"Birinin beni olduğum gibi görmesinden, beni bir kitap gibi okumasından ve beni tekrar tekrar uçurumun eşiğine getirmesinden -evet, aşk tanrıları benimle gurur duyacak- hiç bu kadar mutlu olmamıştım."
Masallarda şöyle denir: ''Evlendiler ve bir sürü çocukları oldu.'' Evet, peki ama aşk evlenmek mi? Bir sürü çocuğumuzun olması demek midir? Bu açıklama biraz zayıf ve basmakalıp kalıyor.
Genç kızlık düşleri yasaklanmalı. Daha ortaya çıkmadan engel olunmalı o kendini aldatma haline. Birileri söylemeli gerçeği. “Hayat kepaze bir şeydir ve aşk acısı acıların en hafifidir.”
" Aşk ne gülünç şey," dedi öğrenci geri dönerken. Mantığın yarısı kadar yarar sağlamıyor, çünkü insanı olmayacak şeylere inandırıyor. Ben en iyisi gidip biraz felsefe çalışayım."
Gece rüyamda Tebriz’in gül bahçelerine onu aramaya giriyorum, gülden gelen kokuda onun kokusunu hissediyor, bülbüllerin sesinde sesini duyuyorum. Bana “Aşk eğer günah olsaydı Allah cenneti boşu boşuna yaratmış olmaz mıydı?" diye soruyor ve cevap veremeden "uyanıyorum.”
"Artık hayatı bırakmak, ölüme sığınmak gerekiyor. Bunun ne denlerini, şimdi, şu satırları yazarken tamamiyle açıklıyabilecek durumda değilim. Kafama üşüşen karanlık düşünceler arasında bunaldım. Kurtuluşu ölümde arayacağın. Aşk. .. Ölüm ... Ve mil liyetime dokunan yaralar... Bu akıl almaz yenilgi... Bir subay ar kadaşla aramızda geçen dünkü konuşma, daha başka nedenler, aylardır olgunlaşan bu ölüm kararım, apansız kolaylaştırdı. Bakı nız 'kolaylaştırdı' diyorum. Çünkü bu benim için yeni bir fi kir değildi. Zavallı Türkler düşman çizmelerinin altına düştükten sonra yaşamak bana önce zor gelmeğe başlamıştı. Sonra imkan sızlaştı. Arkadaşım, savaşta gösterdiğimiz atılganlığın, ölümü hi çe saymamızın aptallık olduğunu delilleriyle saydı döktü. Hiçbir yararlı ödev yapmadan ölüme teslim olduğum için sizden utanı yorum. Yaşamayı göze alan silah arkadaşlarımın benden daha güçlü olmalarını Tanndan dilerim. Ben daha fazla dayanamadım.
Allah size de büyük işler görmeyi nasip etsin! Ruhum Türklerin mutluluğuna elbette katılacaktır. Fakat bunu bekleyip gözümle görmeye gücüm yetmedi. Çok acı çekiyorum. Bu ölüm kararma adım adım nasıl sürüklendiğimi ilişik defterde okuyacaksınız.
Karmakarışık, kırık dökük yazdım. Siz anlarsınız. Beni bağışlayın aziz komutanım, elveda! Bahtsız yaveriniz Üstteğmen: M. Ali."
… bir kadın aşık olduğu erkekle evlenmez. Baktı bıçak kemiğe dayandı, geleceği için bir tercih yapması lazım, o zaman tutar iyi baba ve iyi koca olacağını tahmin ettiği, sırtını yaslayabileceği adamı seçer… Yoksa aşk dediğin bugün var yarın yok cici bir histen ibaret.