Ruhun kaldırabildiği acıyı bazen benden reddeder, çünkü kaldıramaz. O zaman bedeni daha derin bir acıyla susturmak gerekir. Aşkın acısından kaçarak sığınılacak en uygun yer ancak bir savaş olabilir. Ruhumun acısı ancak bedenimin acısı dindirebilir. Aşkımı acıya dönüştürebilirsem ancak dayanabilirim. Yaşadığıyla yaşamadığını artık ayırt edemeyen zihnim tümüyle gerçeğin ortasında. Oysa...
Sayfa 394 - TimaşKitabı okudu
Neydi benim arkadan gelen günler içinde hissettiğim ? Öfke mi ? Yanılgının acısı mı? Hayal kırıklığı mı? Hayatın kırgınlığı mı? Nefret mi , kin mi ? Kurtulmak istediğim halde bir türlü kurtulamadığım bir aşkın acizliği mi ? Ne benin yürüyebildiğim ne bana doğru yürüyebilen bir aşkınlık halinin zahmeti mi ? Hak etmediğime inandığım halde maruz kaldığım netice mi ? Nedenini nasılını anlayamadığım bir hali ifade edememenin bunaltısı mı ? Bir daha ömür boyu karşılaşamayacağımı bildiğim çok güzel bir şeyi yitiriyor olma telaşı mı ? Onun bir daha ömür boyu karşılaşamayacağı kadar büyük bir aşkın sahibi olan benim yitmeme ölmeme dur bile demeyişine duyduğum hayret mi ? Ten mi ? Yürek mi ?
Sayfa 238
Reklam
BİR ŞEYLER EKSİK Ya sevgiye, ya da arzuya ,nesne olmak istiyoruz. ...arzuladığımıza ulaşmak, arzulandığımızda da ulaşılmak istemiyoruz. ''Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.''
BİR ŞEYLER EKSİK ," Lacan aşk hakkında konuşurken "Aşk sahip olmadığınız (sizde olmayan) bir şeyi, onu sizden istemeyen birine vermektir/vermeye çalışmaktır, Acınası bir durum gibi görünüyor, değil mi? Ortada verilecek bir şey yok, ama zaten onu isteyen de yok. Ancak "aşk" gene de var. Çünkü o öteki her kimse, onun
"Ah şu müzikler ruhun gıdası, aşkın acısı gibi. Nerende yaran varsa, tam da orayı tutup acıtıyordu."
Hz Yahya'yı niçin öldürdüler biliyor musun? Yahudi'nin biri yeğenine şehvet besler. Amca bu şehvetin adına aşk der. Gider yengesine kızını verirse ona sandık dolusu mücevher ve köşk vereceğini söyler. Anne bu işe razıdır. Yeğen dünden razıdır. Ancak ortada bir sıkıntı var: Ahâli ne der? İnsanların kınaması ölümlerden beterdir onlar için. Amca yeğen evliliğine onay verecek fetva ararlar. Yahya peygambere sorarlar. O, işin iğrençliğini hatırlatır ve istedikleri fetvaya "Haramdır" der. Evlilik yolları kapalıdır. Anne kız servetten, amca şehvetten mahrum kalmanın acısı ile Yahya peygamberden intikam almak için plan yaparlar. Dindar Yahudi zehir getirir, anne yemeği pişirir, kız zehri yemeğe katar. Yahya peygamberin evine yemeği götürülen Birkaç gün sonra Yahya peygamber ölür. Şehvetin işlettirdiği caniliklerden, fani insanlık hâlâ aklını başına almamaya devam ediyor. Aşka şehvet katarsan ekşir, zehirleşir.
Reklam
İnsan ner kadar yüceyse, acısı da o ölçüde fazladır. İnsanın hayatı, yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin, var olmaya çalışmak için harcanmış bir çabadır. Hayatta en yüce değer emektir.
Evlilik kuramı.. farklı yaklaşımlar..
Evliliğin, insanın şöyle bir dalması ve gerektiğinde çıkması gereken bir şey olduğunu ileri sürmüştü. İnsanı korkutacak ölçüde pratik, hatta kinikçe görünebilir bu bakış açısı, ama değildi. O, kocasını seviyordu ve “evliliğin dışına çıkmak" zina etmek anlamını taşımıyordu. Daha çok, evliliğin onun için nasıl yürüdüğünün tanınmasıydı bu: hayata karşı sürekli aynı notaları yineleyen güvenilir bir bas sesi olarak, hayatına bir renk versin diye, aşkın ve geriye kalan her şeyin ifadesi olarak "evliliğe dalma" ihtiyacını hissettiğin zamana dek ağır bir tempoyla sürdürdüğün bir şey olarak. Bu yaklaşımı anlayabiliyordum: mizacının gerektirdiği ya da sağladığından daha fazlasını talep etmenin hiç anlamının olmaması yaklaşımını. Ama ben, o sıralar sürdüğüm hayatımdan anladığım kadarıyla, karşıt bir denkleme gereksinim duyuyordum. İş, benim ağır bir tempoyla sürdürdüğüm bir şey olacaktı; aşk ise hayatım. .
Sayfa 104 - Ayrıntı yayınları 2. BasımKitabı okudu
Kimin daha çok acı çektiğine gelince ... Eli kalem tutan hangisiyse odur en çok acı çeken. Çünkü tarihi kazananların yazması gibi, aşkın acısı da mektuplan yazanda kalır ...
Belki de aşkın bitmesinin olumsuz olduğu düşüncesi sadece bir bakış açısı meselesidir. Çünkü bana göre aşkın sona ermesi, bir zamanlar aşkın var olduğu anlamına geliyor.
Sayfa 323Kitabı okudu
Reklam
En acısı da, vermekle doyan, besini paylaşmak olan ruhumuz açlıktan ölmek üzereyken biz bir dediğini iki etmediğimiz egomuzu öylesine güçlendirmişiz ki, bir ruhumuz olduğunun farkında bile değiliz.
Söz konusu olan is­ter saf erotizm (tutku-aşk) olsun ister vücutlardaki şehvet, varlığın yok oluşu ve ölüm belirginleştikçe yoğunluk artar. Ölümün kaçınıl­maz bir zorunluluk halini alması erdemsizliği yaratır. Soyut aşk acısı ise, birleştirdiği varlıkların ölümü onları birbirine yaklaştırıp etkiledikçe aşkın son hakikatinin simgesi halini alır.
Aşkın acısından kaçarak sığınılacak tek yer ancak bir savaş olabilir. Ruhumun acısını ancak bedenimin acısı dindirebilir.