232 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Aşk öyle derin bir duygudur ki duyunca bile ismini kalp atışı değişir umut dolar insanın içi. Ki bu aşk yaradana duyulan ilahi sonsuz aşk ise tarifi imkansız , duygusu sonsuz, kelamı yetersiz olur. Ne desen az, neye baksan onu, her halinde onu yaşarsın. Bu coşkun duyguları yaşatan manevi yönden doyurucu, ayetlerin ışığında anlatımlarıyla
Aşkın Nuru
Aşkın NuruNur Seher Aslan · P Kitap Yayıncılık · 20247 okunma
129 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
Çoğu yerde Osman kisvesi altında kendi ile yüzleşmelerini okudum gibi geldi bana. Kendi istemedikleri, kendi nedenleri, kendinin nasıl hissettiği, kendinin neler yaptığı, vs. İlk başta ilişkiler, aşk meşk bu konu konularda fazla deneyimim olmadığı için bağ kurmakta zorlanabilirim diye düşünürken tahmin ettiğimden çok daha fazla yerde bağ kurdum diyebilirim. Bence aşk romanı değildi. Bence konfor alanı olarak belirlediğimiz ve zamanla toksik hale gelen herhangi bir şeyden çıkmamız gerektiğini fark etme ve sonrasında çıkmak için yaşanması gereken prosedürü okudum.
Bu Hikaye Senden Uzun Osman
Bu Hikaye Senden Uzun OsmanAylin Balboa · İletişim Yayıncılık · 20223,997 okunma
Reklam
212 syf.
·
Puan vermedi
Üst üste yorucu konular okuduğumu düşünerek biraz araya aşk meşk tadında bir şeyler sokayım dedim fakat kitap benim için kelimenin tam anlamıyla fiyaskoydu. Yani çok yavan bir aşk hikayesiydi. Kitabın yarısına geldiğim vakit kitabı daha önce okumadığım halde kitabı ben yazmışım gibi ilerledi ve ne düşündüysem hepsi an be an gerçekleşti. Hani belki
Bozkır Çiçekleri
Bozkır ÇiçekleriSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2021810 okunma
207 syf.
·
Puan vermedi
·
32 günde okudu
Sevda dolu mektuplar
Bu kitap oldukça güzel yazılmış mektupları içeriyor.Ahmed Arif sevdiği Leyla Erbil e duygularını hislerini çaresizliğini sevdasını yazmış.Hayatta böyle sevdalarla karşılaşmak herkese nasip olmaz ama bu sevdaya ulaşamamak çok çok dayanılmaz birşey.Okurken bunu hissetmek insanın yüreğini sızlatıyor.Hani derler ya kavuşursan meşk kavusamazsan aşk olur diye aynen öyle olmuş.Bizde böyle sevsek ne olur acaba diye düşünmeden edemiyor insan. İyi okumalar
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
354 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Her zaman söylediğim gibi söylüyorum; bir yazarın yazma gelişimini görmek kadar bana zevk veren bir şey yok. İlk kitap Kızıl Panthera Tilmesa kaotik bir sonla bitmişti. ağladım ağlayacaktım, burada bitmemeliydi demiştim. İkinci kitap Argunç'ta ise aslında olayların en başını öğrenip neden o sonu yasadiklarini anliyoruz. Ve sonra olaylar yine normal duzeninde akmaya devam ediyor. Kurgu tamamen yazarın hayaline göre sekillenirken Türk mitolojisinden ve etnik, kültürel yapisindan da yararlanmış yazar. Tabii alelade değil. Bazı detaylari satır aralarinda yakalayabilirsiniz ama bazı detayları ancak benim gibi naçizane azcik bilgisi olanlar çabucak kavrar. Ha nedir, hikayede pek çok Türkçe isim kullanılmış ve dilimiz dışındaki kelimelere gariptir ki daha çok alışkın olduğumuz için bu durumu garipseyebilirsiniz. Manidar oldu değil mi? Yazarın da hikayede söylediği gibi "Ne de olsa insanların şekillenmesinde coğrafya, büyük rol oynardı." Yani neden kültürümüzden parçalar katmasındı? Bir tarihsever olarak tabii kadim Türk tarihini, hikayedeki kanlı savaşlar beni mest ettiKarakterler dur durak bilmiyor. Genelde hanım okurlar bu şekilde yazılmış epik fantastik sevmez ama ben çok severim. Beyler daha çok sever bu şekilde yazilanlari. O yüzden aşk meşk işlerini beklemeyin bu seride. Ama azıcık olsaydı hoş olurdu sayın yazar. Bu arada çok karakter ve tür olduğundan kitap sonunda bir sözlük de var. Burdan da benden + aldı. Sezar'ın hakkı Sezar'a, Epope'den tam not aldı Kızıl Panthera! Dehşet ve ibretle tabii ki!
