Yüzbaşının Kızı’nı çok merak ediyor fakat okumayı uzun zamandır erteliyordum. Nihayet elime alabildim.
Konusundan bahsetmek gerekirse, ana karakterimiz Pyotr Andreyiç, askerlik görevi için muhafızı Savelyiç ile birlikte Belogorsky Kalesi’nin olduğu bölgeye gider. Orada yüzbaşının kızı Marya Mironova’ya aşık olur fakat bölgedeki diğer bir asker olan Şvarbin de Marya’ya aşıktır. Pyotr bu konuyla ilgilenirken gündem isyan haberi ile birden değişir. Pugaçev ve ordusu bölgeyi ele geçirir fakat Pyotr onu görünce daha önce tanıştığı bir kişi olduğunu fark eder.
Akıcı bir dile sahip olması sebebiyle kolay okunan roman, Rus tarihi hakkında güzel bilgiler de içermektedir.
Hepimizin bildiği duyduğu bır Ali aşker Türküsü, ne hazin bir türlü değil mi indan yadamın içinden gecerken ne lrt duyuyor görüyor, ögrenıyor üzülüyor dimi, helede boyle sı bır acının hikayesini okumk ekstra üzücü oluyor..
Ben Hep 17 Yaşındayım
Her ne kadar türkü bır uzum
"bir uzun alandir. ama yillarin uzunlugu goz onune alindiginda aslinda o kadar da uzun olmadigi kolayca anla$ilabilir
Ben Hep 17 Yaşındayım
.""ben hep 17 yaşındayım
her ayak sesinde ürperirim
demir kapının her açılışında
göğsümün kafesine sığmaz yüreğim
her türlüsünü tattım
acıların, ayrılıkların
her şeye biraz alıştım
bir seni beklerken
kendimi yenemedim..."
Erdal Eren #Hep17Yaşında
“Ve çok uzak,
çok uzaklardaki İstanbul limanında,
gecenin bu geç vakitlerinde,
kaçak silâh ve asker ceketi yükleyen laz takaları:
hürriyet ve ümit,
su ve rüzgardılar.”