Gibi Gibi
Birazdan bir kadın gelip karşımdaki sandalyeye oturacak ve ben ona aşık olacağım. Daha önce hiç görmediğim, adını bile bilmediğim bir kadına hem de. Kadını tanımıyorum ama kendimi tanıyorum çünkü. Hayatım boyunca hep böyle oldu. Okulda, mahallede ve meslek hayatımda tanıdığım her kadına aşık oldum ben. Hep sevdim, sevildiğimi hiç bilmiyorum.
Eveeett!..Bir yılın daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. Yayında ve yapımda emeği geçen herkese teşekkürler. Bu yılın bana katmış olduğu en güzel şey kitaplar oldu. Kitaplar bu hayatta sizi sırtından vurmayacağına inanabileceğiniz tek dostunuz diyebilirim. Sevinci, neşeyi bazen de hayatın bilinmeyen gerçeklerini onlara sarılarak  buldum. Gerçek sevmenin ne demek olduğunu, sayfalar arasında yaşayarak anladım. Okuduğum şiir kitaplarında tattım aşkın da ayrılığın da tadını. Bazen yazarın kaleminden dökülen cümlelerde hissettim hüznü, bazen de sonu farklı biten kitaplarda yaşadım şaşkınlığımı. Bazı okuduğum romanlarda ben bu anı daha önceden hatırlıyorum dediğim anlar yaşadım. Omzuna dayanmak istediğim birini aradığımda yazarın kalemine dayandım, sanki ben anlatıyormuşum da yazar beni kaleme alıyormuş gibi buldum kitaplarda kendimi. Kitaplar dünyam oldu, yalanlarla dolu bu koca dünya da tek gerçek kitaplar oldu... Sözün kısası; "Kitaplar bu dünyada nefes almayan canlılar. Bizler okumaya devam ettiğimiz sürece onlar da yaşamaya ve gelecek nesilleri yaşatmaya devam edecektir."
T O K E R
T O K E R
📄🖋 Yıl boyunca kitap tavsiyelerini esirgemeyen arkadaşlarıma da  teşekkür etmeyi borç bilirim...
Reklam
Çok Eşlilik (Poligami)
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisinde Prof. Dr. Doğan Kuban'ın bir yazısını okudum. Yazının özeti şu; tek eşliliğin kadınların ve erkeklerin doğasına uygun olmadığı, monogaminin (tek eşlilik) de insanın icadı olduğu ve günlük yaşamda tarih boyunca monogami hiç olmadığı. Cinsel aşkın anatomisi adlı kitabın yazarı antropolog Helen Fisher ise, 62
Sadece öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
"Bozkırın ortasında gönlü kırılan o kadar çok aşık, mahzun kalmış o kadar çok aşk var ki... Benim gönül dağıma yazılmış olan aşk da oydu. Daha aşkın ne demek olduğunu bile bilmeden sevdim ben onu..." Gönül Dağı
1000Kitap İstanbul 15. "Bolişması" Gerçekleşti
Bu bir buluşma iletisi değildir, zira
Miguel de Unamuno
Miguel de Unamuno
böyle olsun istemezdi. O yüzden bu bir buluşma "ilote"sidir. Havaların iyice ısınmaya başladığı bir mart ayında, fiilen İspanya'ya gitme imkanı olmayanlar için onlarca değerli okur arkadaşımızın ayağına İspanyol Edebiyatı'nı ve
Reklam
Hoşuma gitti, okuyun pişman olmazsınız.
' Sesinin kötü olduğunu söyledikleri için asla şarkı söylemiyorsun. Sırf bu yüzden bağıra bağıra en sevdiğin şarkıyı söylemenin mutluluğunu yaşayamadın. Boyunun kısa olduğunu söyledikleri için asla basketbol oynamadın. Sırf bu yüzden ilk maçında ilk sayını atmanın sevincini yaşayamadın. Müzik aleti çalmanın bir işine yaramayacağını söyledikleri için bıraktın. Sırf bu yüzden ilk kez bir parçayı hatasız çaldığında ki gururu yaşayamadın. Çirkin olduğunu söyledikleri için asla fotoğraflarda yüzünü göstermiyorsun. Sırf bu yüzden ilerde anılarına baktığında mutluluğunu hatırlamıycaksın. Sakin ve havalı durmanı söyledikleri için bir ortamda asla içinden geldiği gibi davranmadın. Sırf bu yüzden zamanla kim olduğunu ve ne hissettiğini unutmaya başladın, olmadığını kişiye dönüştün. “Sana bakmaz” dedikleri için ona neler hissettiğini anlatmadın. Sırf bu yüzden asla cesur olamadın. Ders çalışmak zorundasın dedikleri için en güzel zamanlarında sınavlardan sonra unutacağın ve hiç işine yaramayacak şeyleri anlamak için uğraştın. Sırf bu yüzden dışarı çıkıp genç olmak özgür olmak ne demek anlayamadın. “*rosp*,kaşar” gibi laflar ederler diye sevdiğine hiç dokunmadın. Sırf bu yüzden aşkın huzurunu bulamadın. İnsanlar hep bir şeyler söyledi, sen hep yarım kaldın. Dışarıdaki insanları memnun etmek için çabaladığın kadar, kendini memnun etmek için çabalasan? Özgürlük mutluluk getirir, mutluluksa her şeyi.
Sanal alemde geziniyorum, ve gördüğüm genel durum şudur: Burası yalan dolan burada ciddi kimse yok diyenler çoğunlukta. Evet haklı olabilirsiniz fakat şöyle bir durum daha var : Her ne kadar burası sanal bir yer olsa da burada yazı yazanlar birer insan. Nasıl ki gerçek hayatta iyi ve kötü kişiler varsa burada da olacaktır. Belki buralarda kötülük
Hakikat!
Nedir bir insanı insan yapan hâkikat? Bir inci tanesi kadar umut mu? Bir karanlık gece mi, yoksa yalnız zamanlarımızda bizlere şâhitlik eden gözyaşlarımız mı? Tükenmişlik duygusu mu bizi gerçek kılan? Yoksa bizler miyiz, öylesine çaresiz, öylesine kırılgan, öylesine yorulmuş hisseden? Acımasız kalpleri yuvamız sanmamız mı bizleri değiştiren? Başka
679 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.