Başlangıca, veba ile hayat veya bizi ilgilendiren konuya, yani veba ile sa nat arasındaki kesişmeye gelecek olursak, çözülmesi gereken düğüm tarihte değil, tarihyazımında aranmalıdır. Bu düğüm, 1951 'de Princeton'da yayımlanan dahiyane ve son derece ilginç bir kitap olan Millard Meiss'ın After the Black Death[Kara Ölümün Ardından] kitabından kaynaklanmış tır. Bu eserde başrolü oynayan 1348'in Kara Vebası, XIV. yüzyılın ikinci yarısında Floransa'da sanat alanında yaşanan gerilemenin ardındaki belirleyici faktör olarak görülür. Amerikalı araştırmacının veba salgını sonrası ile ilgili bu teorisinde haklı olup olmadığı, aslında o yıllarda yeni sona ermiş dünya savaşından etkilenmiş olmasının mümkün olup olmadığı çok tartışılmıştır. Başka bir deyişle, Meiss'in kara vebanın bitişinden sonra Floransa resim sanatın da izlediği aşkın ve teokratik, yeni orta çağcı ve Giotto karşıtı eğilimin, Meiss'in çağdaşı olan figüratif eğilimlerin bilinçaltındaki yansıması olarak mı görülmeliydi? Sanki savaş sonrası Amerikan resminin soyut eğilimi Meiss'ı, Andrea Orcagna ve Floransa'daki müritlerinin meta-tarihi (ve doktrinci ve muhafazakar) resimlerini benzer şekilde yorumlamaya itmişti. Burada söz konusu olan, 1343-1368 arasında faal bir mimar, oyma sanatçısı ve ressam olup, Floransa gotik stilinin ritüel, karmaşık ve son derece süslü bir yorumunun başkahramanı olan ve Orcagna olarak bilinen Andrea di Cione'dir.