Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
Sovyetler'in Jules Verne'i olarak tanınan Belyaev'in su adamı adlı kitabında bilimin sınırlarının yanında insanın da sınırları zorlanıyor ve başkahraman İhtiandr'ın çift yaşamını okurken bu sınırlarda geziniyoruz. Buenos Aires'te herkese korku ve merak salan Deniz Şeytanı'nın hikayesi bu. Bu hikayeyi duyan ve ticari kafası kendi duygularından üstün gelen Pedro Zurita, bu canlıyı yakalamak, ona zorla insanların çıkaramadığı kadar derinde ve zorluktaki incileri çıkartmak için peşine düşüyor. Baltasar'da ona yardımcı olarak kardeşiyle beraber plan yapıyor. Bu plan Doktor Salvator'un yerinden Deniz Şeytanı'nı kaçırmak. Buraya kadar her şey bir bilimkurgu romanına uygun: açgözlü bir tüccar, bilim insanı, yardımcı kötü karakterler ve ulaşılacak hazine.. Bundan sonrası ise İhtiandr ve onun hem suda hem karada yaşanılan hayatı. Aşk, güven ve keder duygularını bu bölümde İhtiandr gibi yaşıyoruz. Artık nefes alamayacak kadar karada kaldığında ise onu özgürlüğüne, yani okyanusa kavuşturmak istiyoruz. Gutierrez ile olan ilişkisi, karada ona hem hayat hem de vuslat oluyor. Karışık bir aile ilişkisi doğup her şeyi daha da karmaşıklaştırdığında ise hep beraber mahkemeye çıkıyoruz. Peki bu mahkemenin sonu özgürlük mü esaret mi? Yeni yeni bilim kurgu okumaya başlayanlar bu kitabı da okumalı, bilim, insanlık ve daha bir sürü şey hakkında gayet yalın bir anlatımla, aklı çok karıştırmadan işlenmiş; ama çok fazla bilim kurgu okuyan ve seven biriyseniz de bu kitabın eski bir zamanda (1928) yazıldığını unutmamanız ve ona göre okumanız gerekir.
#Fahrenheit451 kitaplara olan aşkı anlatan bir aşk romanı ya da ince ince düşünerek büyük bir hevesle aldıkları kitaplarla kocaman kitaplıklar yapanlar için bir korku romanı ama gerçek şu ki gelmiş geçmiş en iyi #distopya roman.
Kitabın adı, kitapları yakmak için yeterli olan sıcaklık derecesinden geliyor. Amerikalı yazar #RayBradbury gelecekte
Bir At Bara Girmiş’i okuyan okurlar, kitabı sevenler ve sevmeyenler diye ikiye ayrılmıştı, keskin bir şekilde.Kitabı yarım bırakanlar da çoktu.
Ben çokça sevenlerdendim.
David Grossman’la Bir At Bara Girmiş ile tanışıp, sevmeyenlerin fikrini değiştirecek bir kitap Ülkenin Sonuna diye düşünüyorum.
Gözü korkanlar da korkmasın.İki kitap arasındaki
Suriye'de yaşanan ama bilinmeyenler ; zulüm, dram,yok oluş,korku,ümitsizlik, adaletsizlik, açlık,sefalet... ama yine de dik duruş. Müslümanlar üzerine oynanan oyunlar.Bir anne tüm ailesini kaybettiği halde ki metaneti.Umit yüklü Türkler Ve hüzünlü bir aşk hikayesi sonu ahirete kalan.Sayin üstad Safiye Çetinkaya konusturmuş yüreğini de kalemini de.okuyun okutturun inşallah
Okuyupta etkilenmediğim bir Zweig kitabı yoktur.Yine muhteşem,harika bir kitap..
Kitap son derece akıcı ve sayfa sayısı bakımından da az olmakla birlikte tek okunuşta bitirilebilecek bir kitap.Baştan sona sizi etkisi altına alan klasik bir Stefan Zweig eseri.
Kitap bize bazı sorular sormamızı ve hayatımıza yeniden göz atmamızı istiyor diyebiliriz.Gerçekten hayatta mecburuz diye yaptığımız şeylere mecbur muyuz? Yoksa bizler korkumuzun,aman başıma bir şey gelmesin düşüncesi sonucunda mı kendimizi mecbur hissedip o şeyleri yapıyoruz?
