Bu kitapta Meryem'in ve ortadoğudaki çoğu kadının maruz kaldığı olayların örgüsünü okuyoruz. Yazarımız bu olayları çok ince ve detaylıca işleyebilmiş, yer yer bu kadar da olamaz diye yakınırken, yer yerde gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız...
Meryem, yaşak aşkın sonucunda dünyaya gelen bir kızımız. Ve asıl romanın olay ve örgüsü Meryem'den sonra başlıyor. Küçük yaşta evlendiriliyor, çocuk doğuramadığı için kocasından hiç gün yüzü görmüyor, ülkesi savaş içinde, ülkesinde kadınlar bir eşya kadar bile değerli değil. Üstüne kuma getiriliyor, ve kumamızın da ismi Leyla...
Romanımız bu kısımdan sonra ikinci bir bölüme başlıyor benim nazarımda, çünkü Leyla da Meryem gibi, aslında romandaki ve o zamanlardaki tüm ortadoğudaki kadınlarda az Meryem, az da Leyladır bence...
Bunca acı ve ızdırap dolu hayatı okumak bile insanı zor düşürüyor hele yaşamak nasıl olurdu bilemiyorum. Kendimi o zamanki kadınların yerine asla koyamıyorum. Koyulacak bir durumda değiller. Ah insanoğlu, bütün bu acı ve ızdırabı neden yaparız karşımızdakine, defalarca sorguluyorum ben miyim yanlış acaba hemcinslerim mi ? Bunu sorgulamak bile hata. Onlara ne adam ne de erkek denir. Hemcinslerimden utanır oldum kitabı okurken, şu zamanda da utanmamak elde değil zaten....
Umarım sevgi dolu bir hayattayken bu yazımı okuyorsundur sevgili okur. Kitap, sevgi ve mutluluk ile kalın...