Aşkın tezahür biçimleri vardır
Karşı cinse duyulan aşk, insana duyulan aşk, tabiata duyulan aşk, varlığa duyulan aşk.. Halka halka büyüyen ve sınırları genişleyen bu aşk duygusunun varacaği nihai zirve, "ilahi aşktır..
Freud
_Söz ile Sihir eskiden aynı şeydi; sözlerin sihirli güçleri vardır. _Sevgi ve sinir doğru orantılıdır. _Aşk yoktur; libido vardır. Aşık insan deIidir. _Dünün mutsuz çocukları, bugünün psikopatlarıdır. _Hiçbir önerme, kendi kendisinin kanıtı olamaz. _Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe
Reklam
Mehmet Yaşar Soyalan(14/06/2018)
“Aşk” ve “sevgi” kelimeleri insanlıkla yaşıt olmalıdır. Bu kelimelerin ilk insan topluluklarındaki tezahürleri bugünkünden pek farklı olmasa gerektir. Hem arkeolojik bulgularda hem de dini metinlerde böyle düşünmemizi haklı çıkaracak pek çok emare söz konusudur. Ayrıca bir de insanoğlunun değişmeyen doğası/yapısı var. Dolayısıyla insanlık tarihi
Dahası tam da şövalyeliği niteleyen merhamet, adanmışlık ve sadakat gibi özellikler salt dinsel özellikler değil, aynı zamanda erotik özelliklerdir de. Yine burada duyguya bir biçim, bir üslup katma arzusunun sadece sanat ve edebiyatta ifade edilmediğini hatırlamakta fayda vardır, o aynı zamanda hayatın içinde; saray çevresindeki sohbetlerde, oyunlarda ve sporlarda ifadesini bulur. Buralarda da yüce ve romantik bir ifadenin peşindedir. Dolayısıyla, hayat temalan ve biçimleri edebiyattan alırken, edebiyat da her şeyden önce sadece hayatı taklit etmektedir. Aşkın şövalyece yanı her nasılsa kendini edebiyatta ifade etmeden önce hayatta tezahür etmiştir.
Devlete Karşı Savaş: Stirner ve Deleuze’ün Yaklaşımı
Devlete Karşı Savaş: Stirner ve Stirner’in çağdaş siyaset teorisi üzerindeki tesiri çoğunlukla ihmal edilmiştir. Bununla beraber, özellikle iktidarın işlevini göz önünde tutarsak, Stirner’in siyasi düşüncesi ile postyapısalcı teori arasında şaşırtıcı bir yakınlık bulabiliriz. Örneğin Andrew Koch, Stirner’i, çoğunlukla içine yerleştirildiği Hegelci
44 syf.
10/10 puan verdi
ÖYLE KIYIDA KÖŞEDE ÇOK ÇOK DEĞERLİ
Bir anlamda ilk edebi eserler olan destanlar, bize, hiçbir maddi kaynağı olmayan, kadın ve erkeği aşan aşklardan bahsederdi. Bu metinlerde, kadın ve erkek sanki sadece yüce bir sevginin araçları, bedenlerüstü bir aşkınlığın unsurları gibi tezahür ederdi. Destanlar, toplumsal nedenlerle kavuşamayan kadın ve erkeğe dayanır ve bu kavuşamama hem
Ölüm Hastalığı
Ölüm HastalığıMarguerite Duras · Metis Yayınları · 2005582 okunma