Kitaptaki karakterimiz Ferdinand uzun zamandır gelmesini korku ile beklediği mektubu alır ve hem kendi içinde hem de karısı ile büyük bir mücadele içine girer.
Ferdinand içindeki korkuya teslim olur fakat karşısında duran karısı Paula büyük bir aşk ve cesaret ile kocasını sözde “Mecburiyete” yani esaretine karşı çıkar.
Bolca altı çizilecek cümleler hatta paragraflar bulunduran bu metin bize korku sonucunda mecbur sandıklarımız ile yaşamı çok daha farklı yaşamak isteyen,hayatını başkaları için değil kendi düşünce ve isteklerine göre yaşamak isteyen içimizdeki o iki farklı karakterin savaşını gösteriyor..
Diğer Zweig kitapları gibi bu kitabında mutlaka ve tekrar tekrar okunması gerektiği düşüncesindeyim..
Efsaneleri sever misiniz? Öyleyse bu kitap tam size göre. Sevmiyor musunuz? Öyleyse bu kitap yine tam sizlik. #orhanpamuk bu kitabında hikayenin çıkış noktası olarak iki farklı efsaneden yola çıkarak kırk yıl öncesinin Türkiyesinden günümüze doğru uzanan kurgusuyla seve seve okuduğum bu hikayeyi etkileyici ve akıcı bir şekilde yazmış. Ellerine
Merhaba Kitapseverler
#aşkadoğru kitabından sonra bu yazarımızın okuduğum ikinci kitabi. Ve yine mükemmel bir kurguyla , şaşırtıcı kurgular içerisinde bir polisiye , gerilim ve birazda korku barındiran bir kitap.
Olaylar Fas Casablanca'da geçiyor. Kitabın baş kahramanlarından biri olan Eylül universitede asistandır. Sevgilisi Araf ise polistir. Bir gün esrarengiz bir şekilde öldürülen kadın cesedi bulunur . Ve ardından profesor Elizabeth Okuman da cinayete kurban gider. Bu cınayetin arkasında kim oldugu belirsizdir. Eşi Doktor Amille bir tartısma yaşamıştır ve ilk suçlu o düşünülmektedir. Yoksa hristiyan muslumanlik catismasindan dolayı mı yaşandı tum bunlar ? Ardından aynı yerde bir başka cinayet daha yaşanır. Olayıñ arkasındaki sır perdesi biraz daha aralanmaya başlar .
Doktor Amil'in yasak aşk yaşadığını bir süre önce eşi öğrenmiştir. Bir çeşit intikam almak ister. Belkide tüm bunlar o yüzden yaşanmıştır ve ya tamamen tesadüftür. Tüm bunların cevabını bulmak için bu kitabi kesinlikle okumalısınız
Yazarımızın kalemi daim,okuru bol olsun
#ask #cananal #arafkitabi #askadogru #kadın #polisiye
Kitabı okurken aşırı derecede kendimi kitabın içinde buldum. Sanki kadının korkusunu bende yaşıyordum, ortak olmuştum korkuya. Rahat bir yaşam süren bir kadının evliliğindeki heyecanı artık eskisi gibi bulmaması üzerine genç bir piyanist ile beraber olup gizli bir aşk sürmesini ve daha sonra da bir kadının onların bu aşkını öğrenip ona santaj yapmasını konu alıyor. Kadın santajcının onu ve gizli aşkını öğrendiği için çok korkar. Kadının korkusunu neler hissettiğini kitap bana çok iyi bir şekilde yansıttı. Gözlerim yorulduğunda kitabı bırakmak istedim ama yapamadım çünkü merak ve sürükleyiciliği ile beni çok etkiledi. Sonunda düşündüğüm şeyden çok farklı bir şey oldu. Mutlaka okuyun arkadaşlar aslında kitaptaki kadının korkusu hepimizin hayatında yok mu? Konular farklı ama bizimde korktuğumuz söyleyemediğimiz bir çok şey var.
Şimdiden iyi okumalar.....
Korku
Güzel bir korku kitabıydı. Lakin işlediği aşk konusunu pek güzel anlatamamıştı.
Onun dışında güzel ve keyifliydi.
Eğer korku kitabı okumak isterseniz okuyabilirsiniz.
