Zamanla, herkesin yaraları kabuk bağlar mıydı? Benim sapasağlam ve yarasız görünen cildimin her gözeneğinden neden sürekli kan fışkırıyordu sanki? Derinlerde hiçbir şey uykuya çekilmiyordu..
Neden yaşamak bu kadar ağır bir yüke dönüşüyordu bazılarının ellerinde? Kim cevap verebilir buna? Ben değil... Ben soru sormada azıcık becerikli olabilirim, ama kuşkusuz, cevaplarda acemi..
Yaşadığın anın içinde kendini yetişkin sanıyorsun. Halbuki, üzerinden yıllar geçtikçe, hafızanın fotoğrafhanesindeki karelere baktıkça, insanın burnunun direği sızlıyor, hayata ve kendisine karşı içi merhametle doluyor. Meğer çocukmuşuz hep ...
Bu hayatlarımız olmadı! Hiç gün görmedik! Keşke yeniden başlayabilsek!" İşte, kitabı olmayan gerçek. Süssüz, pırıltısız, dümdüz, doğrudan, gündelik kelimelerle art arda dizilmiş durumumuz.
Nereden ve nasıl başlayacaksak!.