Gelme diyecektim, geldim. İyi ettim geldiğine. Nerdeyiz? Bir şehir yanıyor, dikkat et. Tutuşabiliriz, işte ilk ateş gözlerine düştü, sonra dudaklarına, saçlarının arasına kıvılcımlar doldu ışıl ışıl.
Yanıyorsun, yanıyorum, yanıyoruz.
Aramakla yetinsek bunlar gelmeyecekti başımıza. Yine de memnunum. İyi ettin geldiğine. Taş olup kalmaktansa, ağaç olup yanmak iyi. Ellerini ver, ellerini. Öpüşmeye susadım. Tırnak uçlarından öpmeye başlayacağım seni. Titreme, yanıyorsun.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Gelme diyorsun
Bu gel demektir
Birazdan güneş doğacak
Doludizgin atlılar geçecek yüreğimden
Seni düşüneceğim
Gümüş mahmuzların parlaklığınca
Yağmur nal izlerini örtmeden
Sana geleceğim
Bekle beni
"Fakat hiçbiri bilmiyordu ki sen bir okyanustun. Senden alabildikleri şeylerin küçüklüğünü bilmeden sevmeye çalıştılar seni.
Varoluşunun sebebi bu küçük oyun değildi, sen bir okyanustun. Sevmen de sevilmen de okyanusça olmalıydı."
Sen olmasan benim varlığımdan ne çıkar
Ama sen yoksun işte
Bense bütün insanlar gibi ha varım ha yoğum Yine sana çıkuyor bütün yollar
Yine bütün iki kere ikiler dört ediyor
Dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum
Kim kurdu
bu düzeni, nerdeyiz?
Bu tekerlekler nasıl donüyor boşlukta
Bu umutlar, bu dualar, bu kahrolası hayaller
Nasıl bunca yıldır barındırdı bizi
Bu katı yürekli topraklar
Bu gülünç mezar taşları
Ölümler ölümler ölümler
Ölünlerden beter yalnızlığımız
Bu macera ne zaman bitecek soyleyin Soyleyin ne zaman aydınlanacak
Bu karanlık alınyazımız