Kızıl Panthera : Argunç
Kızıl Panthera : ArgunçAlperen Anık · Elpis Yayınları · 20238 okunma
240 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba; Yine hak ettiği ilgiyi göremeyen bir eser daha. Verilen emeğe saygım sonsuz ancak anlamsız, gereksiz, aşk-meşk içeren romanlar binlerce kez okunurken bu kadar anlamlı bir kitabın çok az okunması gerçekten okuma kültürümüz açısından acınası. Değerli bir eser var elimizde. İçerisinde bizi biz yapan değerlerimize, kültürümüze yönelik, genelde din, özelde kadın - erkek ilişkilerinden tutun da demokrasimize kadar birçok konunun irdelendiğini görüyoruz. Çok anlamlı sorular sorulmuş, aforizma kokan cümleler aralara yerleştirilmiş, yerinde tespitler aktarılmış... Başarılı yani... Hah, tabii ki eleştirdiğim noktalar, katılmadığım cümleler vardı. Bazı yerlerde aşırıya kaçan cümleler gördüm, bazı yerlerde tespitlerine bayıldım, bazı aforizma cümlelerini ise sosyal medyada özellikle paylaşmak istedim. İnanan herkesin okuması gerekiyor. Günümüzü anlatan kapak fotoğrafıyla beraber, içeriğinde anlattıkları ile sorgulamamız gereken şeyler olduğunu görüyoruz. Çünkü bir Müslüman dinini hayatın şartlarına göre değil, hayatını inancının esaslarına göre uyarlamakla mükelleftir. Kitapta bunun tam olarak olmadığını anlatmaya çalışıyor yazar. Dili yalın ve akıcı olsa da konu ağır olduğu için yavaşça okunacak bir eser. Anlayarak, sakin kafayla okunması lazım. Satır aralarında "laf sokmaları" ile de dikkat çekici. Daha fazlasını bloğumda yazmıştım: hknkr.com/allahsiz-muslum... İyi okumalar.
Allah'sız Müslümanlık
Allah'sız MüslümanlıkÖmer Lütfi Mete · Profil Kitap · 2016390 okunma
Reklam
236 syf.
8/10 puan verdi
Şark kültüründe ve klasik sanatlarda ehemmiyetli bir eğitim metodu olan meşk sistemini musiki cihetiyle ele alarak anlatıyor Cem Bahar. Eserlerin otantikliği, elimize ulaşan eserlerin tarihi seyri gibi konularda çok kıymetli bilgiler edineceğiniz bir kitap. Musiki meraklısı kimselerin özellikle okuması tavsiye edilir. Ayrıca yazar anlatmak istediklerini musikişinasların dönemlerine ait anekdotlar ile de zenginleştirmiş. Bkz. Hamparsum notası ile duyduğunu anında notaya dökebilme meziyetine haiz Mustafa Nuri’nin Bolahenk Nuri Bey’in ifadesiyle “bir ayda geçtiği eseri 10 dakikada…” alması ve “yağmacılık” ile suçlanması hadisesi
276 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Aşk meşk, bunlar fasa fiso. Diyor kitabında
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit
Sis ve Gece
Sis ve Gece
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit
’in “O benim ilk romanım; ilk göz ağrım, ilk heyecanım, ilk korkum, ilk acemiliğim.” dediği eseridir. İlk sayfasından son sayfasına kadar sürükleyici merakla geçen bir eser. Olay örgüsü sizi bir anda bambaşka bir yere götürmekte okurken kendinizi birçok yerde, birçok düşüncenin içinde bulmanızı sağlayacak muhtemeşem bir kurgu. Çok severek okudum. Herkese naçizane tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. Yayın hayatınızda başarılarınızın devamını dilerim.
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit
Arka Kapaktan Alıntı: Türkiye’de yazılmış “edebi nitelikteki ilk polisiye roman”* Sis ve Gece 25 Yaşında Ahmet Ümit’ten sözünü sakınmayan, cesur, hala güncelliğini koruyan, usta işi bir ilk roman. 1996’da yayımlanan Sis ve Gece Türkçe polisiye edebiyatın yapıtaşlarındandır. Ahmet Ümit’e parlak bir kariyerin kapısını açan roman 90’lı yılların Türkiyesi’nden bir kesit sunarken aynı zamanda ülkenin hem yakın geçmişini hem de geleceğini gösteren kurgusuyla okurunu şaşırtmaya devam ediyor. “Sis ve Gece” 2007 yılında Turgut Yasalar yönetmenliğinde sinemaya uyarlanarak büyük yankı uyandırmıştı. *Talat Sait Halman
Sis ve Gece
Sis ve GeceAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 018,8bin okunma
163 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler YOK!
