Türk Fizikçi bir kadın ve okyanusların ötesinde ki 'Siyahi' gencin tesadüfi buluşması...
Yazarımız
Aslı Erdoğan'ın hayatına şöyle bir göz attığımda kendisinin de tıpkı roman kahramanımız gibi fizikçi olduğunu öğrendim. Yazarımız bilgisayar mühendisliği ve fizik bölümünden mezun olup fizik üzerine doktorasını yapmaya başlamış. Lakin
Gözlerine, gözbebeklerine derin derin baktım, gökyüzü mavi geceleğini giymesine az vakitler kala, güneş ufukta tüm kızıllığı ile dünyaya elveda derken.
Sıkı sıkı tutunduğu o papatyanın gövdesinden düşüp solmamak, hep güçlü ve sağlam kalmak için direnen bir tomurcuk bir yaprak, papatyanın ta kendisidir o.
Akıta akıta kuruttuğu gözyaşlarından geriye
Eylül,
Hüzün ve ayrılık ayı…Yalancı bahar aslında ne yazdır ne de ilk bahar. Yazın son esintileri, son iyi günleridir. Eylül, Türk edebiyatının ilk psikolojik roman olma özelliğini taşımaktadır. Suat, Süreyya ve Necip. Bir aşk üçgeni içindedir lakin bu aşkta aldatma yoktur. Aşkın sadece gözlerle, bakışlarla yaşanan halidir. Karakterlerin iç
Elizabeth yaşadığı döneme göre serbest davranışları olan sivri dilli bir kızdır. Ağzına geleni söylemekten, eleştirmekten çekinmeyen iyi niyetli ve içten biridir. Zamanını kütüphanede kitap okuyarak ve insanları gözlemleyerek geçirir. Evlilikle kafayı bozmuş kardeşleri ve annesine tamamen zıt bir düşünceye sahip bir gençtir.Gelelim Bay Darc ile
Benim günahım aşktır, senin erdemin nefret:
Sevgi günahtır diye günahımdan nefret bu.
Gel, kendi durumunu benimkine kıyas et,
Görürsün siteminin ne haksız olduğunu.
Haklıysa da, o sözler kızıl süsünü bozan
Ve benimkiler kadar bol sahte aşk senedi
Gece Evi serisinin en kitabı benim için Yanmış. Soluksuz okuduğum ve kitap işte bu dediğim, asla ama asla ergen kitabı değilde mistik bir kitap bu dediğim, inanılmaz şeylerin geçtiği, olayların hiç bitmediği ama en çokta sevginin bir çok şeyi yeneceğini, düzeltebileceğini anlatan bir kitap. Stevie Rae ve Rephaim ikilisine öyle düştüm ki onları bir arada görmek için sabırsızlanıyorum. Stark’ı da es geçemem ki, Zoey için yaptıklarını inanılmazdı. Vampir dünyasından daha çok mistik fantastik bir evrene giriyorsunuz. Neferet tam bir nefret kadın, Kalona doğru yola girecek bir gün umuduyla ama en çokta Afrodit’in Zoey için çırpınışı çok güzeldi. Gerçek dostluk böyle bir şeyken, Stevie Rae’nin ödediği bedeller hepsinden fazlaydı. Ama Rephaim ve onun ilk sevgiyle tanışması o kadar özel ki, birbirlerinden vazgeçmemeleri ve dinlemeleri ahhh çok güzeldi. Heath’in ölümü bir miktar üzse de, Öteki Alem olayı iyi resmedilmiş. Neler olacak heyecanla okumaya devam ederken aşk, sevgi ve dostluk hem sınanacak hem de güçlenecek hissediyorum.
“insan, insana karsi tas kadar sagirdir.”
kitaptaki butun bu kisa hikayeyi ozetleyen bi cumleydi bana gore. kisacik bir hikayede kocaman yasamlarin yitip gittigini gormek ve hepsinin birbirinden bi yandan masum bi yandan olmadiginin bilincine varmak uzucuydu.
yani herkesten nefret ettim, herkesi de sevdim ve bana birkac kitabi animsatti ancak hangisi oldugunu hatirlayamadim.
bana cok korkunc geliyor birinin ugruna bu denli hayatini mahvetmek, butun yasamini yitirmek. fakat genel olarak sevgisiz buyumus veya icinde bile o sevgiyi, kendisine duyacagi sevgiyi yakalayamayan insanlarin dustugu bir kuyu olarak caliniyor icime. cok yazik cidden.
cok sevdigim alintilar da vardi icinde. maksim gorki’nin ilk defa bir kitabini okudum, dilini de begendigim icin devaminin gelecegini de dusunuyorum.
