Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Savaşın devamlılığı süresinde kadını bir araç olarak kullanan bu militarist sistemi kabul etmiyor, savaşın insan kaynaklarını kurutmak için mücadele ediyorum. Ben otoritenin ve hiyerarşinin olmadığı, savaşlarda kimsenin ölmediği bir dünya hayal ediyorum."*
Sayfa 191 - *Merve Arkun
"Militarizm sadece orduyla sınırlı değil, toplumun bütün dokularına, bütün kurumlarına yayılmış. Zaten bütün kurumlar oluşurken, iç işleyişlerinde kışla yönetmeliklerini örnek almışlar. Okul, hastane de buna dahil. Foucault bunu ayrıntılarıyla gösteriyor. Bunun en belirgin göstergelerinden biri beyaz önlüktür. Üniforma her yerde aynı işlevi görür, insanları tektipleştirmek, kişiliksizleştirmek, salt işlevini yapan robotlar haline dönüştürmek."
Sayfa 30
Reklam
"En net olan da şu belki: Bir insanın kendi vicdanının sesini takip etmesi dünyanın en radikal, en riskli, en çok cesaret isteyen eylemlerinden biri olabilir. Aynı zamanda da en özgürleştirici..."
Sayfa 7 - Hrant Dink Vakfı Yayınları
"Biz retçiler hep karşınızda olacağız. Hem de silahlarınıza karşı çiçeklerimizle bekleyeceğiz."
Sayfa 161
"Hangisi daha cesur olan? Savaşan mı yoksa savaşmayı reddeden mi?"
"Askere alınma zorunluluğunuz olmadığı halde neden böyle işe kalkıştınız?" Bu soruyu belki bin kere, bin beş yüz kere yanıtlamışımdır... Ben de anlattım, tam da bana zorunlu olmadığı için, doğrudan değişmiş gibi görünüp aslında bizi de hem doğrudan hem dolaylı etkilediği için, o sisteme yeni insanlar üretmeye zorlandığımız için ve onları kaybettiğimizde de "vatan sağ olsun" gibi numaralar yapmaya zorlandığımız için karşı çıkmamız lazım. Tam da bu nedenle militarizme alet olmayacağım, suç ortağı olmayacağım."*
Sayfa 84 - *İnci Ağlagül
Reklam
"Tartışmıyoruz ki," diyorum ısrarla. Yüzüne bakıyorum, gözlerimin yaşla dolduğunu hissediyorum, çünkü onunla tartışmaktansa lanetlenmeyi yeğlerim. "Biz tartışmıyoruz Will."
"Retçi kadınların da yaşamı zor aslında. Mesela vicdani retçi bir erkek bile bana diyebiliyor ki 'Sen kadınsın, niye vicdani reddini açıklıyorsun?' ama mesele askerliği reddetmek değil aslında. Mesele askerliği de, zorunlu askerliği de, profesyonel orduyu da, hepsini içinde barındıran militarizmi de reddetmek. Sonuçta sokakta her an tacize, tecavüze ya da şiddete maruz kalma potansiyeliyle karşı karşıyayım. Bu korkuyla yaşamamın sebebi de aslında insanların bu kadar militerleşmiş bir kültür içinde yaşıyor olması. Artık o kadar işlemiş ki içimize, doğduğumuz andan itibaren cinsiyet rolleri belirgin, okula başladığımızda marşlar, tek tip kıyafetler, nizamlı sıralar... İnsanları hazır asker konumunda tutan bir kültür var. Kadın vicdani retçiler bu yüzden önemli. Ne yazık ki insanlar sokakta karşılaşacakları tacizle militarizm arasındaki ilişkinin çok farkında değil. Hayatımızın her alanına nüfuz etmiş şiddet besliyor militarizmi de."
Sayfa 195
"İnsanlar birbirini dinlemeden acımasızca yargılıyor. Vicdani ret kararı verenler bu ülkede kendini sorumlu hisseden, bilinçli, aydın bireyleridir. Ama ne yazık ki toplumumuz havada şimşek de çaksa nedeni dış güçlerdir diyor. Milliyetçilik duygularıyla, dini duygularla bir ülke idare edilmeye kalkılırsa sonuç budur. Çünkü bu ülkede gün güne milliyetçilik daha çok yozlaşıyor, daha çok yobazlaşıyor. İnsanların yaşamlarıyla oynuyorlar. Neden Hrant Dink öldü? Neden birçok aydınımız, yazarımız, çizerimiz öldü?"
Sayfa 183
"Bu kadar ölen asker içerisinde neden bir bakan, bir fabrikatör çocuğu yok? Neden hep ayağında ayakkabı, sırtında hırkası olmayan, evinin elektrik parasını ödeyemeyen insanların çocukları böyle ciddi noktalarda göreve yollanıyor? Dünyanın neresinde kendi mermisiyle, bombasıyla ölen asker görülmüş? Dünyanın neresinde polisine, askerine mermi sıkan gençlik yetişmiş? Bu olaylar birden gelişmedi. İnsanlar hiç bahsetmiyor ama zamanında Doğu'da köy yakan subayların, insanların canına kasteden askerlerin bulunduğunun, nice insanın tecavüzlere maruz kaldığının hesabı hiç yok. Sanki o olayları duymamış, her şey bugün gelişmiş gibi hesaplıyorlar."
Sayfa 183
53 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.