sevgi ve bunların taraflara kazan­ dırttığı şefkat ve merhamet • Paylaşma ve tahammül • Bir tarafın değil, iki tarafında göstermesi gereken fedakarlık Hatice validemiz ile Efendimiz'in (sas) kur­dukları yuva işte bu esasların hakim olduğu bir yuva idi.Bu yuvada müthiş bir aşk, emsalsiz bir sevgi, ina­ nılmaz bir paylaşım ve tahammül, tarifi mümkün olmayan bir fedakarlık vardı.
Aşk'ın Tarifi Kelimelerle Ancak Bu Kadar Anlatılabilir...
AŞK; Çayın içine atılan bir şekerin, çayın içinde eriyerek surette yok olduğunu, ama sıfatıyla bir varlık haline dönüştüğünü, sevenin, sevdiğinin içinde nasıl eriyebildiğinin derin manasını gönle taşımaktır.
Halil Cibran'ın evlilik tarifi
Almitra sözü aldığı ve sordu: Peki üstad. evlilik nedir? Cevap şöyle geldi: Siz birliktelik için doğmuşsunuz. Ölüm meleğinin beyaz kanatları sizi ayırana kadar ayrılmayacaksınız. Allah'ın sessiz tanıkl8ğında bile beraber olacaksınız. Ama birlikteliğinizde mesafeler bırakın; bırakın ki cennetin rüzgarları aranızda dans edebilsin... Birbirinizi sevin ama aşk tutsaklığı istemeyin. Bırakın, aşk ruhunuzun kıyılarına vuran dalgalar gibi olsun... Birbirinizin bardağını doldurun ama aynı bardaktan içmeyin; ekmeğinizden verin birbirinize ama aynı somundan ısırmayın... Birlikte şarkı söyleyin, lakin birbirinizi yalnız bırakmayı da bilin.. Sızın telleri de yalnızdır ve armoni içinde aynı melodiyi seslendirir... Birbirinize kalbinizi verin ama karşılıklı kilitleyip saklamak için değil! Sadece hayatın eli o kalbi saklar! Birlikte durun ama yapışmayın; tapınakların sütunları da bitişik değildir!... Ve meşe ile çınar birbirlerinin gölgesinde büyümezler...
Reklam
"Ruhunda gizemli bir ürpertiyle, onu çok güçlü bir şekilde etkileyen hedefinin peşinden acele ediyor ve küstahlığına şaşıp kalıyordu. Gözlerini, duygu ve düşüncelerini böylesine kör eden tanımadığı varlık ansızın başını çevirip ona baktı. Tanrım, ne mükemmel çehre! Göz kamaştırıcı beyazlıktaki muhteşem alın, akik parlaklığında güzelim
Sayfa 19 - Can YayınlarıKitabı okudu
İçimde ona karşı tarifi imkânsız bir şefkat vardı. Yatağında nasıl uzandığını, nasıl ağır ağır nefes aldığını, saçlarının yastığa nasıl serildiğini tasavvur ediyor ve hayatta bu manzarayı görmekten daha büyük bir saadet olmayacağını düşünüyordum
Sayfa 109Kitabı okudu
Ve düştü Özdemir Asaf'ın dilinden aşkın en güzel tarifi; "sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor." -Benden Sonra Mutluluk
"Ne olursa olsun, geriye kalan tek şey var: Ernest'i çok mutlu ettim. Onun fırtınalı hayatına yeni bir endişe kaynağı olarak değil, huzur ve rahatlık getiren bir güç olarak girdim. Ona sükûnet verdim. Ona olan aşkımın ödülüydü bu. Hiç değişmeyen, her zaman sahip olduğum bir şeydi. Ona her şeyi unutturup zavallı yorgun gözlerinde
Sayfa 165
Resim