"Bireysel olarak yaşanan pek çok insansal fenomenin, bireysel tezahürlerinin yanında köklü toplumsal tezahürleriyle de karşılaşılır. Bu anlamda, narsizmi bir kenara bırakırsak, iki varlık arasında yaşandığı için aşkın pek çok toplumsal yansıması söz konusudur. Sözgelimi cinsel birliktelik, türün devamı, aşktan doğan dostluklar, evlilik ve aile kurumu gibi toplumsal birlikler aşk fenomeninin toplumsal yansımaları konumundadır Yine aşk etkinliğinden doğan yaratıcılık ve bunun doğurduğu diğer sonuçlar da aşkın toplumsal bağlamı konusunda önemli veriler sunarlar. Tüm bunlar doğal olarak aşkın etik ve toplumsal bağlamda tartışılmasına neden olmaktadır. Tarihsel veriler Eski Yunan felsefi yazınında aşkın etik ve toplumsal boyutlarının da tartışma konusu edildiğine işaret etmektedir. Şu an sahip olduğumuz tarihsel verilerden yola çıkarak felsefi bağlamda Eski Yunan'da aşkın etik ve toplumsal yorumunun ilk izlerinin Pythagoras ve Pythagorascılarda bulunduğunu söylemek olanaklıdır."