Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
169 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Son derece güzel, IRA'dan bahseden bir polisiye-macera romanı. Simon Vaughan adında annesi İrlandalı bir paralı asker'in IRA içerisine sızması ve IRA'nın çaldığı yarım milyon sterlinlik altın külçelerini tekrar ele geçirebilmesi için bir hapishaneden çıkarılıp göreve başlaması ve olayların gelişmesi. Bir solukta bitirilebilecek bir roman daha yazmış Higgins. Polisiye roman severlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.
İnfaz Günü
İnfaz GünüJack Higgins · Altın Kitaplar · 199431 okunma
216 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
3. Haçlı Seferi ve Selahaddin Eyyubi'nin hayatını anlatan güzel bir tarihi roman. Filip Ogüst, Arslan Yürekli Rişar, Avusturya Dük'ü Leopold ve yüzbinlerce askerine karşılık az sayıda asker ile yapılan Akka müdafaası ve olan bir çok olay da güzel bir şekilde anlatılıyor
Hilal Uğruna
Hilal UğrunaAhmet Yılmaz Boyunağa · Genç Timaş Yayınları · 2005119 okunma
Reklam
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ali Çimen'in Tarihi Degiştiren serisinden güzel bir eser daha. Burada da Sun Tzu'dan itibaren savaşlardaki katkıları ile tarihi değiştiren asker ve komutanları anlatıyor. Her ne kadar Kurtuluş Savaşı"na pek değinmese de Halid Bin Velid'e yer vermeleri güzel bir ayrıntı olmuş.
Tarihi Değiştiren Askerler
Tarihi Değiştiren AskerlerAli Çimen · Timaş Yayınları · 2007515 okunma
Asker vurulmadan önce, hırsız yakalanmadan önce, genelde insan da ölmeden önce sürekli uzatılabilecek bir mühletin, kendisine bağışlanacağına inanır.
"Zira tarihin adil davranmaya vakti yoktur. Serinkanlı bir kronikçi olarak sadece başarıları sayar ama bunları nadiren ahlak ölçeğiyle tartar. Sadece galiplere bakar, mağlupları gölgede bırakır; bu "meçhul asker" pervasızca unutuluşun mezarına atılır, beyhude olduğu için yitip giden özverili çabaları ne bir haçla ne de bir çelenkle anılır. Aslında salt düşünce uğruna girişilmiş çabalara beyhude denemez, evrende ahlaki yönde sarf edilen çabalar tümüyle kaybolup gitmez. Yenilenler, yenik düşmüş olsalar da zamanlarını aşan ideallerinin erken gelmiş öncüleri olarak önem taşır; çünkü bir idealin yeryüzünde hayatta kalabilmesi, uğruna yaşayan ya da ölenler varsa, ikna edenler ve ikna olanlar yaratabilmişse hayatta kalır."
İngiltere / Runnimede, 1215 Ocak... Runnimede'de her zamanki gibi yağmur yağıyordu. Kara bulutlar çökmüştü ormanın, şehrin üzerine. Kalenin dışında pek fazla köylü görülmüyordu. Sadece kale içindeki pazarda mallarını satmak için gelmiş birkaç tüccar vardı, hepsi bu. Kendi aralarında konuşuyor ve söyleniyorlardı. Toprak ağası baronlar vergileri gittikçe artırıyordu. Bunun nedeni de Kral'ın sürekli kendilerinden asker ve para talep etmesiydi. Biraz sonra kaleye alınacaklardı ama atlarını dışarıda bırakmaları istenmişti onlardan. Kral, kendi atları dışında başka atların pisliğini kale içinde görmek istemiyordu. Tüccarlardan birisi yüksek sesle bağırdı: "Zaten Baronlar, Kral'ın artık çok olduğunu ve ona gereken dersi vereceklerini söylüyorlar." "İşini bitireceklermiş." "Papa III. Innocent da onları destekliyormuş ama politika gereği Kral'ın yanında gibi görünüyormuş..."
Reklam
ÖNSÖZ: Argo ve Türkçede Argo Üzerine Genellemeler (I) ARGONUN TANIMLARI Belli başlı kaynaklar tarandığında, argo tanımlarında hem farklar, hem eksiklikler görülür. Bu, bilimin ve dilbilimin yaşama zaman zaman yetişemeyen soğukkanlılığından doğduğu gibi, – argonun zaten karmaşık olan yapısından, ele avuca sığmaz, değişken mi değişken
Fransa Eyfel kulesinin hemen yanında bir heykel var eli silahlı bir asker kolunda Türk amblemi yerde Ermeni. Türk askeri silahını Ermeniye zulüm ediyor gibi gösterilmiş. En çok turist Fransa'ya geliyor ve Türklere Barbar diyorlar o heykele bakıp. Türkiye defalarca uyardı ama fransa heykeli kaldirmadi.. Türkiye'de doğal gaz projesinden çıkardı Fransa'yı.
