Kumrular Sokağı Şiirler
l Yağmur dalgın bir efkâr giyinir Ekim’de. Kumrular sokağı‘nda çekilmiş bir diş gibi kalırım; çekilmiş bir diş gibi Diyarbakır’dan... Ağrırım, bağırırım aldırmaz!
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
- I - Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Reklam
Kalbimi bıraktığım şiirlerden :)
IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN🌾 - I - Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
unutmam demiştin unutursun mihribanımmmm
MİHRİBAN TÜRKÜSÜNÜN ÖYKÜSÜ 1960 yılında yaşadığı ölümsüz aşkı kelimelerle ebedi kılan Abdurrahim Karakoç’un gerçek adını gizleyip, Mihriban diye seslendiği o güzel Anadolu kızının hikâyesi bu... Köyde düğün olacaktır, civardan misafirler gelmeye başlamıştır. Genç Abdurrahim köyünde bir genç kız görür, ailesiyle komşunun düğününe gelen misafir
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun." Birhan Keskin, fakir kene "Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Reklam
Mitolojik bir olay.
Babil ülkesinin en güzel kızı Thisbe ve en yakışıklı erkeği Pyramustur. Evlerini sadece bir duvar ayıracak kadar birbirlerine yakındılar. Çocuklukları birlikte geçmiş ve zamanla aralarındaki bağ aşka dönüşmüştür fakat aileleri bu ilişkiye hiç bir zaman izin vermemiştir. Bir akşam Pyramus’un yaptığı plan ile kaçmaya karar verirler. Bir dut ağacının altında buluşmaya karar verirler, ertesi gece Thisbe sessizce evden ayrılarak dut ağacının altına gider ve beklemeye başlar, Pyramus bir türlü gelmez, tam o sırada bir aslanın yaklaşmakta olduğunu görür ve kaçarak bir mağaraya saklanır. Kaçarken üzerinden şalını düşürmüş ve aslan da onun üzerinden geçerken kan bulaştırmıştır. Bir süre sonra gelen Pyramus sevgilisini aslanın yediğini düşünerek elindeki kılıcını kendisine saplar ve göğsünden fışkıran kanlar dut ağacına yayılır ve olduğu yere yığılır kalır. Mağaradan çıkıp ağacın altına gelen Thisbe, sevdiği adamı kanlar içinde görünce kılıcı alarak göğsüne batırır ve orada can verir. Bütün bu yaşananlara şahit olan tanrılar, Pyramus’un kanını dut meyvesine, Thisbe’nin gözyaşlarını da dut ağacının yapraklarına verirler. Şöyle de ilginç bir olay var ki; kara dut lekesini sadece dutun yaprağı ile silerek çıkartabilirsiniz.
Cemal Süreya Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa. Şems-i Tebrizi Düzenim bozulur, Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Bir Şiir: En Baştan Başla
Yanıldın, en baştan başla Anlatamazsın tek bir kelime yetmez Aşk deyince bitmez, sözle izah edilmez Taşar, anlamı ayânı aşar Dinle, söyleme, dinle sevgili Engin denizin sonu öylece görülmez Pusun arkasına gizlenen kolay bilinmez Dilinin gücü yetmez, söylemeye kalkma Bilsen de sus, anlatmaya yanaşma Yansan da sus, yaksan da sus Kus ne varsa içinde ama aşka gelince dur Kanat çırp bir kuş gibi kendi yüreğinde Ama konma bir yere asla yorulsan da Kalbin bir durağı yetmez aşkı anlamaya Saklı köşelerine dokun birer birer Ama anlatma, biter, yitip gider Şimdi yanıldın, en baştan başla Ali Kerem
Vatan şairi NAZIM HİKMET ve Kadınlara dair...!!!
Nazım Hikmet, kadına erkek egemen gözle bakıp, cinsel meta olarak değerlendirmedi. Aşkları ve ayrılıkları çok oldu. Aşka ve ayrılığa insani bir gözle, özgürlük temelinde yaklaştı. Kadınları ne sömürdü, ne sömrülmesine müsade eden bir yaklaşim içinde bulundu. Nazım, kadını toplusal, siyasal, sosyal yaşamdan soyutlamadan; eşitlikçi,
873 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.