.
Ücret almak için iş aramak: Bugün uygar ülkelerde hemen hemen tüm erkekler bunu yapma konusunda bir aradadır. Hepsi için çalışmak başlı başına bir amaç değil, bir araçtır. Bu nedenle, eğer iyi para kazandırıyorsa, iş seçimlerinde pek titiz değiller. Ancak nadiren de olsa, yaptıkları işten hiç zevk almadan çalışmaktansa yok olmayı tercih eden erkekler de var. Seçicidirler, tatmin edilmesi zordur ve eğer işin kendisi ödüllerin ödülü değilse, bol ödüllere önem vermezler. Sanatçılar ve her türden düşünceye dalmış insan bu ender türe aittir; ancak hayatlarını avlanarak, seyahat ederek veya aşk ilişkileri ve maceralarla geçiren boş zamanları olan erkekler bile bu nadir türe dahildir. Bütün bunlar, ancak zevkle ilişkilendirilirse çalışmayı ve sefaletini, gerekirse en zor, en meşakkatli çalışmayı arzular.
.
.
.
Kudüs'te dinlediği ve şahit olduğu her yaşam ayrı bir hayat dersiydi. Kudüs "Aşk"tı. Çileli, zor, zahmetli ve tutkulu bir aşk. Kudüs bir "Aşk yolu" idi. Bu yolun yolçusu olmak sabır ver direnç gerektiriyordu. Meşakkati dost ve şikâyet etmemek lazımdı. Kudüs; yaşlı Ümmî Hatun'du, çoçuk Fâtıma'ydı, inançlı Abdulkâdir el-Said'di, cesur Âişey Hatun'du... Ve daha nice isimsiz kahramanın İslam'a hizmeti, Hak davası, direnişiydi.
》1960 sonrası toplumcu gerçekçi şiirimizin ikinci kuşağında yer alan şairlerimizden Ahmet Telli, bu kitabı 1984 yılında kaleme almış. Ben de kendisiyle tanışmış oldum sonunda. Devamının geleceği hissiyatını da aldım kitabı bitirdiğimde.
》Bilinen kelimelerin sıra dışı dizilişiyle kalpten vuran, hayrete düşüren dizeler oluşturmak yerine, bilinen
Anlamın Mânâsı,
Anlam, her şeyi yerli yerine koymadır. Hayat karşısındaki savrulmalara karşı bir nevi kalkan görevi görerek güvenilecek bir dayanak olur. Anlamlı bir dünyası olan, değiştirebileceği ve yoluna koyabileceği şeyler için sarf eder bütün vaktini. Çünkü zamanın insana yol açmak gibi bir lütfu olduğunu bilir. Anlamak insanı kişilik sahibi