Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Murat Menteş'in harikalar diyarına hoş geldiniz :)
Murat Menteş'i tanımanın ayrıcalığı diye bir şey var. Yazar muazzam bir lehçe ile okuru büyülüyor aşk, gerilim, heyecan ile bütünleşmiş eser. Kitap fuat karakterinin macerasıyla başlıyor ve siz sayın okur hevesle sayfaları çeviriyorsunuz :)
Samimi bir dost edasıyla gıcır bey eşlik ediyor manzaranıza ve tabi gönlünün yegane sahibi şebnem ama beklenmedik bir sürpriz hayati tehlike karakteri ile aşkın en marjinalini yaşıyorsunuz..
Güvenmenin tehkileli sularında ilerleyen Hayati, insan ırkına itibar etmenin yanlışını görüyor maalesef.. keyifle okuyacağınız bir film ;)
Monanın Gözleri Kitap Yorumu
Selamlar efeniiiim Fantastik evren, gizem gerilim, polisiye derken sanattan da uzaklaşmamak lazım diyorum ve bugün sizlere sanatla iç içe bir kitap ile geliyorum. O kadar güzel, o kadar anlamlı bir kitaptı ki.. Bayılmamak elde değil. Önce bir özetleyeyim;
Kitap özeti; Mona on yaşında bir kızdır. Bir gün görme yetisini kaybeder. Tam altmış üç dakika sonra görme yeteneği geri gelse de aile hemen Mona’yı hastaneye götürür. Yapılan tahlillerde bir şey çıkmayınca Mona’yı bir psikiyatriste götürmeye karar verirler. Dedesi Henry bu işi üstlenir. Çünkü Henry’nin planları başkadır. Küçük Mona’yı her hafta Louvre’den başlayıp büyük müzelere götürür ve birlikte oradaki tabloları incelerler. Henry’nin amacı torunu bir gün gerçekten göremese bile zihni hep berrak durmasını istemesidir.
Kitap yorumu: Yoruma nereden başlasam bilemiyorum. Şimdi burada Mona’nın hikayesi de güzeldi ama asıl amaç tabloların anlatmak istediğine yapılan vurguydu. 52 sanat eserini Henry öyle güzel anlattı ki.. Hem eserin nasıl oluştuğunu hem yazıldığı dönemi hem de sanatçının kendisine öyle güzel atıflar verdi ki kitap sonunda vay be dedim. Kitap şömizinde bahsedilen tabloların çoğu var. Ancak olmayanlara da kendim açıp baktım. Özellikle Çingene Kız tablosunu ele alış biçimine bayıldım. Kitapta Wİlliam Turner’dan Pablo Picasso’ya Frida Kahlo’dan Marina Abramovic’e kadar bir sürü sanatçı ve bir o kadar da eser var. Sanatla aşk yaşayacaksınız. Sanat severler adına mükemmel bir kitap.
#timaşyayınları #monanıngözleri #thomasschlesser #keşfet #keşfetteyiz #keşfetedüş #bookstagram
142 syf.
7/10 puan verdi
Ali Bey, Mahpeyker, Dilaşup... Aşk üçgenindeki gerilim, hırs, güven, fedakarlık... Ali Bey başlarda Mahbeyker'i sever ancak o kendini temiz gösteren kötü kadındır. Ali Bey bunu anlayınca Mehpeyker'i terk eder. Dikaşub'a aşık olur ama Mehpeyker Ali Bey'i kaptırmamak için tüm hileye başvurur işte gerilim de burda başlar. İlk edebî romanımızdır ve gerilimi çok iyi anlatabilmiştir yazar.
Kırlangıç Çığlığı
Kırlangıç Çığlığı; Ahmet Ümit'in ünlü polisiye karakteri Başkomiser Nevzat’ın yeni bir macerasını konu alıyor. İstanbul’da geçen hikâye, belirli bir ritüele göre işlenen seri cinayet vakalarını merkezine alarak bir yanda çocuk istismarı, Suriyeli mültecilerin durumu ve organ kaçakçılığı gibi toplumsal sorunlara dikkat çekerken diğer yanda İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusunu ele alıyor.
Eser, yazarımızın karakteristik tarzının başarılı bir örneği. Polisiye edebiyatını ve güncel toplumsal sorunları bir kez daha gerilim dolu atmosferde ustalıkla kurguluyor. Eğer polisiye türünü seviyorsanız, tarih ve toplumsal konulara ilgi duyuyorsanız, dünyayı sessize alın ve Kırlangıç Çığlığının satırlarında Başkomiser Nevzat’a eşlik edin.
"Vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem?"
"Cehennem boşalmış, şeytanlar aramızda."(William Shakespeare)
“Çok empati kuruyorsunuz. Ne dünya bu kadar hassasiyeti kaldırır ne insanlar bu kadar inceliği.”
“Kötüler gider ama kötülük kalır.”
"Bir insanı tanımak istiyorsan, onu öfkelendir, anında düşerdi takındığı kibarlık maskesi."
“Aşk dünyanın en büyük hazinesidir. Ama gerekli özeni göstermezsen rüzgârda bir serap gibi dağılır gider.”
“Her insanın içinde iyi bir yer vardır, bozulmamış bir saflık, her şeye rağmen.”
Kitapla Kalın!
Kapıları kilitle!
Korku soğuk hava gibi
İçeri sızmak istiyor…
Dondurucu bir kış gecesi kocasının arabası evin önünde durur. Sarah kocasını karşılamaya iner ama mutfaktaki adamın o olmadığını anlar. Yabancı eve arabalarıyla gelmiş, içeri kocasının anahtarıyla girmiş ve onun gibi giyinmiştir. Sarah’nın ise yüzünde yara izleri olan ve kendisine
Yazarın bir kitabını okumamla ikincisini elime almam bir oldu resmen. Gerilim, aşk, tutku, dram… Hepsi aynı kitapta mevcut.
Lowen, kitapları çok satmayan, kendi halinde kurgular yazan, maddi konuda yokluğun dibindedir. Bu krizin eşiğindeyken beklenmedik bir iş teklifi alır. Ünlü yazar Verity bir kaza sonucunda kitaplarının devamını yazamaz hale gelir ve devamı için Lowen tavsiye edilir. Lowen işi kabul eder. Ancak Verity’nin kitaplarını yazabilmesi için resmen “o” olmak ve “onun” gibi düşünmek zorundadır. Bu yüzden Verity’nin kocası ve çocuğunun yaşadığı, Verity’nin hasta yatağında yattığı o eve taşınır, kendini kadının taslaklarını okurken bulur. Basit bir konu gibi gözüküyor değil mi? Ama yazan Colleen Hoover olunca o kadar da çözülebilir olmuyor.
Bu kitap diğer okuduğum aşk romanlarına kesinlikle benzemiyordu. Aslında sadece aşk romanı olarak adlandırabilir miyiz ondan da emin değilim. Kitap size bir ordan bir burdan tokat atıyor. Her satırında ayrı bir gerilim ayrı bir heyecan var. Sonunu tahmin etmeye çalışıyorsunuz ama kendinizi boşa yormayın çünkü ters köşe olacağınız kesin. İçerisinde oldukça fazla hassas konu var bunu da belirtmek isterim. Okumak isterseniz göz önünde bulundurabilirsiniz.
Kitap genelini ben aşırı heyecanlı bir şekilde okudum. Zaman zaman kızdım, öfkelendim hatta korktum bile. Kitabı kapatıp nefes alıp tekrar devam ettiğim yerler oldu. Şiddetle tavsiye ediyorum! Mutlaka okumalısınız
