Merhaba arkadaşlar :
Unutulmayacak çok etkileyici bir roman okudum. Bir vefa, bir dostluk örneği olan, bir ana karakter vardı romanda...
Bir güne sığdırılan bir ömür diyebilirim. Sürekli bir konudan diğer bir konuya muazzam geçişler var. Fakat iyi bir odaklanma gerektiriyor ; aksi halde aklınız karışabilir.
Romanın konusuna değinelim biraz da... Hani bir dostunuz, yakınınız vefat eder ve onunla ilgili hatıralarınız gözünüzün önünden bir film gibi geçer ya ; işte bu kitabın konusu da, çok sıkı iki dost olan karakterlerimizden birisi olan Kazangap'ın ölümü üzerine, ana karakterimiz olan arkadaşı Yedigey'in gözünde canlanan anıları oluşturuyor. Duygu o kadar güzel verilmiş ki ; Yedigey arkadaşı ile ilgili anımsadığı her hatırada, kendimi onun yerine koymamı sağladı. Ölümün o soğuk, acı hissini yaşattı.
Benim romanda dikkatimi çeken farklı bir konu da vardı. Yazar romanında, bazen toplum olarak, özellikle aşk konusunda sorun haline getirdiğimiz yaş konusuna da değinmiştir.
Sevdanın engel tanımadığına ve yaş farkının hiç sorun olmaması gerektiğine, yazarın kaleminden dökülen satırlarla tanık oluyoruz. (He bu tartışılır bir konu bunu da belirteyim ki, 60 yaşındaki muhterem amcalarımız da 20'lik kızlarımıza göz koymasın yani. :d :d)
Sonuç olarak olaylar, yazarın, zincir halkası şeklinde sıralanışıyla akıııpp gidiyor. Asla sıkmıyor. Mükemmel bir kitap, mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum. Keyifli okumalar... :))
İnsanın, bir başkası tarafından sevildiğinin farkına varması sevindirici olabileceği gibi birden korkutabilir de.
Neden sevildiğinden emin alamayınca, ne yapıp da sevgiyi hak ettiğini anlayamayınca, hak etmediği bir şeye sahip olmuş gibi hissediyor insan kendini.
İnsanlar eşit oldukları, her iki tarafın da eşit düzeyde özveride bulunmaya hazır olduğu ilişkilere girmeli ..
__
-biri gerçek aşk, öteki geçici bir ilişki arıyorsa olmaz. Bence bu tür dengesizlikler ilişkilerde acının asıl kaynağı oluyor, insanlar ne istediklerinden tam olarak emin alamıyorlar bir türlü.
En cazibeli olanlar, ne onları hemen öpmemize izin verenler (nankörleşiriz sonra) ne de asla öpmemize izin vermeyenler (onları da çok geçmeden unuturuz) değil, bu ikisi arasında cilveleşenlerdir.
Yılmaz Erdoğan'ın şiirlerinden oluşan güzel bir kitap özellikle de Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak ve Ben Senin Beni Sevebilme İhtimalini Sevdim şiirleri favorim. Yılmaz Erdoğan'ın kendine has bir tarzı var. Şiirleri okurken bazen o şiirdeki sokakta, köşe başındaki otobüse biniyorsun, bazen de çantadaki otlu peynir kokusu geliyor burnuna.. Hayatın