Normalde böyle aşk meşk içeren kitapları pek sevmem ama bu kitapta aşk meşk ikinci planda kalmış. Anlatılmak istenen yaşam mücadelesi, hayat şartları kaleme alınmış.. Karakterleri sevdim güzel sade bir dille anlatılmış sayfa sayısı kısa tadı damağınızda kalıyor herkese iyi okumalar iyi akşamlar
Kapanmayan Yürek Yarası
Kapanmayan Yürek YarasıŞenay Malgir · Odessa Yayınevi · 2023148 okunma
184 syf.
7/10 puan verdi
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
ÖZET. Sekiz yaşından beri, yedi senedir sol dizinden hasta olan gencin çocukluğundan beri aşık olduğu kendisinden dört yaş büyük Nüzhet'e duyduğu hissiyat ve hastalıkla boğuşması anlatılıyor. Hasta gencin fiziksel ve ruhsal olarak istirahat etmesini gerektiren dizindeki hastalık, Nüzhet'le arasının açılıp Nüzhet'in başka biriyle nişanlanacak olmasıyla git gide kötüye gider. Genç, hastaneye yatırılır ve pansuman süreci başlar. Kitabın sonunda gencin bacağının kesilmeye gerek kalmadığı, pansumanların işe yaradığı görülür. Nüzhet ise Ragıp'la Perşembe günü nişanlanacaktır. Kitabın geneli, kitabın baş karakteri "hasta genç" in psikolojik durumlarından oluşuyor. Fazla bir olay örgüsü yok. Hastane kokularının, koridorlarının, seslerinin; hastanede bekleyen hasta yakınlarının durumlarının tasviri başarıyla yapılmıştır. Romanın şahıs kadrosunda Fatih-Harbiye romanıyla benzerlik görülmektedir. Fatih-Harbiye romanında Şinasi, aşık olduğu kızın babasıyla yakın ilişki içerisindedir. Bu romanda da hasta genç, aşık olduğu kızın babasıyla (Paşa) yakın ilişki içerisindedir. İki romanda da aşık olunan kızın ailesinin bir hizmetçisi vardır: Gülter (Fa.Ha.) ve Nurefşan (D.H.K.). İki romanda da aşık olunan kız ile aşık arasında üçüncü kişi vardır: Macit (Fa.Ha.) ve Doktor Ragıp. Son olarak, hasta gencin bacağının iyileşmesine sevindim. Aşk-meşk ilişkilerinde kaybetse de sağlının düzelmesi bence daha kıymetliydi.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)Peyami Safa · Ötüken Neşriyat · 0101,3bin okunma
Reklam
479 syf.
5/10 puan verdi
·
11 günde okudu
“Ölmem gerek. Hazırım da buna” Klasikleri pek çok pek çok severim ama “Ölü Canlar” maalesef beni hayal kırıklığına uğrattı. İsminden de anlaşılacağı üzere kitabın sonuna kadar ölü avladık Klasiklerde genelde olan aşk, meşk, entrika olayları da olmayınca pek akmadı. Gogol’un sürekli okurla sohbet etmesi ise kitabı ayakta tutan tek taraftı bence. Kurgu gerçekten bi yerden sonraa “aaa yeter ama” dedirtti. 2. Kısım da eksik sayfalardan oluşunca okuma hızım epey düştü. Kitabın başında yer alan “ Yazardan Okura” kısmında; Gogol’un kitabının her kesim insan tarafından eleştirilmesini istemesi ve okura bu geri dönüşler için açık adresini vermesine daha önce okuduğum hiçbir yazarda şahit olmamıştım. “İkinci Ciltten Önce” kısmı ise 2 sayfa olmasına rağmen kitapta aklımda kalacak olan ve en çok etkilendiğim bölüm oldu. Bu kısımda yazarın, Manik Depresif Psikoz rahatsızlığı nedeni yaşadığı sorunlardan , geçirdiği ağır krizlerden , bunların sonucunda hayatının nasıl etkilendiğinden, uygulanmaya çalışılan akıl almaz tedavi yöntemlerinden bahsediliyor. Geçirdiği bir kriz sonrasında ıslak çarşaflara sarılıp tedavi edilmeye çalışıldığı bile olmuş. Geçirdiği büyük bir kriz sonunda 10 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı Ölü Canlar’ın 2 kısmına ait bütün el yazmasını ateşe atmış. Yanıp giden romanı ile yaşamı da yavaş yavaş yok olmuş. (Kitabın 2. Kısmı kurtarılan sayfalardan oluşuyor) Son günlerini kendini aç bırakarak öldürmüştür.
