Seni, on dokuz yaşında aşktan bihaber, yaranın ne demek olduğunu henüz öğrenmemiş, gündelik telaşları olan sessiz bir gencin karanlık odasına uğurluyorum. Hikâyenin sonundaysa yirmi dört yaşında, aşkın ne denli öldürücü bir his olduğunu bilen, yaranın kelime anlamını kalbine kazımış, hayatın kıyısında dolaşan bir adamın yanında olacaksın.