Kalabalığın büyük kısmı çözülen asker duvarını aşmış, vagonlara hücum etmişti bile. Pencerelerden sarkan Osmanlı askerleri kendilerine uzatılan, hiç olmazsa vagona doğru fırlatılan erzak paketlerini yakalamaya uğraşıyor, yakalanan hemen içeri alınıyordu. Yere düşen paketse tekrar fırlatılıyor, bu böyle sürüp gidiyor, bir izdihamdır yaşanıyordu. Pencereden sarkmış genç bir zabit, “Burası neresi?” diye sordu o sırada. Yüz çizgileri ince, kumral ve yakışıklı bir adamdı. “Gence” diye bağırdı yaşlıca bir kadın, “Şehrin ahalisi Türk’tür oğul.” Bu kez “Ana, su!” diye bağırdı genç zabit. Yaşlı kadın bakır ibrikten çinko, kırık bir tasa doldurduğu suyu pencereye doğru uzatmak istedi fakat boyu o kadar kısaydı ki mümkünü yoktu. Yanaklarından sağlık fışkıran genç bir kız durumu fark etmişti o sırada. Kimsenin kimseye yardım edecek hali, vakti yoktu. Bir an sağına soluna bakınan genç kız, fazla düşünmedi, yaşlı kadını bir çocuk gibi kucaklayıp pencereye doğru kaldırdı: “Dökme anne. Sıkı tut.” Su, yerine ulaşmıştı. Bu sahne zabiti bile gülümsetmişti. O gülümseme arasında kızla göz göze geldi. “Adın ne?” diye bağırdı pencereye doğru kız. Cevap geldi. “Murat.” “Peki ya senin?” “Bulak.” Hepsi bu.
Bir günümde sen vardın yine sancılarla ağıt yaktım! Bu günümde yalnızım Rabbim yalanlara kandım ben… Bir şarkı yaptım dostum oldu arkasından ağlayandım, Ve bulandım duygularla arkasından kalbe kilidi bağlayandım. Anlatılmaz bir gecemde karanlık gökyüzüm var, Evde romantik bir hava dışarda aç yatan var. Söz veripte tutamadın mı geçmişe dönenmi
Reklam
Alo baba sen misin nasılsın?Allahıma bin şükür ben burda iyiyim... Ne olsun be baba güzel geçiyor günlerim silah elimde hergün iştima nöbetteyim. Annem nasıl baba ağlamıyor değilmi? Söyle nolur ağlamasın bırakmasın kendini... Doğudayım tehlike evet biliyorum baba! Korkmuyorum elbet vatana kan can feda... Kardeşlerim nasıl sınıfı geçtilermi?
Bu konular yeni yeni konuşuluyor. İçkisi, sigarası... Rahatsız oluyor musunuz? Okullarda savaşlar okutuluyor ama bilmedikleri Atatürk'ün insan yönü. Her şeyden evvel insan o. Bu yüzden de rahatsızlık duymuyorum. Çok büyük bir asker, çok büyük bir devlet adamı, çok büyük bir devrimci. Atatürk'ün rakısından bahsediliyor. Stresini atmak için içiyormuş,muazzam sofraları filan anlatıyorlar. Onları hatırlıyorum, o sofralar imtahan sofrasıydı. Fikir alışverişi yapılırdı.
246 syf.
10/10 puan verdi
Resmi tarihle , gayri resmi tarihin neden saptırdığından başlayarak islamin da semavi dinlerden pek farkı olamadığını. Gelişirken ve geliştikten sonra din-tarım devletlerinde hangi mezhep güçlü ise diğer mezhepleri kılıçtan geçirerek ya yola getirdiği yada yok ettiğini. Harçlı seferlerinin osmanlıya olumlu veya olumsuz etkilerini. Osmanlı 'nın bilinmeyen yönlerini. Atatürk' ün yanlızlığını ve neden saptırılmak istendiğini. Yakın tarihimizin demokrasiden nasıl yavaş yavaş koptuğunu. Yakın tarihimizin asker ve siyasi olaylarla ilişkilerini ve Atatürkçü aydınların neden öldürüşünü objektif olarak değinen ve bitirirken de yanlış önerme , soru ve söylemlere doğru yanıtlarla genel yapılanları yüzeysel bir şekilde bakarak bitiriyor. Tarihle ilgilenen insanların kesinlikle okuması ilgilenmeyenlerinden en azından ne kadar kandırıldığını öğrenmesi için okuması gereken bir kitap
Tarihimizle Yüzleşmek
Tarihimizle YüzleşmekEmre Kongar · Remzi Kitabevi · 2006949 okunma
"Sahilde çok Yunanlı var mı?" "Pek çoğu kaçtı. Limanda halen bir iki gemi var, efendim." "Kalanları gemilere kovalayın gitsinler!" "Ama Başkomutanım kovalanacak kimse yok." "Neden?" "Ya öldüler veya ölmek üzereler..." Mustafa Kemal ayağa kalktı. Solgun iki dudağı sert bir şekilde kapandı: "İzmir hala yanıyor mu?" "Hala yanıyor." "Geri git söyle, iki bölük asker söndürmeye gitsin."
Sayfa 129Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.