Oysa güzeldim tarihin ilk çağlarında Görsen şaşardın Öyle aydınlıktım
Seni Tanrı yarattıysa beni kim yarattı Bu azabı kim verdi bana
Reklam
Gitmek mümkün olsa da gitsem uzaklara Sevmesem seni bir daha Paramparça etsem yüreğimi cam gibi
Ben bu sokaklarda ölsem Kaldırımlar çekmez ağırlığımı Söylesem aşkımı asırlar boyunca Bu ikiyüzlü insanlar anlamaz beni
Bir yanıp bir sönen ışıklar gibiyim Yumruk kadar yüreğimde sen varsın Kutsal kederler içinde seninleyim artık
Anladım artık seni sevmek yüce bir şey Anladım seni sevmek Tanrı'ya yaklaşmak gibi
Reklam
Dünya ikimiz için yaratıldı Üç milyar insan iş olsun diye geldi yeryüzüne
Önce Tanrı insanı yarattı Sonra insan sevgiyi Ne yapsak boş Ne kadar çabalasak faydasız Geriye dönemeyiz. Olanlar oldu iş işten geçti Hamurumuza sevgi katılmış bir kere
Sen bu ayrılıklar için mi yaratıldın söyle Bu zehir zemberek kederler için mi?
Reklam
Kader Kapıyı Çalıyor
Gelme diyorsun Bu gel demektir Birazdan güneş doğacak Doludizgin atlılar geçecek yüreğimden Seni düşüneceğim Gümüş mahmuzların parlaklığınca Yağmur nal izlerini örtmeden Sana geleceğim Bekle beni
Ya da tam tersi.
Romantik imgeler ebeveynlerden çocuklara iki yolla geçer: Ebeveynin çocuğa sevgisini gösterme veya göstermeme şekliyle. Çoğu kişi için ebeveynlerin ilişkisi ilk kez en yakından ve en uzun süre gördükleri ilişki biçimi olduğundan, aşka dair imgelerinde en güçlü etkiyi yaratan da budur.
hepimiz asılmış birer insanız bu boşlukta. bir an gelecek kendi ağırlığımız öldürecek bizi.
O da ölümü bekliyor artık..
Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık. Aradıklarının çoğunu bulamamış, Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak Göçüp gidiyor bu dünyadan. İşte yaşamak maceramız bu. Yaşarken beklemek, beklerken Ve yaşayıp beklerken ölmek!
ne gelen var, ne giden. en gerçek yalnızlığın ortasındayım. buradan çıkıp gitsem, karışsam o duygusuz sürünün içine. yollarda onu arasam. baktığım yüzlerde onu görsem. denizlerden esen bir rüzgâr onun okşayışlarını hatırlatsa bana. sevdiği bir şarkı söylense, duysam; içim ürperse. sonra önüme çıkan ilk meyhaneye girsem, her şeyi unutup içsem, içsem! gözlerim dumanlansa, başım dönse. ve yine onu unutamasam bir türlü. başımı masanın soğuk ve pis mermerine dayayıp ağlasam, ağlasam... tuzlu gözyaşlarımın tadı, içtiğim içkinin burukluğuna karışsa. yansam için için... korkunç bir yangındır başlasa damarlarımda. kül olsam, kül olsam! onu küllerimde arayın!
Geri199
1,500 öğeden 1,486 ile 1,500 arasındakiler gösteriliyor.