Bunun bir adım ötesi ruhsal bozukluğa, bir adım ötesi kişiyi intihara meyilli hale getirecek durumdur. Tutku-saplantı arasında kişinin yalnızca kendi düşüncelerine göre hareket etmesinin sonuçlarının çok vahim olacağı inancındayım.
Anlatıcımızın sıradan yaşamına renk getiren tek şey yasak olarak addedilen bir ilişkidir. Evli bir erkekle yaşadığı cinsel hayat, anlatıcımız olan kadını bu erkeğe karşı saplantı derecesine sürükler. Kadının erkek hakkındaki düşünceleri ve batıl hale gelen inançları başka bir şey düşünemez hale getirir onu. Bu yasak ilişki (kadına göre yasak olması giderilmelidir. Ona göre aşk, yaşanmalıdır) zaman zaman tutkunu olduğu erkeğin düşüyle kendini tatmine sürükler. Bu saplantıdan kurtulmak için eyleme dökülmesi gereken düşünceler geliştirse de bunu başaramaz. Tutkunun saplantıya dönüştüğü yeri bu kısımlardan çıkarmamız mümkün.
İnsanları ele geçiren bu saplantının kişiyi günlük yaşamını aksatacak hale getirmesini görüyoruz kitapta. Her şeyin kontrolü altında olduğu hissiyle hiçbir şeyi düşünerek gerçekleştiremeyecek duruma düşmesini okuyoruz. Masumane, yalın bir anlatımla, saplantının ileri derecede gösterdiği davranışları bu ilk aşamalarında dahi gösteren bir anlatımı var yazarın. Kısacık bir kitapta derin duygular var.