432 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Son zamanlarda okuduğum en mistik, değişik, harikulade kitap.. Bana kalırsa büyük bir deha ürünü. Bildiğimiz nice sıradan kitabın arasından bir anda sıyrılacak nitelikte. Oldukça pozitif, enerji dolu, ilginç ve sıra dışı bir romandı. Uzun ve sağlıklı yaşamanın sırlarını açıklamış Yazar; hava, su, toprak ve ateş - her bir maddeyi ayrı ayrı ele almış, onunla bir show sergilemiş âdeta. Daha önce hiç bu kadar tezatlar içeren bir roman okumadım. Bir taraftan fantastik, bir taraftan gerçekçi… Bir taraftan alaycı, bir taraftan oldukça ciddi… Bir taraftan müthiş etkileyici üslup, bir taraftan garip, sürüklemeyen ama merak ettiren konu… Bir taraftan aşkın tarifi, bir taraftan dozunda erotizm… Sonra düşündüm: hayatın kendisi de öyle zaten, tezatlarla dolu. Başlangıçta biraz karışık gelebilir, ama sabredip devamını getirirseniz hepsi değişik bir şekilde bağlanıyor. “ Ben bir ülkenin kralı olmuştum. Ama şimdi kendimin kralıyım” diyor Alobar, ölümsüzlüğü arayan adam.
Parfümün Dansı
Parfümün DansıTom Robbins · Ayrıntı Yayınları · 20195,2bin okunma
140 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Değirmen öykümüz bir soru ile başlıyor. Soruyla öyküye başlayan yazarımız bizi meraklandırarak öykünün içerisine çekiyor. Yaklaşık yarım sayfa kadar bir değirmenin tasvirini yapan yazarımız belli ki olay örgüsünü bir değirmen etrafında şekillendirecek. İnce bir şekilde tasvir yapılarak çok güzel bir şekilde somutlaşan değirmeni okurken gözümüzde
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,4bin okunma
Reklam
517 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
AŞK MI YAZARLIK MI ?
Jack London
Jack London
,bir yazarın hayatı hakkında bir oto-biyografi yapmak ayrı bir edebi dalken,
Jack London
Jack London
her eserinde oto-biyografi tarzda yazılma izlenemi veren ender yazarlardandır. 1876 San Francisco dogumludur ve eserlerinde bu şehirin içindeki yaşanmışlıkları fazlasıyla yer almaktadır. İlk kitabı
Kurdun Oğlu
Kurdun Oğlu
yayınlayıp hatrı sayılır bir okur kitlesine
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202389,9bin okunma
Aşkın en gerçekçi tarifi diyebilir miyiz?
Ara sıra bizi yalayıp geçen bu şiddetli heyecan rüzgârı, aşkın oluşturulma yöntemleri, kutsal hastalığın yayılma biçimleri arasında en etkili olanlarından biridir. Bu durumda ok yaydan çıkar, o sırada birlikte olmaktan hoşlandığımız kişi kimse, aşık olacağımız kişi de odur. Bu kişiyi o ana kadar başkalarından fazla, hatta onlar kadar beğenmiş olmamız bile gerekmez. Önemli olan, o insana düşkünlüğümüzün başka herkesi dışlamasıdır. Bu koşulda, -o kişinin eksikliğini hissettiğimiz anda- onun cazibesinin bize yaşattığı hazların aranışı yerini ansızın yine aynı kişiyi hedef alan, kaygılı bir ihtiyaca bıraktığında, yerine getirilmiş olur; bu alemin yasaları gereği, bu saçma ihtiyacın giderilmesi imkânsız, tedavisi de zordur: Bu mantığa aykırı, ıstıraplı ihtiyaç, ona sahip olma ihtiyacıdır.
Sayfa 217Kitabı okudu
Aşkın en gerçekçi tarifi
“...kesilmiş bir koyunun kasap dükkanındaki manzarası hoşa gitmez, hatta bazılarına iğrenç görünür. Fakat usta bir aşçının elinde nefis bir et yemeği olduğu zaman, dükkandaki manzarasına bakamayanlar bile onu iştahla yer. Aşk da böyledir. Aslında şehvettir, yani hayvani bir istek. Fakat romantik bir muhayyele onu o kadar süsler ve güzelleştirir ki, aşkın ilahi bir duygu olduğuna inanırız. Yüzlerce yıldan beri u şairane tarifleri dinleye dinleye aşkın insanüstü bir şey olduğunu sanmışızdır. Gerçekte aşk şehvet isteğinden başka bir şey değildir.”
Sayfa 194 - Doktor Binbaşı Cezmi OğuzKitabı okudu
Asıl mesele şu ki herkesin ağzındaki yemi geveliyorlar; hem de pek güzel, ahlaklı, hallerinden memnun halde yapıyorlar bunu. Eleştirileri bana İngilizlerin pazar yemeğini hatırlatıyor. Herkesin yediği naneler. Onlar sizin İngiliz edebiyatı profesörlerinizin sırtını kaşıyor, sizin profesörleriniz de onlarınkini. Kafalarının tası içinde tek bir