Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
10 puanı daima klasiklerin hak ettiği inancım olmasa kesinlikle Fi'ye de bu puanı verirdim.İnanılmazdı!..(Bu noktada o denli duraksadım ki.Halbuki yazacağım yorumu an be an planlamıştım.)Bu bir aşk romanı değil. Bu bir kişisel gelişim romanı da değil. Belki bir macera romanı diyebilirim okuyanı kendi içinde ve yaşadığı çevrede, canını acıtacak
Hayatımda okuduğum en sıradan romanlardan biri. Çok kötü bir anlatım, çok kötü betimlemeler, bağlaç olan ki'leri bile ayıramamalar ve sonu gelmeyen benzetmeler. Aşk böceğe benzer, aşk çiçeüe benzer gibi benzetmeler insanı intihara sürükleyecek cinsten. İkinci kadına acımamız mı gerekiyor onu anlamadım ama ben kendisinden sadece nefret ettim. Karakter anlatımları o kadar kötü ki, hiçbirine kendinizi yakın hissetmeniz mümkün değil. Çünkü hiçbirini tanımadan roman bitiyor. Hiçbir karakter anlatılmıyor, hep üstünkörü geçiliyor. Bir tek baş karakter Eylül'ün çok sulugöz olduğunu anladık çünkü her 2 sayfada bir ağlıyor. İkinci kadın tabii ki aülayacak diyeceksiniz ama 2 günlük tanıdığı adam ona ilanı aşk yaptığında ağlıyor, ilk kez yattıklarında ağlıyor, adam ne dese gözleri doluyor. Yok, baya kötüydü...
Rule , kapağından da anlaşılacağı üzere bir genç yetişkin kitabı.Yazarın ülkemizde yayınlanan ilk kitabı.Gayet başarılıydı bence.Ailevi sırlar , aşk , kötü çocuk - iyi kız.Günümüzde beğenilmemesi için nesi eksik sanki :) Yalnız beni kafamı karıştıran bir şey var.Seri ismi Dövmeli Adamlar.İlk kitap Rule.Diğer kitaplarda başka insanların hikayelerini mi okuyacağız?
Rule'a bayıldım.Bazen çok çocukça davranışları oldu ama genel olarak karakter oturmuştu.Karşı karakter Shaw ise zayıf kalmıştı.Rule'un gölgesinde kalmıştı sanki.İyi kız değişti ama tam değil ; bu nedenle zayıf kalmış.
Kitabın sonunda müzik listesi verilmiş.Yazar müzik de koymak istemiş kitaba belli ki.Olmuş mu olmamış mı tartışılır ama bence olmamıştı.Kitapta da yer yer bir metal grubundan bahsediyordu.Yazarın içinde kalmış olacak.
Beni rahatsız eden bir olayı da sizlerle paylaşmak isterim ; Aspendos'un kapak seçimi.Bu kitap ve Sana Vuruldum (1000kitap.com/kitap/Sana-Vuru...) benzer konular işlemiş.İyi kız - kötü çocuk olayı , karakterlerin yaşı vb. Ama iki kapak ne kadar da farklı.Rule benden kapak için tam puan aldı. :) Umarım yayınevi bu çizgide gider.
Yazarın klişelere sığınmasından bir puan kırdım.Dediğim gibi bazı şeylerin hakkı verilememişti (Müzik gibi) oradan da bir puan kırdım.Bir puan da karakterlerden kırdım.Yedi puan.Önerimdir.
Kanunsuz, korkutucu iş adamı Martin Turner ve asosyal, sönük kız İlkim Acaroğlu'nun hikayesi. Birbirinin tamamen zıttı iki karakterin yolları kesişiyor ve macera başlıyor. Ben önce Pabucumun Ajanı 1-2'yi okuduğumdan bu kitap bana çok tanıdık geldi. Erkek karakterler birbirlerine epey benziyor. Ama İlkim, Deniz karakterinden çok farklı bir kız. Pabucumun Ajanı'ndan Deniz deli bir kere. O hikayede Tuna karakterinin delirmesi işten değil ki okur olarak ben bile ara ara delirdim. Ama İlkim saf, temiz, ılımlı ve sevimli bir karakter. Bu yüzden Martin'in sinirine anlam veremediğim yerler var. Yani Pabucumun Ajanı mı bu mu deseniz, açık ara farkla Pabucumun Ajanı derim. Yine de Asude akıcı kalemini konuşturmuş ve tabii kitabı elimden bırakamadım.
Tanrıça serisinin üçüncü kitabı , Işık Tanrıçası.Serinin ikinci kitabını pas geçmiştim.Benim gibi yapmayın , üçüncü kitabın başında ikinin sonuna dair çok bilgi vardı.Sırasıyla gidin , ne olur ne olmaz.