Ölü Canlar
Ölü CanlarNikolay Gogol · İş Bankası Kültür Yayınları · 202223,5bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Evetttt, bir kez daha önyargılarımı İçimde patlatan bir kitapla, bir oyun, bir tragedyayla karşınızdayım. Ben bu kitabı okuyup muhtemelen bunun üzerinden W. Shakespeare'e övgüler dizecektim lakin Christopher Marlowe muazzam bir oyun çıkarmış ortaya, hele ki son perdenin son sahnesi, atın beni ateşlereee... . Kitabın başında Tanrılar karşılıyor seni, kendi aralarında harala gürele konuşuyorlar, tanrıların muhabbeti hiç çekilmiyor be, hep böyle üstten üstten konuşmalar:) sanki küçük dağları onlar yarattı. . Hani tahtadan bir ata yenik düşen bir kent vardı ya Troya, ordan kaçıp denizlere açılan, denizde de fırtınaya yakalanıp Kartaca Kraliçesi Dido' ya sığınan Aenas'ın öyküsü...Gerisi aşk, meşk, dedikodu, herkesin de harcı...Yalnız Dido'ya epeyce üzüldüm, kapatılsın bu erkolar:)
Kartaca Kraliçesi Dido
Kartaca Kraliçesi DidoChristopher Marlowe · İş Bankası Kültür Yayınları · 2016179 okunma
245 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Efrasiyab'ın Hikayeleri
Hayat, her insanın eline tutuşturulmuş boş bir kağıt gibi.. Kimi sayfalarca doldururken o sayfayı kimi tek bir kelime yazmaya dahi fırsat bulamaz. Bazısı doldurduğu o sayfaları tek kalemde yırtıp atarken bazısı da silip silip yeniden yazmaya çalışır hem de hiç bıkmadan. Her ne kadar iniş çıkışlarla, düşüp kalkmalarla farklı farklı geçse de
Efrasiyab'ın Hikayeleri
Efrasiyab'ın Hikayeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20185,4bin okunma
250 syf.
10/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Birkaç zaman önce #zamaneşairinden #zamanarşını diye bir şiir kitabını konuk etmiştim #hercumaşiirgecesi rutinime.Ve yorumumda da size bazı yeni şairleri ayakta alkışlayasım geliyor demiştim.Şunu da eklemiştim; ben bu şiirlere resmen bayıldım.Sonra demiştim ki bir de; “Siz roman yazın @alkayacemalnoyan ve biz okuyalım.Tabii henüz tanımıyorum
Ya Hu !..
Ya Hu !..Cemal Noyan Alkaya · Od Kitap · 20236 okunma
100 syf.
9/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Pervin'in Günlükleri...
Arka kapaktan... Yayımlandığı dönemde büyük ilgi gören ve sevilerek okunan Genç Kız Kalbi İstanbul'a akrabalarını ziyarete gelen genç bir kızın günlüğünden aktarılan sayfalardan oluşur. Olayların merkezinde platonik bir aşkın yer aldığı romanda Pervin'in aşk ve evlilik konusundaki düşünceleri anlatılırken, Mehmet Rauf kadın erkek eşitliği, birey ve toplum eğitiminin önemiyle ilgili görüşlerini ve seçkin görünen zümrenin sürdürdüğü hayata dair eleştirilerini de dile getirir. Akıcı bir üslupla kaleme alınan Genç Kız Kalbi'nde kahramanın iç dünyasında yaşadığı gelgitler, arayışlar ile sevinç, üzüntü, umut gibi duyguların dikkat çekici bir gerçekçilikle ifadesi Mehmet Rauf'un derin gözlem gücünü ortaya koyar. Kendimce; (spoil içerir) Behiç karakterinin son hareketi şaşırtıcı idi, yazar burada kafanıza göre aşk meşk uğraşmayın ananız atanız kimi uygun gördüyse onunla evlenin gitsin demeye mı getirmiş bilemedim, ir anda karara bağlanıp sonlanmış gibi bitiriverdi. Yine de güzeldi, okunmalı.
Genç Kız Kalbi
Genç Kız KalbiMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,1bin okunma
352 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.