Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şarap sarhoşu gece yarısında uyanır, ama saki’nin sarhoşu ta mahşer sabahında… gençtim. Aşk şarabı beni de sarhoş etmiş, aşk ateşi kalbimde tutuşmuştu.
"Evreni karartan örtüye elimi uzatabileceğim, örtüyü birden çekip bilgelik ve merhametin yüzünü görüvereceğim günü bekleyerek büyüdüm. Yeryüzünün güç ve mülkiyet sarhoşu aptal tanrılarıyla boğuşayım istedim. İstedim ki dünyayı aşk ve cesarete mesken edenlere geri vereyim."
Reklam
Aşka gerçekten inanıyorum. Ne kadar sihirli bir şey olduğunu biliyorum. Hem iyi hem de kötü anlamda. Aşk sarhoşu olduğunuzda dünyanın daha müthiş göründüğünü biliyorum. Kırık kalpleri iyileştirdiğini, insanı çılgınca mutlu, heyecanlı, umutlu... aynı zamanda yılgın ve hasta yaptığını da biliyorum... Yaşadığımız bu karmaşık dünyayı daha iyi bir yer hâline getiren birçok hisse kapılıyoruz.
Hayır bu sefer gelen Dandelion,dostun, şu her tarakta bezi olan,beleşçi,aylak,sanat abidesi,balatların ve aşk şiirlerinin parlayan yıldızı.Her zaman olduğu gibi şöhret sarhoşu, domuzların sidik torbası gibi şişmiş ve leş gibi bira kokuyor.
Sayfa 233Kitabı okudu
aşk sarhoşu ..
Kendini ağzına içki koymadığı zamanlarda bile, daima sarhoş hissediyordu. Kuvvetli ve tatlı bir sarhoşluk. Hep coşmak, ölesiye coşmak istiyordu. Ondan uzak olduğu za­manlarda hayatı garip bir coşkunluk içinde geçiyordu.
Sayfa 94 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Evreni karartan örtüye elimi uzatabileceğim, örtüyü birden çekip bilgelik ve merhametin yüzünü görüvereceğim günü bekleyerek büyüdüm. Yeryüzünün güç ve mülkiyet sarhoşu aptal tanrılarıyla boğuşayım istedim. İstedim ki dünyayı aşk ve cesaret mesken edenlere geri vereyim.
Sayfa 16 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Çoğu insan için ayrılık sarhoşu olmak, aşk sarhoşu olmaktan daha beterdi.
Sayfa 368Kitabı okudu
Ey aşk! Bu nasıl bir sır? İçine giren tufan oluyor. Bu nasıl bir hırka? Kim giyse aşk sarhoşu olup çıkıyor. Aşkın çilesini küçümsediğiniz an içinizdeki cehennem büyür. Aşkın çilesiymiş aşka dayanak olan. Yeterki yan! Dumanın bulut olur. Yeterki yak! Ummanlar kazan olur. Nerede ateş, orada su. Nerede su, orada ateş. Ne tuhaf kimya!
Sayfa 7 - Kapı Yayınları, 8.Basım,NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
Ey aşk! Bu nasıl bir sır? İçine giren tufan oluyor. Bu nasıl bir hırka? Kim giyse aşk sarhoşu olup çıkıyor. Aşkın çilesini küçümsediğiniz an içinizdeki cehennem büyür. Aşkın çilesiymiş aşka dayanak olan. Yeter ki yan! Dumanın bulut olur. Yeter ki yak! Ummanlar kazan olur. Nerede ateş, orada su. Nerede su, orada ateş. Ne tuhaf kimya!
Bellek de sonsuz değil yazık ki. Gün gelir, yangında ilk kurtaracaklarımızı hiç kurtaramayabiliriz. O güne kadar yaşananlar yaşanmamış sayılır. Bir yerlere dikmiş olduğumuz ağaçların meyveleri biz görmeden büyür, olgunlaşır ve düşer toprağa. Yazılan anılar, günlükler, aşk mektupları, mutluluk sarhoşu fotoğraflar, kaydedilen anlar, görüntüler ve sesler gün gelir bizim ektiğimiz bahçenin, başkalarının yediği meyveleri olur belki de...
Sayfa 160 - Lepisma Yayınları
Reklam
Bahsettiği kişi Şemsî Tebrizî
Tahtının önünde yaşlı adam raks eder sarhoşça Fakat o, ilim deryasıdır, bilgedir, bilgilidir İlmin eteğini dişleri arasına almış, ama Aşk kerpeteni onda bir tek diş bırakmamış Ben âşık pîrin nurundan mahvoldum, pir ise maşukta mahvoldu O ayna gibi tek yüzlü, bense tarak gibi iki taraflı Başı dik, yiğit, aşk sarhoşu, fitne koparıcı Sevgilinin yanında aklı başında, kendi başınayken deli Görünüşü öfkeli, ruhu sulh içinde, asık suratlı şeker Ben dünyada böyle yakınlıkta bir yabancı görmedim Mum mu desem, dilber mi desem, can perver mi Katıksız ruh mu, servi boylu mu, kâfir mi, canan mı Mevlâna
Evlenmeden önce ben de Bihter gibi değil miydim? Be­nim başım da Kamelyalı Kadın'dan, Aşk-ı Memnu'ya kadar nice kitapların sayfaları üstünde saatlerce hayal sar­hoşu olarak kalmamış mıydı?
Sayfa 13 - Turkiye Iş Bankası Kültür Yayınları Türk Edebiyatı Klâsikleri Dizisi 61Kitabı okudu
aşk sarhoşu ..
Sarhoş gibiydi. Sarhoştu. Bu sarhoşluğun ebedî olmasını istiyordu.
Ötüken NeşriyatKitabı okudu
VAHDET BAHSİNDE
Tasavvuf sözlüklerine göre aşk sarhoşu vahdet yolculuğunu üç kademede tamamlar. 1. Vahdet-i Kusud: Kast edilen şeyde vahdettir ki kulun istediği ile Allah'ın irade ettiği şeyin aynı olması halidir. Kulun maksadı ve muradı ile Allah'ın kulu hakkında irade ettiği şeyin örtüşmesi, böylece iki iradenin birleşip tek iradeye dönüşmesi. Burada kul kendi irade ve isteklerinden vazgeçerek Allaha yönelir ve onların yerine Allah'ın irade ve isteklerini koyar. Vahdeti kusud, kul ile Hakk'ın ortak bir yerde buluşmaları değil; kulun, Allah'ın iradesinde kendini konumlandırmasıdır. Allah'ın iradesinin kul üzerinde etkili ve geçerli olması yani. Vahdeti kusud, vahdetin en aşağı derecesi, belki avamcasıdır. Bütün müminlerin bu vahdet anlayışı içinde kulluk etmeleri gerekir. Bu yüzden eskiler " Lâ maksude illallah (Allahtan başka maksat yoktur)" derler. Fuzulî'nin, Oldur bana murad ki oldu sana murad Haşa ki senden özge ola müddea bana demesi bu yüzdendir. Yani "Benim murad edindiğim şey, ancak Senin muradına uygun olandır. Haşa! Senden başka bir murad taşımak, böyle bir iddiada bulunmak bana yakışmaz!"
Sayfa 6 - KapıKitabı okudu
320 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.