160 syf.
9/10 puan verdi
"Kürk Mantolu Madonna", duyguların derinliklerine inen ve insan psikolojisini incelikli bir şekilde ele alan etkileyici bir eserdir. Sabahattin Ali'nin romanı, Harvanlı Raif Efendi'nin Maria Puder'e duyduğu platonik aşkı merkeze alarak, içsel çatışmaların, hayal kırıklıklarının ve gerçeklik ile hayal arasındaki ince çizginin işlendiği bir hikaye sunar. Roman, dış dünyanın görünüşüyle iç dünyadaki duygular arasındaki uçurumu vurgular. Raif Efendi'nin Maria'ya duyduğu aşkın gerçekliği ve bu aşkın trajik sonu, insanın anlaşılmasının zorluğunu ve içsel karmaşıklığı işaret eder. Aynı zamanda, eser, sevgiye, aşka ve hayata dair derin düşüncelere yol açar, okuyucuya insan ilişkilerinin karmaşıklığını gösterir. Roman, duyguların karmaşıklığını ve insanın içsel dünyasındaki derinlikleri aktarırken, Maria ve Raif'in ilişkisiyle birlikte sevginin, özlemin ve kaybın evrensel doğasını da gözler önüne serer. Bu eser, insan doğasının kırılganlığını, anlaşılmanın zorluğunu ve duygusal karmaşıklıkların etkileyici bir yansımasını sunar.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315.4k okunma
“Çektiğim sevgi miydi, aşk mıydı bilemedim. Zamanı kaybettim… Şimdi bile bir girdaptayım, çıkamıyorum. Sahilim neresi bilemiyorum. Dalımı toprağa verdim, tutunamıyorum, varlığımı yitirdim, kayboldum, ayaklarım kayboldu, yürüyemiyorum.” “Can ile canan arasına gidip geldi. Canını düşünse cananı feda edemiyor, cananı tercih etse canına kıyamıyordu. Sevgilinin mutluluğu için feda olmak kolaydı ama…” "Aşkın gözünü kör, kulağını sağır zannedenler yanılıyordu; aşk insana hem doğru yolu gösterir, hem doğru sözü ettirirdi." “Dostum, bilirsin ki aşk nefisleri kahreden, kalpleri esir eden bir zorbadır. Başı esaret, ortası hastalık, sonu helaktır!” “Aşkı öğrenmek için mutluluğa değil hasrete, hicrana, firkate, ayrılığa ihtiyacın olduğunu bilmemisin. Aşkın azığı mutlukuk değil kederdir, üzüntüdür, elemdir.” "Her aşkta sevgi vardır ama her sevgide aşk bulamaya bilirsin. Sevgiye baş eğersen adı aşk olur. Faydasını gördüğün bir arkadaş gibi, cana yakın bir dost gibi... Bedenleri ruhlarıyla, kalpleri duygularıyla, zihinleri düşünceleriyle, akılları da fikirleriyle o alır emrinin altına, yakar, pişirir... Bir çakmak taşıdır ki ateşi içinde gizlidir."
Kapı
Reklam
Karşılığı alınmışsa bir aşkın, mutlaka sonu da gelir...
Sayfa 5 - Destek Yayınevi
Son zamanlarda sık sık aşkın sonu ilan edildi. Aşk bugün sınırsız tercih özgürlüğünün, seçeneklerin çeşitliliğinin ve mükemmellik zorlamasına kurban olmuştur.
— Ayhan, dedi, fedakârlığın sonu gelmez. Zaten kimse fedakârlık etmez. Edeceğim der. Her aşkın ilk zamanlarında, fedakârlıklardan söz edilen, budalaca bir dönem vardır.
Aşkın sonu hep hüzündür diyenler var ya Aldanma ooo aldırma Aşkın sonu hep hüzündür diyenler var ya Aldanma ooo aldırma Gitme, sensiz yapamam, Bir şey var Seni bana, beni sana bağlayan Aşkım bensiz yapama, Biri var Senin için deli gibi ağlayan
Reklam
Kadınlar olmaksızın dünyadaki hayatımızın başlangıcı tam bir çaresizlik ve acziyet; ortası zevkten mahrumiyet ve sonu teselliden yoksunluk olurdu.
"Evet, bir kadının da, erkeğin de ortak gizli beklentisi hayat arkadaşının kişiliğinde sürekli bir huzur, sonu gelmez, düzenli bir duygu birlikteliği bulmak değil midir? Evet, aşkın temelinde bu vardır ve bu temelden birazcık olsun sapması durumunda değişiriz, soğur... Acı çekmeye başlarız.
Sayfa 264Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.