Habib o civarın genel adını söylemişti. Ama özelde sırf bu mıntıka için "Kerbelâ" deniliyordu.
Hüseyin aradığını seçip çıkarmıştı nihayet. Dilinden tane tane "kerb" ve "belâ" sözcükleri dökülüverdi. İlki "hüzün" manasına geliyordu, ikincisiyse "musibet."
Sayfa 313 - Paradoks Kitap