Duygusal Durum Raporu 16
31.03.24-03.09 Bugün resmen 1 yıl 1 ay oldu. Konuşmuyoruz. Özlemiyorsun. Şu an hissettiklerim öncekilerden farklı. Bu sabah uyandığımda özlediğimden değil dayanamadığımdan ağladım. İlk kez bu kadar yoğun hissettim tükenmişliği. Bunca zaman sadece seni hissetim içimde, artıksa yorgunluk sökün etti. Tükenmişlik. Kimsin sen? Neden bu kadar acı
Boş ver be yaşı! Gönlün ne kadar genç ondan haber ver? Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver? Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını, Gelene geçene yol verme girsin içeri diye, Ama gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna. Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir
Reklam
La Tahzen Şiiri, Mevlâna Celâleddin Üzülme! İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! Rahman, “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı? O halde ne diye üzülürsün ey can? Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan; Gece gibi kapkaranlık nefsini yak! “Derdim var” diyorsun; Dert insanı Hak’ka götüren Burak’tır; sen bunu bilmiyorsun. Sanma ki dert sadece sende
Farkında mısın? Beşerin temeli, bir küçük cenin, Can vermeye, gücü yetmez kimsenin, Kâinat denilen, dev değirmenin, Suyu nerden gelir, farkında mısın? Yıldızlar, bir adım yolundan şaşmaz.
Bu Bizim Hikayemiz
Sen, anlayabilir misin bizim mısraların dilinden, biz bazen Yunus oluruz anlayana, bazen de Yavuz. Gönüllere, destanlar, yazarız biz,vicdan ve aklımızdır bize yol gösteren, gerçek bir kılavuz. Kırk yıl odun taşıdık sırtımızda Yunus olduk biz , başladık bütün aleme tek bir nazarla bakmaya Sakın ha sakın sen de surete ve kalıba bakma ha! Geldik dünyaya, gönül dünyasına ibretle bakmaya Yunus misali, bizi bilmeyenler, neyi bilsin, bilenler anlar bizim dilimizden,bilenlere selam olsun. Sen de anlayabilirler misin , mısraların dilinden bizi, anlayabilene ve anlatabilene aşk olsun Saate bakmaksızın, gecenin bir vaktinde kapısını çalabilecek, bir dert ortağı,bir dost arıyoruz Batan dikenler kanatsa da yüreğimizi; o gül hatırına, dikenlere Mecnun misali katlanıyoruz. Sırlı bir aynayız biz, bizi anlayıp, görebilene, görüp de sevebilene, O, Yaradan’ın hatırına. Bizi kırsan da, unutsan da, Mevlana misali diyoruz : gel, gene gel, ne olursan ol, gene gel, Satır, satır, mısra mısra, yepyeni bir destan yazıyoruz, biz, bir bak, mısrasına, satırına, Arı olduk, çiçekten çiçeğe konduk, ballar balını bulduk, Yunus gibi, haydi şimdi sen de gel İşte biz buyuz, işte bu bizim hikayemiz. Okunsun ve yazılsın durmadan bizi sevenlerin hatırına… Kemal KARTAL
Kalbimin orta yerinde bu nasıl bir cumhuriyet seninki Nasıl bir hakimiyet ben anlamadım Sustum sustum sonunda dayanamadım Aşk mısın, dert misin yoksa canına susamak mı benimki Hayatı kovalamak mı dört nala bu evden Uyudum uyandım hala anlamadım
Reklam
“ALLAH yeniden başlayanların yardımcısıdır”
"ÜZÜLME! İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! Rahman, “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı? O halde ne diye üzülürsün ey can? Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan; Gece gibi kapkaranlık nefsini yak! “Derdim var” diyorsun; Dert insanı Hak’ka götüren Burak’tır; sen bunu bilmiyorsun. Sanma ki dert sadece sende var. Şunu bil ki; sendeki derdi
Üzülme! İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! Rahman, “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı? O halde ne diye üzülürsün ey can? Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan; Gece gibi kapkaranlık nefsini yak! “Derdim var” diyorsun; Dert insanı Hak’ka götüren Burak’tır; sen bunu bilmiyorsun. Sanma ki dert sadece sende var. Şunu bil ki; sendeki derdi
Lâ tahzen
La Tahzen Şiiri Üzülme! İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! Rahman, “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı? O halde ne diye üzülürsün ey can? Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan; Gece gibi kapkaranlık nefsini yak!
Ben AŞK diyorum sen ''Aşk olsun'' diyorsun. Ben gönül diyorum sen gölgelerin peşinde koşuyorsun. Uslan artık be yüreğim, Bir derdim olmalı ki bin dermana değişmeyeyim. Şimdi söyle sen dert misin?