“evlerin pencerelerine bakiyosun; her evde birileri seviyor, sense yalnizliginin icinde ac ve zavallisin. boyle kac gece gecirdim!”
“larisa hakliydi: yalnizligini kiminle birlikteyken daha iyi unutabilirdin?”
asik oldugu kadinin yanindayken dahi yalniz, yaninda ona asik biri varken bile daima sevgi, yetenek arayan bir sevgisiz ve bu burjuva arasinda hayati mahvolan ‘diger’ insanlar. bir hayal ugruna dokulecek kac gozyasi bunu gerceklestirebilir ki? bilmiyorum.
2024/23. kitap
Pat Conroy, Shantaram için şu cümleyi kuruyor; ‘Biri bana bu kitabın ne ile ilgili olduğunu sorarsa, ona dünyadaki her şeyle ilgili, diye cevap veririm.’ Kesinlikle ne eksik ne fazla..
Kitabın benim için gerçekten uzun soluklu bir yolculuk olduğunu söyleyebilirim ama sanmayın ki sayfaların çokluğundan, kesinlikle kitabın hissettirdiği
Suç, Ceza ve Vicdan Azabı
Nasıl başlık ama, mükemmel estetik duruyor değil mi ? Romanı ilk okuduğumda 12-13 yaşımdayken falan aklıma bu başlık gelmişti. “Ben olsam kitabın adını böyle yapardım” demiştim. İyi ki ismini ben koymamışım berbat olurmuş.
Neyse konumuz bu değil, kitabı incelemeden önce biraz vicdan azabını tanıyalım. Bu yazılar
Birine içinden bir sevgi varsa..
Sadece sevgiye ihtiyacın olduğu içindir.
Birine nefret duyuyorsan kendi üzerindeki nefreti kapatmak içindir.
Oysa moloz yığınları arasında barınan bir kuştan farkı yoktu
Ve daha da acınacak haldeydi üşüyordu
Fakat titremiyordu fırtınada gidecek bir yeri yoktu
Ama korkmuyordu çünkü yalnız olmadığını hissediyordu
Evet yalnız değildi bir yerde onu bekleyen biri vardı
Hem de onunla üşüyen onunla büyüyen biri
Belki de o bendim belki de o bekleyen sen
Bir yapının kendisi değil, mimarı önemlidir..
Çünkü kalıcı olan yapı değil mimarıdır.
Ölümden hiçbir zaman korkmadım,
Ya aşk. İşte o ayrı mesele
Bazan tertipli, hoş ya da kırılgan haline uzaktan sevgi duyduğum bir kızın bu aşağılanma ve özür anlarında yüzünün kıpkırmızı olduğunu, gözünde yaşlar biriktiğini gördüğümde onun kurtulmasını isterdim. Teneffüslerde bana da eziyet eden o sarı saçlı, şişko çocuğun konuştukça battığını, battıkça tokat yediğini gördüğümde olayı kalpsizlikle zevk alarak seyrederdim.
"Her şeyin sonunda yine kendinle baş başa kalacaksın"
Kendinize değer verin,kendi değerinizi bilin.Yaşamınız boyunca her türlü zorlukla mücadele etmek durumunda kalacaksınız,bazen kendinizle bazen çevrenizdekilerle birlikte sizi içine çekecek bir yaşam mücadelesi ile.Tatlı acı anılarınız,kazandıklarınız ve kaybettikleriniz uğruna
Sahiplenmek... herkes sevdiğine, sevgilisine sahip olmaya çalışıyor. Bu artık aşk olamaz. Hatta birisine sahip olduğunda ondan nefret edersin, onu yok edersin, onu öldürürsün: Sevgi, özgürlük vermelidir; sevgi özgürlük demektir.
Güzel ve akıcı bir kitaptı. Özellikle ana karakterler ve ana karakterler arası bağ beni derinden etkiledi, gerçekten çok beğendim. Gizem, aşk ve fantastik teması vardı ama aşk temasının daha baskın olduğunu söyleyebilirim. Spoiler kısmında detaylıca anlatacağım ama ilk başlarda bazı konular sebebiyle sıkıcılaşmasından korktum, neyse ki böyle bir
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin.
_Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur.
_Sağlıksız bir zihinle ne