' Aşk sandığın kadar değil, yandığın kadardır. ' Hz. Mevlana
cléante Şimdi bakın; benim pek hoşlandığım bir kız değil, orası doğru, ama sizin gönlünüzü hoş etmek için, babacığım, evlenirim onunla, isterseniz. harpagon Yoo! Ben senin sandığın kadar fena adam değilim; sevmediğin biriyle evlenmene gönlüm razı olmaz. cléante Ne olur canım; sizin hatırınız için sevmeye de çalışırım, severim de. harpagon Hayır, hayır; evlenmede aşk olmadı mı saadet de olmaz.
Sayfa 74 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aşk sandigin kadar degil yandigin kadardir
472 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Evet, harika bir kitabın daha sonu getirdim. Bitmesini istememekle birlikte, okuduğum için mutluyum. Konusuna gelirsek; Serra, Mehmet Sancaktar, yani abisini kızdırmak için, kendinden yaşça küçük olan Fırat ile abisine karşı kurduğu planlar ile olaylar başlıyor. Barış Dağlı, kardeşi Fırat'ı kendince yaptığı hatadan kurtarmaya çalışırken olaylar farklı şekilde ilerliyor. Bazı bildiklerimiz aslında gerçeğin önüne saklanmış bir sırdan ibarettir. Kitabı okurken keşke bu kadar olsa her şey diyorsun; çünkü sonrasında yaşanılanlar... Gerçi sadece sonrası değil, geçmişte yaşanılan şeylerde insanı şoka uğratacak cinsten. Barış Dağlı, dışarıdan bakıldığından gıpta edilecek, onun yerinde olunmak istenecek biriyken, yaşadıkları şeyleri öğrenince bakışlar hüzünle, acıyla bulanıyor. Aşk, bazen sandığın şey değildir. Aileyse her zaman mükemmel olmuyor. Barış Dağlı, Serra ile gerçek aşka adım atarken, tekrar geçmişten gelen biri adımları sekteye uğratıyor. Ama gerçek aşkın önünde kim durabilir ki? Sonrasından gelecek güzel günler için yaşanılan acılar, çekilmesi gerekiyorsa, yaşadıklarına lanet okusanda yaşanmasaydı diyemiyorsun. Barış Dağlı'ya uyuz oluyordum ama benim bile gönlümü feth etti.(Duyacaklar şaşıracak.) Edit biraz daha iyi olabilirdi. Onun dışında iç tasarım falan her şey çok güzeldi. Bir de Serra, aşık bir kadın olarak çok tatlıydı yahu. Eline sağlık Meral Ablam.
Aşkın Kokusunu Aldım
Aşkın Kokusunu AldımMeral Kır · Aspendos Yayınları · 2016267 okunma
Aşk sandigin kadar değil, yandigin kadardır. "Mevlana"
İnsan olmaktan yorulur bazen insan. Hayat yorar, aşk yorar, yalnızlık yorar, kalabalık yorar, gelen yorar, giden yorar... Sana sunulan hiçbir şeye alışma bu yüzden. Terk edenler yorar... Daha az güvenmeye, daha az sevmeye ve daha az inanmaya tecrübe diyorlar. Ama bu tecrübe değil, tecrübeyi doğru kullanamamaktır. Daha az güvenmek, güven sorunu yaratır. Gerektiği kadar güvenmelisin. Daha az sevmek yalnızlığı getirir. Hak ettiği kadar sevmelisin. Daha az inanmak inancını zedeler. Neye ne kadar inanman gerek, onu bilmelisin. İnsanlar terk edilerek terk etmeyi, aldanarak aldatmayı öğreniyorlar. Oysa terk edilen sadakati, aldatılan dürüstlüğü öğrenmelidir. Hayatın getirdiği sevinç ve mutlulukları nasıl kabul ediyorsak, onun sunacağı kederleri de aynı olgunlukla kabul etmeliyiz. Bu dünya bir imtihan dünyası. Kaderimize yazılan her keder, dayanma, sabretme ve inanma gücümüzü sınar. Yıkılmış, aldanmış, incinmiş, kırılmış olabilirsin. Umutların tükenmiş de olabilir. Bu kaderindir. Kader seni sürekli dener. Cevabını bilmediğini sandığın bir soru gibi gelir. Oysa Rabb'in o sorunun cevabını çoktan vermiştir. Ve onun senin durumundakilere verdiği en iyi cevap gece-gündüz ilişkisidir. Geceyi ve gündüzü düşün şimdi. Ve şunu: Her yeni gün, bitmiş bir gecenin ardından başlar ve şahitlik ettiğimiz bitişler, göremediğimiz nelerin başlangıcıdır kim bilir...
Reklam
736 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.