Bu seferki tanrımız Apollo ve kadın karakterimiz Pamela Grey.Apollo , liri , kehanetleri , hekimliği ve , bu kitapta , yakışıklılığıyla ön
''Aşk tedavisinden sonra sonsuza dek mutlu ve güvende olacağımı söylediler. Ve ben, onlara hep inandım. Şimdiye dek. Şimdi artık her şey değişti. Artık, bir yalanın baskısı altında yüzyıl yaşamaktansa, aşk hastalığıyla geçireceğim kısacık bir ömrü tercih ederim.''
Yine distopik kitaplar ve ben .
Aşk bir hastalık olarak nitelendiriliyor ve adına amor delirim nervosa deniliyor. Hükumete göre aşk tedavi edilmesi gereken bir hastalık ve insanlar 18 yaşında ameliyat olmak zorunda. Bu ameliyat sadece aşkı elinizden almıyor aynı zamanda tüm duygularınız ve anılarınıza da elveda demek zorunda kalıyorsunuz. Hükumet sizin adınıza her şeye karar veriyor; dinleyeceğiniz müzik, eşiniz, kaç çocuğunuz olacağı...
Daha fazla bilgi vermiyorum. :))
Öncelikle fikir oldukça yaratıcı geldi, karakterler etkileyici ve güçlü. Tabi ki erkek karakter olan Alex olmasaydı kitabın ilk yarısı okunur muydu bilmiyorum. Konusu çok farklı geldiği için okumaya başladım kitap biraz yavaş ilerliyor, zaman zaman sıkıldım ama öyle bir son vardı ki kitapta kitabı okuyan insanların çoğunun 'nasıl yani' dediğini düşünüyorum.
Üçleme olduğunu kitabı bitirdikten sonra öğrendim ve merak ettiğim çok yer var, diğer iki kitabı okumayı düşünüyorum.
Yazar karakter betimlemesinde oldukça gerçekçi diyemeyeceğim. Çünkü; bu roman zaten gerçek karakterlerden ve olay örgüsünden alınmıştır. Kitabı okurken o gerçekliği derinden hissettim. Çünkü yazar o kadar profesyonel ki... Yazarın her cümlesinden, kitaptaki okuduğum her sayfadan rahatlıkla anlayabiliyorum bunu. Yazarın bir kitabı olmasına rağmen, eski, tanınmış yazarlara adeta örnek niteliğindeki Aşk Peşinde romanını; büyük bir ustalıkla, titizlikle ele almış yazar. Romanda aşk, macera, savaş, gerçeklik az da olsa kurgu her çeşit türe yer verilmiş. Yazarın bu kadar farklı türleri biz okuyuculara sunabilmesi takdir edilecek bir üstünlük. Daha ilk sayfadan temposu, merakı, adrenalini yüksek bir romandı. Siz de aşkın içinde: gerilimi, macerayı, savaşı, kardeşlerin fedakarlığını ve acı sonu hissetmek isterseniz bu kitap tam size göre tavsiye ederim. Bu kitabı elimden bırakamadım, eminim siz de bırakamayacaksınız.
Neve hayatı boyunca kilo problemi çekmiş ve kendisinin en büyük düşmanı olan görünüşü konusunda son derece güvensiz bir karakter. Herhangi bir ilişki deneyimi yok ve çapkın, dışa dönük Max ona yaklaştığında ne yapacağını bilemiyor. Diğer yandan platonik bir şekilde 3 yıldır yurt dışında olan üniversiten bir arkadaşına aşık ya da öyle olduğunu sanıyor. William ülkeye dönmeden önce 36 bedene kadar zayıflamak ve ilişkiler konusunda deneyim kazanmak istiyor. Neve'in deyimiyle bu 'krep ilişki' için uygun ve gönüllü olan tek kişi ise Max.
Elimin altında olmasına rağmen başlamadan önce sürekli okumayı erteleyip durduğum ama başladıktan sonra da doyamadığım, 608 sayfaya rağmen tadını damağımda bırakmış bir kitap.
55 syf.
10/10 puan verdi
Eveeeet.. bir güzel kitap daha bitti.. Nietzche'nin Zerdüştü tadında bir karakter Mustafa.. Orfales halkına bilgelik, aşk, çalışmak, özgürlük ve daha nice nice hayat kavramları hakkında konuşmalar yapıyor. Öyle insancıl, öyle bilge ve sevgi dolu bir kalp ki onun kalbi, haliyle bu konuşmalar yürekten yüreğe akıyor, size sizi tanıtıyor. Okuyup da dinginleşip, huzur bulmamanız mümkün değil kanaatimce :)
