Aşık Sümmani der ki;
''Dünyayı sevenler velî değildir,
Canı terk edenler deli değildir,
İnsanoğlu gamdan hâli değildir,
Her birini bir efkâra yazmışlar. ''
Aşık Sümmani, 11 yaşında gördüğü bir rüya ile aşk ateşine düşmüş, ve ömrü boyunca rüyasında gördüğü Gülperi’yi aramış. Onun aşkıyla beraber ‘’Aşık Hümmani’’ olmuş o. Hatta ‘’Sümmani ile Gülperi’’ adında bir hikaye yazmış.
İşte üstte verdiğim dörtlüğünde dediği gibi, ‘’İnsanoğlu gamdan hali değildir, her birini bir efkara yazmışlar.’’ Yani insanoğlu gamdan uzak değildir, gam ile doludur, her birine ayrı efkar yazılmıştır diyor Aşık Sümmani. Onun gamı, kederi Gülperi idi. Peki bizim gamımız, kederimiz, derdimiz, tasamız ne? Onun kadar saf bir sevginin peşinden koşabilecek kudreti görebiliyor muyuz kendimizde? Bir rüyaya kapılıp, yıllarca onu arayacak kadar sevebiliyor muyuz bir güzeli.. Yoksa dünyevi, gelip geçici şeyleri dert, tasa olarak doldurup zihnimize ve yüreğimize, hoyratça mı kullanıyoruz o muhteşem hazineyi..
Gönül neyi istediğini bilirse, derdi yek, aşkı yek, vuslatı yekse, o dert o gönlün sahibini Aşık eder; gamdan hali olan ise, başıboş gezer, o yüreği kendine yük eder. Aşık Sümmani gibi sevmek, bir rüyanın peşinden gezebilmek her gönüle nasip olsun.
Yasin T.