Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
Anlatıldığına göre Mecnun’un ölümünden sonra onu rüyasında görenler “Allah sana ne yaptı?” diye sorduklarında Mecnun şöyle cevap vermiş: “Beni sevgi iddiasında bulunanlar üzerine delil yaptı.” Medeni hukukta bir madde var: “Müddei iddiasını ispatla mükelleftir.” Günümüz Türkçesi ile; iddia sahibi bunu kanıtlamak zorundadır. Madem ortada bir
Reklam
360 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Lüzum üzerine açıklama: Aşağıdaki bir taşlama (yergi,hiciv) denemesidir. Taşlama şiir şeklinde olsa da burada nesir tarzda bir özgünlük cesareti gösterilmektedir. Kitabı okuyanların daha çok lezzet alacağı düşünülmektedir. “Bir dal alıp çıkayım” ise derdiniz uyarıyorum: Yok öyle bir dünya, çooook uzun !!! Mide fesadı geçirtmeden
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
İnsanlığın Yıldızının Parladığı AnlarStefan Zweig · Zeplin Kitaplar · 20175,5bin okunma
Aşık Sümmani der ki; ''Dünyayı sevenler velî değildir, Canı terk edenler deli değildir, İnsanoğlu gamdan hâli değildir, Her birini bir efkâra yazmışlar. '' Aşık Sümmani, 11 yaşında gördüğü bir rüya ile aşk ateşine düşmüş, ve ömrü boyunca rüyasında gördüğü Gülperi’yi aramış. Onun aşkıyla beraber ‘’Aşık Hümmani’’ olmuş o. Hatta ‘’Sümmani ile Gülperi’’ adında bir hikaye yazmış. İşte üstte verdiğim dörtlüğünde dediği gibi, ‘’İnsanoğlu gamdan hali değildir, her birini bir efkara yazmışlar.’’ Yani insanoğlu gamdan uzak değildir, gam ile doludur, her birine ayrı efkar yazılmıştır diyor Aşık Sümmani. Onun gamı, kederi Gülperi idi. Peki bizim gamımız, kederimiz, derdimiz, tasamız ne? Onun kadar saf bir sevginin peşinden koşabilecek kudreti görebiliyor muyuz kendimizde? Bir rüyaya kapılıp, yıllarca onu arayacak kadar sevebiliyor muyuz bir güzeli.. Yoksa dünyevi, gelip geçici şeyleri dert, tasa olarak doldurup zihnimize ve yüreğimize, hoyratça mı kullanıyoruz o muhteşem hazineyi.. Gönül neyi istediğini bilirse, derdi yek, aşkı yek, vuslatı yekse, o dert o gönlün sahibini Aşık eder; gamdan hali olan ise, başıboş gezer, o yüreği kendine yük eder. Aşık Sümmani gibi sevmek, bir rüyanın peşinden gezebilmek her gönüle nasip olsun. Yasin T.
Delinin Aşk Mektubu - 1
Merhaba. Sana diyebildiğim en yakın söz bu. Oda genelde kısık, durağan ve belki de biraz soğuk bir sesle. Ama ben o "Merhaba" yı çıkarmak için neler çekiyorum bir bilsen. Kaç sinir hücresine dert anlatıyorum, kaç karar milyonlarca olasılıktan “asla” seçiyor. İsyan eden uzuvlarıma, kalbimi tehdit ederek söz geçiriyorum. - Gönlümde bir
Mümtaz ( Yorumlarınızı Bekliyorum :) 7.
Araştırma esnasında Hallac-ı Mansur’u keşfettim. Bu zat, bir gün öyle bir tefekküre dalmış ki, en sonunda bağıra bağıra sokaklara çıkıp “ Ene’l Hak “ ( Ben O’yum, Ben Hakkım! ) dediği için idam ettirilmiş. Hayatını incelediğimde dinine o kadar bağlı bir insanın, bu kadar büyüklük taslaması mümkün değildi. Peki nasıl olurda böylesine büyük bir sözü
Reklam
215 syf.
·
Puan vermedi
youtube.com/watch?v=TXzO1FT... kitabı okumaya karar verdiğimde, okurken ve hatta bittikten sonra ben de başladım mırıldanmaya: triyandafilis gitme; sen de gitme triyandafilis ... Sonra da dilimden düşmedi bu şarkı. ''Sen de başını alıp gitme ne olur Ne olur tut ellerimi Hayatta hiç bir şeyim az olmadı senin kadar Ve hiçbir
Sen de Gitme Triyandafilis
Sen de Gitme TriyandafilisAyla Kutlu · Bilgi Yayınevi · 2013285 okunma
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik; İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ. Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım. Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:))) Öncelikle; İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
İki bin yıl sonra insanoğlunun ahlakı, âdetleri, duyguları ve tüm yaşamı tamamen değişmişti. İki bin yıl önce çeşitli dinlerin ve inançların insana vaat ettiği şeyi bilim gerçekleştirmişti. Susuzluk, açlık, aşk ve insanın diğer gereksinimleri giderilmiş, yaşlılık, hastalık ve çirkinlik insan tarafından mahkûm edilmişti. Aile yaşamı terk edilmişti ve bütün insanlar arı kovanına benzer çok katlı büyük binalarda yaşıyordu. Fakat bir sorun kalmıştı; dermansız bir dert. Bu da, amaçsız ve anlamsız yaşamanın verdiği yorgunluk ve bıkkınlıktı.
656 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Güzel bir kitaptı. Nehir Erdem'in akıcı dilini, esprili anlatımını çok beğeniyorum. Bu kitapta önceden okuduğum kitaplarda ki kahramanlarında olması çok hoşuma gitti. Yasemin ve Nergis'in hikayesi anlatılıyor. Yasemin, ailesi tarafından istemediği biriyle evlendirilmiş ve acılar yaşamış. Onu tek sakinleştiren halasının kızı Nergis hayat doluydu,
Çiçek Kızlar
Çiçek KızlarNehir Erdem · Müptela Yayınları · 2014643 okunma
Reklam
Yeryüzünün Lanetlileri Kitabına J.P.Sartre Yazdığı Önsöz
1961 TARİHLİ BASKIYA ÖNSÖZ Jean Paul Sartre Kısa bir süre öncesine dek yeryüzünün nüfusu iki milyardı: beş yüz milyon insan ve bir buçuk milyar “yerli”. Birinciler “Söz”e sahipti, ötekilerse bu sözü ödünç almışlardı. Bu ikisi arasında aracı olarak hizmet veren satılmış kralcıklar, derebeyler ve tepeden tırnağa sahte bir burjuvazi vardı.